KAVGA

47 9 0
                                    

Yeni bölüm geldi, benim çok hoşuma gidiyor böyle çok okuyucum varmış gibi davranmak MXĞCÖXPMSOXÖX
ama pes etmek yok vote,okuyucu ve yorum bölümünde yüzleri binleri görmeden bırakmayacağım. Medya da Afra var Afra kim diyenler de okudukça anlayacaksınız Bora'yı da diğer bölümün medyasına koyarım okuyacak gözlerinize sağlık hayırlı ramazanlar❤️



"Kazanacakken kaybettim ya, sen en büyük yarışımsın."

Dün formaları aldıktan sonra Enis ile midye yeme yarışı yapıp şirkete geçmiştik. Babamın babasından kalan tek başına yönettiği bir şirketi olduğunu bilmiyordum. Çalışanları olsun şirket düzeni olsun, disiplin aynı zamanda da çok fazla sıkmamak bir arada yürüyordu şirkette. Şirkette babamın işinin bitmesini bekleyip.

Üçümüz beraber eve geçmiştik sohbet edip, yemek yemiştik babam ve Enis'in yakınlığının nerden geldiğini anlamasam da. Baba oğul gibi olmaları beni çok mutlu etmişti.

Babamla beraber uyumuştuk birde, uyumadan önce saçımı okşayarak bu günlere nasıl geldiğini anlatmıştı annemi anlatmıştı, o kadar huzurlu bir gün geçirmiştim ki.

Şimdi de okuldaki maç yüzünden okula gitmeyi istemiyordum, ne kadar yeni başlamış olsam da, bir maç için oruçlu oruçlu okula gidecek değildim.
"Aden dün bir şey mi oldu yoksa, hiç böyle huysuzluk yapacağını sanmıyorum bir maç için."

"Hayır bir şey olmadı, oruçluyken ders işlenmeyeceği halde okula gitmek istemiyorum sadece."

"Ben müdürü arıyorum şimdi sende hazırlanmaya başlasan iyi olur."
Küçük çocuk gibi okula zorla gönderiliyordum vallahi.
Bir şey söylemeyip banyoya geçtim rutin işlerimi halledip saçlarımı salaş bir topuz yaptım. Banyodan çıkıp odama geçtim, dün aldığımız okul formamı giyinip kısa kollu tişörtü eteğin içine verdim.

"Birtanem, spor klübü için seçmeler varmış okulda maçtan sonra, beden kıyafetlerini de çantana koy istersen."

"Tamam koyuyorum." Aşağıdan bana seslenen babama aynı şekilde karşılık verip tekrar dolaba gittim. Dün aldığımız beden kıyafetlerini de çantama koyup makyaj masasının önüne geçtim.

Kolyemi kutusundan çıkarıp boynuma taktım, yüzümdeki morlukları kapatmayı hiç sevmiyordum ama geçene kadar okulda müdürün yanında olduğu gibi bir sıkıntı yaşamamam için kapatmalıydım. Kapatıcıyla hafif, yüzümdeki morlukları kapatıp kuru dudaklarımı nemlendirdim.

Çantamın içine tüm kitap ve defterleri koydum. Okuldaki dolabı kullanmaktan yanayım.
Çantamı elime alıp aşağı indim.
"Geç kaldık birtanem."
"Tamam hazırım."
Portmantodan siyah spor ayakkabılarımı giyinip babamın ardından evden çıktık. Okula ne ara geldiğimizi anlamasamda vedalaşmak için babama döndüm.
"Teşekkür ederim, dikkat et kendine."

Cüzdanından çıkardığı yüz lirayı uzatıp saçlarımı öptü.
"Bunu al, aklım sende kalmasın sonra."

"Maaşımı yeni aldığımı söylemiştim gerek yok."
Gözlerini devirip kucağımdaki çantayı eline aldı.

"Ne koydun kız bunun içine." Kız? Kahkahayı basıp babama döndüm.

"Dolaba koyacağım defter ve kitapları."

Bir şey söylemeyip çantanın ön güzüne tüm itirazlarıma rağmen parayı koydu.
Hızlıca sınıfa çıkıp kimseyi göremeyince çantam ile beraber koridora çıktım.

YAKAMOZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin