8 - حرية - özgürlük

Start from the beginning
                                    

"Çok güzel olmuş gerçekten. Çok teşekkür ederiz Süreyya teyzem."

"Sizi mutlu görmek bana yetiyor, teşekküre gerek yok kızım." deyip duygulu gözlerle yeni oyuncağı ile oynamaya başlayan küçük çocuğa baktı yaşlı kadın.

Nidal ile birlikte sohbet etmeye koyuldular. Bir süre sonra kapı çalmıştı. "Birini bekliyor muydun?" diye sordu genç kız.

"Yoo. Ama bizim çocuklardır. Açıver kızım kapıyı hele."

Nidal başını sallayıp kalktı, kapının önünde durup önce gelenin kim olduğunu sorduğunda Mervan'ın sesini duymuştu. Kapıyı açıp genç adama hoş geldin dedi ve içeriye buyur etti.

Mervan, elindeki poşetleri Nidal'e uzatırken "Bunları mutfağa koyar mısın sana zahmet?" dedi ve genç kız poşetleri alıp mutfağa götürürken ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi, kapıyı ardından kapattı.

Mervan önden, Nidal arkadan içeriye girdiklerinde Enes Hamza büyük bir sevinçle ayağa kalkmış ve genç adama doğru koşmuştu. "Mervan abii!"

"Aslanım! Sen de mi buradaydın?!" deyip gülerek çocuğu kucakladı ve yanağına bir öpücük bıraktı Mervan.

Nidal koltuğa oturmuş onlara bakıyordu tıpkı Süreyya hanım gibi.

"Buradayım aslan abim!"

"İyi ki buradasın sen küçük kaşif." deyip havaya fırlattı Enes Hamza'yı, Mervan.

Çocuk kahkahalarla gülmeye başladı.
"Yaa! Daha yükseğe uçur! Korkmuyorum ki!"

"Daha yükseğe ha!" derken tekrar havaya fırlattı küçük çocuğu, sonra tekrar. Enes Hamza kahkahalarla gülerken Mervan da ona eşik ediyordu. Genellikle ciddiliğin yer ettiği yüzü kahkahalarının izleriyle kırışıyordu.

"Yeter kuzum, gülmekten boğulacaksın." dedi Süreyya hanım da onların haline gülerken. Odadaki herkesin suratında mutluluk dalgaları vardı.

Mervan, çocuğu yakaladığında bu kez havaya fırlatmak yerine koltuğun üzerine bıraktı. Ona "Şimdi bir soluklan bakalım." deyip Süreyya hanımın elini öptü. "Nasılsın Süreyya teyzem?"

"İyiyim çok şükür Mervan, sen nasılsın oğlum? Hoş geldin. Ne iyi yaptın, neşelendik vallahi."

"Ben de iyiyim elhamdülillah. Hoş buldum. Enes Hamza bey olunca neşeleniyor insan doğal olarak." derken kadının yanına oturdu Mervan ve soluklandı.

Enes Hamza, başının dönmesinin geçtiğini hissedince oyuncağını alıp Mervan'ın kucağına oturdu. "Bak Mervan abi, Süreyya nenem bana yapmış."

Mervan, gözlerini heyecanla büyütüp "Aaa, çok güzelmiş bu." dedi küçük çocuğa. "Adını ne koydun bakalım?"

Enes Hamza kafasının karıştığını hissetti. "Ayy, daha adını koymadım ki!"

"Koyarsın o zaman şimdi. Düşün bakalım sen güzelce."

"Aslan Kaplan olsun mu? Sen aslan abimsin, Eymen de kaplan abim ya. Sizin adınız olsun ki çok güçlü hâle gelsin ayıcığım büyüyünce."

"Çok akıllıca bir fikir, aferin sana. O zaman Aslan Kaplan ile tanışmaktan memnuniyet duydum."

Mervan ve Enes Hamza'nın sohbetleri de kapı sesiyle bölünmüştü. Nidal tekrar kalkıp kapıya gitti, kim olduğunu sorup açtı. Halasıydı.

"Enes Hamza'yı çağır da gelsin kızım. Besimelere gidiyorum, orada çocuklarla oynar."

"Tamam hala, çağırayım." deyip içeriye girdi ve Enes Hamza'ya haberi iletti Nidal. Süreyya hanım ve Mervanla vedalaşıp annesinin elini tuttu, ona yeni oyuncağını gösterdi heyecanla. Nidal kapıyı kapatıp içeriye geri girdi ve oturdu.

SON DÜŞÜŞWhere stories live. Discover now