♡/25

116 10 0
                                    

Kısa olacağı için iki bölüm birden attım. Bunu okuyup diğerine geçebilirsiniz.
.....

Elimi sıranın altına atmamla bir not bulmam bir oldu. Açıp hemen okudum. İçinde 'telefonuna bak' yazıyordu. Okuduğum an telefonum titredi ve bütün günümüzü bozacak şeyi gördüm.

Bilinmeyen:

Bilinmeyen: Ne kadar mutlular görmüyor musun?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bilinmeyen: Ne kadar mutlular görmüyor musun?

Bilinmeyen: Artık bunu görüyorsun ama gözünün önünde olanları görmüyorsun.

Bilinmeyen: Sence Burcu ve Eren konuşmayı bıraktı mı?

Bilinmeyen: Sencesi umrumda değil. Cevap hayır.

Bilinmeyen: Sen olsanda olmasan da birbirlerine ait olanlar

Bilinmeyen: Eren ve Burcu

Fotoğraf, yazdıkları hepsini tekrar tekrar okudum. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eren ve Burcu birbirine ait. Hâlâ konuşuyorlar. Buna inanmalı mıydım? Eren'e sormam gerekiyordu. Ondan gerçeği  öğrenmem. Ama yapamazdım. Şu an bunu kaldıracak gücüm yoktu.

"Hocam, acilen çıkmam gerekiyor. İyi değilim."

Gerçekten iyi değildim. Ama sadece üzüntü değildi bu. Başım bir anda dönmeye başlamıştı. Umarım bunun sonu nöbet geçirmem olmazdı. Hoca izin verir vermez çantamı toplamaya başladım. Eren ve bir kaç kişi daha meraklı gözlerle bana bakıyordu ama hastalığımı bilem sadece Eren'di. Bu yüzden de daha çok korktuğu anlaşılıyordu.

"Ne oldu? Neyin var?" cevap vermeyince kolumu tuttu.

"Mayıs." Cevap verecek gücüm yoktu. Kolumu ondan kurtarıp hızlıca sınıftan çıktım. Ben çıkarken hala oturduğu için bana yetişmesi zordu. Bunu bilerek merdivenlere yöneldim. Sonunda okuldan çıkmıştım. Bahçe boştu ve oylanmadan okuldan çıktım. Sonra babamdan izin kağıdı getirirdim.

"Mayıs"

Eren'in sesiyle arkamı döndüm. Onunla konuşursam belki her şeyin yalan olduğunu söylerdi ve her sey çözülürdü ama şu an o gücü kendime bulamadım. Cevap bile vermeden yoluma devam ettim. Ama sonunda istemediğim şey olmuştu. Başım daha da dönmeye basladi. Eren bana sesleniyordu ama sadece uğultu olarak duyuyordum. Tamamen etrafımdaki sesler kesildiğinde Eren yanıma gelmişti. Tam anlamasam da hala benimle konuşma ya çalışıyordu galiba. Önce sırtımdan tuttuğunu hissettim ayaklarım beni taşıyamadığında kendimi Eren'in kucağında buldum. Kolları belimi ve bacaklarımı sardığında kalp atışlarım normale dönüyordu. Tekrardan sesleri duymaya başladım. Hızlıca arabaya bindik. Yol boyunca benimle konuşmaya çalışan Eren'e hiç cevap veremedim. Bur sedyeye yatırıldığımda hastaneye geldiğimizi anladım. Düşüncelerim, duyduklarım, gördüklerim yavaş yavaş son bulurken  gözlerimi de kapattım. Son hatırladığım Eren'in söyledikleriydi.

"Yanındayım, yanındayım Mayıs. İyi olacaksın. Burdayım."

NOTHING [texting]Where stories live. Discover now