İyi ki bana söyleme dedim Tolga..

Ama kızım oluyordu.
Onur'un kızını o kadar seveceğine eminim ki.
Baba olacağına o kadar mutlu olacak ki.. ve birde kız babası olunca işler değişecek ve daha mutlu olacak.

Gülümseyerek karnıma elimi koydum kısık sesimle "kızım.." dedim

Ablam "kaç aylık böyle hemen cinsiyetini öğrendiniz" deyince yüzümü ona çevirip "üçe yakınmış"

Ablam gözlerini kocaman açıp "yok artık.hani senin karnın niye çıkmadı fazla" beni süzüp tekrar konuştu "hiç mi fark etmedin kızım!?" Dediğinde cıkladım. Tabii kendi ilk aylardan ayı gibi olunca..
"doktor bazılarında böyle olduğunu ve normal bir şey olduğunu söyledi."

"Hıı anladım. Enişte biliyor mu?"

"Bugün geldiğinde söyleyeceğim"

"Ay teyze mi oluyorum ben şimdi" ablamın mutlulukla söylediğine bende gülümsedim.

Anne oluyorum..

Ablam bugün hastanede kalacaktı bende ne kadar burada kalmak istesemde abim hamilesin olmaz dedi.
Abim evime bıraktı ve o geri hastaneye gitti.

Evime geldiğimde saat gece 12 olmuştu Onur hâlâ aramamıştı.
Doktor Emre'yi arayıp hamile olduğumu hastaneye bir süre daha devam edemeyeceğimi söylemiştim.
Sabah bununla ilgili şeyleri imzalamak için hastaneye gidecektim.

Onur arayacak diye telefonumu yanımdan ayırmıyordum.
Mutfağa gidip kendime meyve suyu aldım. Meyve suyumu içerken telefonum çaldı hemen alıp arayana baktım eşim.. o kadar heyecanlı açtım ki telefonu..

"Canım?" Dedi
Sesine kurban olduğum..

"Ef-efendim"
Sesimin titremesine engel olamadım

"İyi misin?"

"Evet"

"Yarın sabah oradayım"

"Gerçekten mi"
O kadar sevinmiştim ki..

"Evet"

"Şimdi kapatmam lazım"
Silah sesi..
Telefonun dııt dıt sesi..

"ONUR!"
"Onur cevap ver lütfen.."
Öyle bağırmıştım ki..
duymayacağını bile bile bağırmıştım..

Telefonda vakit kaybetmenin bir manası yoktu ağlayarak kalkıp odamıza gittim dolabımdan çıkardığım pantolon ve tişörtü hızla üzerime geçirdim
Ağlayarak telefonumda abimi buldum "abi hemen gel, hemen almaya gel beni!" ağlamalarım eşliğinde zar zor konuşabilmiştim.

"Bir sorun mu var Gökçe?" cevap veremedim, sadece "hemen gel." diyebildim.
"Tamam geliyorum bekle." araba kapısının kapanma sesini duyunca telefonu kapattım.

Anahtarı alıp evden çıktım. Kısa bir süre sonra abim gelmişti arabaya binip Onurların kaldığı karargaha gitmesini söyledim.
Abim "ne oldu söylesene" deyince "sen sür anlatacağım" dedim

Sürmeye başlayınca "telefonda konuşuyorduk.. silah sesi geldi.. ardından telefonu kapandı" hıçkırık.

"Tamam ağlama.. hemen öyle kötü düşünme belki sen yanlış duymuşsundur"
Dediğine o bile inanmıyordu..

Karargaha gelince hemen arabadan indim ve Onurların en büyüğü olan adamın odasına hızlı hızlı çıkmaya başladım.

Kapıyı tıklattım ve gel demesini beklemeden içeriye girdim "Onur.. Onur Ege Saral.. telefonla konuşuyorduk silah sesi geldi bir şey mi oldu" hıçkırık.

Adam odaya girme şokumu atlatınca konuştu "bir dakika kızım sakin ol. Ben telsizden ulaşırım şimdi"

"Hemen ulaş o zaman!ne bekliyorsun!?" Odayı daha yeni bulan abim "sakin ol Gökçe" demişti.
Sakin ol? Sevdiğim adama ne oldu bilmiyorum ve sakin ol?

Adam telsizden bağlanınca bir ümit telsize öyle bir baktım ki, sanki önümde Onur var...
Telsize çıkan biri, "iki yüz on, emret komutanım!" Onur değildi.

"Tehlike var mı?"
Olmasın.Allahım lütfen olmasın.. ona bir şey olmasın.

Ve duymayı en son bile istemeyeceğim ses..
"Dokuz yüz ikide var komutanım. Vuruldu.."

Vuruldu..
Vuruldu..

Sonrası karanlık..

Uyandığımda başımda büyük bir ağrı vardı bileğimdeki serumu gördüğümde her şey kafama dang etti ve canımın acıması umrumda olmadan serumu çıkardım

Ayakkabılarımı giyerken burası benim çalıştığım hastane olduğunu da anlamıştım.
Özel hastane olduğu için karargahda bir şey olunca genelde buraya getiriyorlardı
Buraya getirmiş olmaları için dua ettim..
İlkinde olduğu gibi şaka olmasını istedim..

Odadan çıktığımda herkesin bir telaşla sedyeyi itişdirdiğini gördüm.

Yaklaştım.. yaklaştım.. daha fazla yaklaştım.. sevdiğim adam.. sedyedeki her şeyim.

Yanına gittim elini tuttum beni çekiştiren hemşireyi ittim

Gözleri hâlâ açık gibiydi hıçkırarak konuşmaya başladım
"canımın içi..
kız babası olacaksın canımın içi..
sen uyursan dayanamayız.
Hem sen çok isterdin kız babası olmak? Hep kızının olmasını isterdin..
sevgilim.
Uyan canımın içi uyan!"

Biraz gözlerini araladı ve gülümsedi ellerini karnıma koydu ellerini tuttum.

"Kızım kırılacaksın,odana gidip ağlayacaksın ama ben uzaktan da olsa hep yanında olacağım.
Sana bu sözleri büyüyünce söylemek isterdim ama göremeyecek gibiyim prensesim..
Neler yaşarsanız yaşayın,ne kadar boşlukta olursanız olun senin baban, annenin her şeyi uzaktan da olsa hep yanınızda..
Kızım bir kişi seni sevmeyince 'sevilmiyorum' deme..
Baban seni seviyor.." karnımdan gözlerini çekip bana baktı

"hayatımın en değerlisinin bana vereceği en güzel hediye.. Seni seviyorum. "

Sonrası, doktorların bağırışlarına karışan hıçkırıklarım...

"Kan kaybediyor lütfen"

"Hanım efendi kan kaybediyor çekilin lütfen"

"Gökçeciğim ağlama o iyi olucak ona hayatında istediği en güzel şeyi verdin sen. ağlama"

"Gökçeaşkım sen ona junior kendinden verdin ağlama iyi olacak"

"Kardeşim gel hadi ağlama gel lütfen doktorlar işini yapsın"

Ve ben sadece 1 kişinin sesini duymak istiyordum
Sevdiğim Adamın.

~♡

Diğer bölüm final❤

18 Mart'a yakışan bir final...🇹🇷

umarım biraz olsun size, komedinin aşkın yanında bazı acı gerçekleri de gösterebilmişimdir.
siz ne kadar kitabın sonuna takılsanız da çevremizde o kadar çok lösemi olan var ki umarım biraz olsun onların da kalbine dokunabilmişimdir. hepiniz çok güçlüsünüz,güçlüyüz. böyle bir son ve böyle bir hikaye yazmamdaki tek amaç sizi biraz olsun güldürebilmek ve bazı şeylerin farkına varmanızı sağlamaktı, kendinize iyi bakın kocamaaan KKO ailesi 💖

final bölümü ve özel bölüm gelecek, bir de sürpriz bir bölüm daha olacak, sürpriz bölüm de Onur'un mektubu olacak. Onur'un mektubunu kitabı ilk bitirdiğimde yayınlamadım yani daha hiçbirimiz okumadık . 🎈

18.03.21

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now