bir park macerası

1.7K 186 119
                                    

Son birkaç haftadır beraber yaşıyorlardı ve günleri oldukça basit geçiyordu. Taehyung kalkıyor, Jimin ve kendine kahvaltı hazırlıyor, sonra da işe gidip geliyordu. Fakat buna rağmen Taehyung'a önceden boğucu gelen bu rutin sevdiği bir şey haline gelmişti. İşte bile daha fazla gülümsüyor, diğer çalışanlar ondaki bu ani değişimin sebebini merak ediyordu. Bir an önce eve dönmek için dakika sayıyordu orası ayrı.

İşten eve döndüğünde diğer günlerin aksine Jimin salonda ya da Taehyung'un odasında değildi. Kapıda Taehyung'u bekliyordu. Taehyung ceketini omzuna atarken bir yandan da kravatını çözmeye çalışıyordu. "Taehyung?"

"Efendim?"

Sonra kafasına dank eden şeyle Jimin'e döndü. "N-ne dedin?" Jimin ise gözleri kısılana kadar gülmüş ve bir daha tekrarlamıştı. "Taehyung." Çocuğun sesini gülerken de duymuştu fakat şimdi Jimin karşısında dururken ve utangaç bir şekilde adını söylerken farklı hissetmişti. "Aman tanrım, konuşabiliyorsun!" demişti ve o sırada heyecandan ne yaptığını bilmiyordu. Jimin'i kollarıyla sarıp kaldırmış ve etraflarında dönmelerini sağlamıştı.

Jimin'in şaşkınlıkla ona bakan gözlerini bile fark edememişti çünkü oldukça mutluydu. Ne zamandır çocuğun konuşması için uğraşıyordu ve şimdi Jimin, ilk kelimesini söylemişti ve o da 'Taehyung'du.

❀ ❀ ❀

Taehyung, sabaha odasındaki bir adet Jimin ile uyandı. Jimin kuralları hiçe sayıp odasına giriyor, dolabını karıştırmaktan büyük bir haz alıyordu. Taehyung çoğu zaman aradığı kıyafetleri ya Jimin'in üzerinde ya da salondaki koltukta buluyordu. Fakat artık Taehyung'un da kuralları pek önemsediği söylenemezdi.

"Gel buraya." demiş ve elini Jimin'e uzatmıştı. Sesi yeni uyandığından dolayı normalden de kalındı, öksürüp sesini düzeltmeye çalıştı. Gözleri parlayan Jimin koşarak yatağa ulaşmış, yorganın Taehyung'un ayaklarına gelen kısmını kaldırarak içine girmişti.

Dizleri üzerinde emekleyerek Taehyung'a ulaşmaya çalışıyordu. "Ah! Karnıma basma Jimin." Taehyung inlemiş ve elleriyle acıyan karnını tutmuştu. Küçük görüntüsünün aksine çocuğun nasıl bu kadar ağır olduğunu düşünüyordu.

Jimin ise biraz önce Taehyung'un iç organlarını birbirine karıştırmamış gibi ona doğru sokulmuştu. Birkaç gündür beraber uyuyorlardı ve belli ki Jimin'in salona dönmek gibi bir planı yoktu.

Sanki unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi Jimin aniden dirsekleri üzerinde yükselip Taehyung'a dönmüştü. "Kılıcımın tadına bak!" elinde sanki bir şey tutuyormuş gibi Taehyung'un boynuna tutmuştu. O sırada ise Taehyung çatık kaşlarıyla Jimin'e bakıyor, çocuğun neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu.

"Bu seferlik hayatını bağışlıyorum!" demiş ve kafasını geriye atarak gülmüştü. Taehyung'a baktığında hala çatık olan kaşlarını gördüğünde Jimin'in yüzü düşmüştü, beklediği tepkiyi alamamıştı demek ki. Aklına gelen şeyle yüzü aydınlanmış ve bir şarkı söylemeye başlamıştı. Tanıdık melodiyle Taehyung yavaş yavaş olayı anlamaya başlamıştı. Televizyonda çıkan bir dondurma reklamıydı bu. Taehyung heyecanla sordu bu sefer. "Konuşmayı televizyondan mı öğrendin?" Jimin ise hızlı hızlı kafasını sallamış ve işaret parmağıyla kendini göstermişti. "Artık konuşma biliyor." demişti. Başka birinden bahşeder gibi konuşması Taehyung'un gülmesine sebep olmuştu.

fragile love ❆ vminWhere stories live. Discover now