ASYA

16 5 0
                                    

Başladığınız saati buraya bırakır mısınız :)
İyi okumalar :)

Hastaneden ayrıldıktan sonra bir hafta boyunca sadece kitap okumuştum, odamdan hiç çıkmamış gelenleri de sert bir şekilde uyarıp yollamıştım.

Ben istemezdim ki böyle olmasını, bu illetin beni bulacağını da hiç düşünmezdim. Bu bir hafta boyunca yanıma aldığım tek kişi Enis oldu.

Ben almasam da zorla geldi. Bir şekilde yanıma kıvrıldı, saçlarımla oynadı. Okuduğum kitaplar hakkında yorum yaptı. Zorla bir şeyler yedirdi. Benimle ilgilendi.
Sahil olaylarından sonra bana bu şekilde geleceğini hiç tahmin etmezdim.

Babam dağıldı. Kim üç günlük kızı için ölmüş kadar olur bilmiyorum ama o oldu. Her an tetikte gibiydi.

Afra bir süre kendisini suçladı daha sonra Enis bu hastalığın önceden de var olduğunu sadece o kavganın teşhisi koymakta etkisi olduğunu zor da olsa anlatınca kendine geldi.
Hande abla ve Hakan abi boş zamanlarında hep bizdelerdi. Hande abla neredeyse gitmiyordu eve hatta.

Şimdi de hastaneye gitmek için hazırlanıyordum. Babam ve Afra çok gelmek isteseler de bunu gereksiz bulmuştum. Afra zaten okula gidecekti bugün, babamın da artık işe gitmesi gerekiyordu. Dün gece çok düşündüm. Bana gelen acılarla, zorluklarla baş etmezsem yaşamanın ne anlamı var ki. Dünyaya geliş amacımız da bir nevi bu değil mi?
Asla açmadığım saçlarımı son olarak tepemde toplayıp aşağı indim.
Babam ve Enis dosyalara bakarak bir şeyler konuşuyorlardı, geldiğimi fark ettiklerinde ikisi da bana döndü. Babamın bu bakışlarına o kadar dayanamıyorum ki, gözlerinden hiç eksilmeyen merhamete bir de korku eklenmişti şimdi.

"Gelmemi istemediğinden emin misin Birtanem?"

"Evet baba, Enis'e de gerek yok aslında ama."

"Hayır." İkisi de aynı anda konuşunca bir şey söylemeyip portmantodan ayakkabılarımı alıp giyindim.

Baban kendi arabasına binerken Enis de yanıma gelip kilidi açtı.

"Randevudan sonra bir şeyler yaparız."
Bir süre düşünüp başımı salladım.

Radyodaki şarkıya eşlik ederken halimden oldukça memnundum. Enis ile aramızdaki duvarları bu denli aşmak hoşuma gidiyordu.

"Sesimi duymuyor musun? Sana aşığım diyorum."
Ben sözleri söylerken Enis de ilk kez bana eşlik etti.

Sonunda hastaneye geldiğimizde Enis torpidodan bir şeyler alıp benimle beraber arabadan indi. Danışmada parmak okutma işleminden sonra birkaç dakika daha bekleyip içeri girdim.

"Hoş geldin Aden."
"Hoş buldum."
Masasının önündeki deri koltuğa oturdum, bilgisayardan bir şeylerle ilgilenip bana döndü.

"Bir hafta boyunca neler oldu, ayrı sesler ya da var olduğuna inandığın cisimler gördün mü?"

"Hayır sesler bana ne yapman gerektiğini değil de bundan sonra ne yapacağımı söyledi son birkaç gündür ses yok, cisimler de hiç görmedim."

"Güzel, ilaçlar? Gözle görülebilir zararları oldu mu mental olarak ne hissettin."

"Gözle görülebilir? Halsizlik. Halsizim, kolumu kıpırdatacak dermanı bulamadım kendimde ilk günlerde uyudum devamlı daha sonra alıştım sanırım şu an halsizlik olsa da ilk günlerdeki gibi değil."

"Vücudun ilaçları kabul etmiş, bugün ayrı iki ilaç daha yazacağım. Aden seni bu tanıya ne sürükledi geçmişte ne yaşadın?"
Son sorusundan sonra konuşmadım sadece baktım. Annemi ya da o günleri hatırlamayı hiç istemiyordum.

YAKAMOZ Where stories live. Discover now