O Bir Canavar

3.5K 195 370
                                    

"Prensim... Artık onu gömmeliyiz."

Yoongi odaklanmış şekilde kralın yüzüne bakıyordu. Eski kralın. Ne zamandır bu anı bekleyip, bu an için yetiştiriliyordu. Mutlu muydu bu durumdan? Yoksa üzgün mü? Sevinmeli miydi? Yoksa korkmalı mıydı?

Yoongi bir kaç saniye daha babasının yüzüne bakıp iç çekerek ayağa kalktı.

"tamam. Ne gerekiyorsa yapın"

Yoongi kapıya doğru yönelmişken. Prens çıkmadan onaylayıp hafifçe eğildi hizmetkar. Yoongi ise annesinin odası, kraliçenin odasına doğru ilerledi.

Kapının önünde soluklanıp kapıyı çalıp içeri girdi.

Hafifçe başıyla selamlayıp

"kraliçem"

"gel oğlum otur şöyle" dedi güzel kraliçe eliyle gösterirken.

Yoongi annesinin gösterdiği yere oturdu ve annesinin konuşmasını bekledi.

"artık her şeyin daha da zor olacağının farkındasın değil mi oğlum?"

Mırıltı tarzı sesler çıkararak onayladı yoongi.

"yoongi... Halk fazlasıyla karşı çıkacak. Üzerine gelecek ama-"

"bunların hepsini biliyorum kraliçem. Yüzümde ki yara izinden ne kadar rahatsız olup karşı çıkacaklarını da fakat yara izi babamdan daha iyi yönetemeyeceğim anlamına gelmez sonuçta. Halk rahata erdiği zaman anlayacak ne derece iyi bir kral olduğumu ve bana destek çıkacak"

Kraliçe kafasıyla onaylayıp bakışlarını tekrar yoongiye çıkardı ve gülümsedi hafifçe.

"yoongi, evladım, prensim, artık bir prense daha ihtiyacımız var biliyorsun değil mi? Bir veliahta daha."

Yoongi sesli bir şekilde nefes verdi.

"söyleyecekleriniz bu kadarsa gidebilir miyim?"

"çekilebilirsin"

Yoongi annesine şu son iki üç saat daha tahammül ediyordu. Daha sonra kendisi tahta geçecek ve herkesden daha üstün olacaktı.

Kraliçe yoonginin ardından odaya gelen devlet adamlarını görünce yalandan ağlamaya başladı. Yoongi kimse görmeden göz devirdi.

Kraliçe kralım 5.eşiydi ve kral olduğu için evlenmişti. Yoksa yaşlı kralı sevmiyordu. Yoonginin annesi saraya geldiğinde yaşlı çirkin kralı sadece öldürüp çabucak kurtulup burdan gitmek istiyordu fakat biraz düşününce elinde avucunda hiç bir şey kalmayacağını fark etti.

Kralı gördüğündeyse öyle çirkin biri değildi. Yaşlı ama karizmatik gözüküyordu. O yüzden biraz daha katlanmaya karar verdi. Yoongi doğduktan sonra ise yavaş yavaş kralı zehirledi.

Yoongi uzaklaşmadan kapıyı dinledi bir kaç saniye. Hep aynı şeyleri söylüyorlardı.

"yüzü kesik birisi kral olmaz!"

"halk ayaklanır!"

"öldürürler onu"

"farklı birini başa çıkarmalıyız en azından tek prensin oğlu olana kadar"

Kraliçe yalandan ağlamaya devam ediyordu kocası için. Bir yandan da dediklerine karşı çıkıp oğlunun tahta çıkacağını söylüyordu.

Yoongi kendi odasına gitti. Şuan üzerinde kimsenin anlayamayacağı kadar büyük bir yük vardı.

Bir kaç saat sonra bir sürü insan ondan nefret edecekti. Otoriter olmalıydı. Onları korkutmalıydı.

Yoongi bir kaç saat kadar orada oturdu. Çalınan kapıyla düşünceleri bölündü ve gel komutu verdi.

THE LOST PRINCE - TAEGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin