Uzaklaş

2.7K 182 23
                                    

Biraz daha öne çıktım, böylece Emir'i, silahlı adamı ve aralarındaki mesafeyi görüş alanımda tutabildim.

Hala çömelmiş telefonda konuşuyordum. Yeterli değildi ve zaman daralıyordu.

Tam o anda Emir ıslık çaldı, adamın dikkatini çekmek için birkaç notalık neşeli bir ıslıktı.

"Her şey yolunda mı dostum? Bunu yapmak için harika bir gün." dedi Emir adama.

Sİlahlı adam döndü, boştaki eli Emir'i uyarmak için ileri doğru uzandı ve "Uzaklaş." dedi.

Düşündüğümden daha yaşlıydı; sanırım kırk yaşlarındaydı. Beyazdı, sarı saçları biraz döküktü. Alnında derin çizikler vardı ve ağzının kenarında parantez gibi izler vardı.

Gözlerini dikmişti, saklandığım yerden bile irislerinin etrafındaki beyazlığı görebiliyordum. Sağ elinde silah zımba gibi hazırdı.

"Defol git, dostum. Bu seni ilgilendirmez." dedi silahlı adam.

"Sorun ne? Neler oluyor?" diye soran Emir ile silahlı adam dişlerinin arasından tıslayarak "Sürtük karımı ve küçük oğlumu arıyorum." dedi.

Operatör ona söylediğim her şeyi kulağıma tekrar ediyor ve adresi kontrol ediyordu, sesi sakin ve genizden geliyordu.

Dikkatimi tamamen önümdeki sahneye vermiştim. "Size destek ekibini olabildiğince çabuk göndereceğiz. Özel tim yolda. Hava Destek Birimi kalkıyor. Hatta kalın." dedi.

Onunla tartışmayacaktım ama iki elimi de kullanmam gerekiyordu. Telefonu pantolonumun cebine koydum.

Sesi açıktı, böylece kadın neler olup bittiğini duyabilirdi. Bahçeye doğru ileri atıldım.

Emir'le aramızda yaklaşık on metre mesafe vardı, giderek silahlı adama ve daha da önemlisi silahına yaklaşıyordu.

Adamın ötesinde yaklaşık on kadın ve on beş çocuktan oluşan bir grup vardı. Sanki tek umutları oymuş gibi Emir'e bakıyorlardı.

"İkiniz artık birlikte değil misiniz?" diye sordu Emir. Onu oyalamak için bu soruyu soruyordu.

"Ayrıldık. Birkaç ay önce. Beni kapının önüne koydu." dedi silahlı adam. 

Emir hayıflandı ve "Adın ne dostum?" diye sordu. 

"Sadık." dedi silahlı adam. 

"Bunun bir faydası olmayacak, öyle değil mi, Sadık? Küçük oğlunun seni bir silahla görmesini istemezsin, değil mi? Aslında bunu istemiyorsun." dedi Emir.

"Onun nerede olduğunu bilmiyorum." dedi Sadık, yüzünü çocukların ve kadınların olduğu gruba çevirmek için arkasını döndü.

Elindeki silahı onlara doğru sallıyordu. "Bana söylemezler." dedi Sadık.

"Belki burada değil. Belki eve gitti." dedi Emir.

Yüzünde korkunç bir gülümseme oluştu ve "Annesi olmadan gitmez." dedi Sadık. 

"O hiç bir yere gitmiyor." dedi Sadık. Emir ile aynı anda onu gördüm: Kadının cesedi yerde yatıyordu.


Suçlu Kim?Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu