SIR ÇÖZÜLÜYOR

7 1 0
                                    

..."Değerli dostum. Sana ne olursa olsun güvenebileceğimi biliyorum. Bu yüzden sana her şeyi açacağım. Başım bir süredir bu kağıtlar yüzünden belada. İki grup var. Benim için savaş veriyorlar diyebilirim. Bir grubun MİT olduğundan neredeyse eminim ama karşı taraftan emin değilim. Bana bir uçak seyahatinden bahsediyorlardı. Esir alındığım yerde bir çatışma oldu, kaçma fırsatı yakaladım. Hızlıca bu mektubu ve projemin gerçek ayrıntılarını bu sandığa yerleştirdim. Bu yalnızca bir tez değil. Bu aslında devrimin başlangıcı. Aynı zamanda çok büyük bir güç kaynağı. Eğer bir daha ele geçirilirsem oyalama taktiği yapıp, beni kullanmak isteyenlere yanıltıcı bilgiler vereceğim. Birkaç cahili avlayabileceğim, içerisinde Büyük Hadron Çarpıştırıcısının birkaç resminin ve amacının yazılı olduğu bir dosya hazırladım. Onları oyalayıp gizlice asıl projeyi tamamlayarak ellerinden kurtulabilirim belki. Çünkü tezde belirttiğim gibi, bu makine için devasa yapılara gerek olmayabilir. Ancak gidebileceğin kaç yer var bilemiyorum. Birkaç hesaplama yapabilen bir uygulama geliştirdim ve sana mail attım. Unutma! En büyük makine insan beyni ve en büyük üretim ise düşüncedir. Eğer bu mesaj sana ulaşırsa, sana güveniyorum. Anlatmaya çalıştığım şey sana çılgınca gelebilir ama bunu bir kere yaşadım ve eşimi kaybettim. Bir kere daha yaşarsam onu geri getirebilirim. Sen de getirebilirsin. Benim için bu iyiliği yap lütfen."

Bu mektup kimyageri şaşkına çevirmişti. İçindeki merak katlanarak artıyordu. Hemen sandığın içini karıştırmaya başladı. Saatlerce başını kağıtlara gömdü. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Okudukça dehşete düşüyor ve daha çok merak ederek daha hızlı okuyordu. Burada yazanlar gerçek olamazdı. Delirmeye yakındı. En yakın arkadaşının bu durumunu nasıl görememişti? Demek eşinin ölümünü atlatmak bu yüzden bu kadar zor olmuştu ve bu yüzden mal varlığını hızlı bir şekilde kaybetmişti.

Okudukları kabul edilemez şeylerdi. Gerçekten de bütün dünyayı değiştirebilirdi. Bu başka dünyalarla bir iletişim aracı, bir geçiş kapısıydı. Tarihte daha önce Nazi Almanya'sının böyle şeylerle ilgilendiğini okumuştu ama onlar bir sonuca varamadan yenik düşmüş ve tarihe gömülmüşlerdi. Bu bir tür geçitti. Paralel dünyalara ulaşmak için bir geçit...


YOLCULUK PLANI

Kimyager kağıt yığınlar çıkmayalı 2 gün olmuştu. Bu süreç onun için olduğu kadar tüm insanlık için önemli ve sıkıntılıydı. Kimyager bunun farkındaydı ve bu yüzden kendini çok büyük bir baskı altında hissediyor, neredeyse 1 aydır rahat uyku uyuyamıyordu.

Yazlıktan ancak yemek yemek için çıkıyor ve bu zamanda bile sokaklarda zikzak çizerek ilerliyordu. Yine bir gün öğle saatlerinde yanına birkaç boş kağıt alıp yemek yemeye gitti. Aniden yanındaki boş koltuğa, hafif esmer, uzun boylu, siyah palto ve şapka giyen bir adam oturdu. Hemen söze girdi:

- Cevabın ne?

- Ne hakkında?

- Ankara'da sorduğum soru hakkında.

- Ben bu işlerle ilgilenecek birisi değilim.

- O zaman neden aniden İstanbul'u acilen terk edip buraya geldin?

- Kafamı dağıtmam gerek. Zor şeyler yaşadım.

- Umurumda değil. Bizle anlaşmayan herkes düşmanımızdır. Ve emin ol düşmanlarımıza hiç güzel davranmıyoruz.

- Bak, bahsettiğin konu ile ilgili fikir sahibi değilim. Her şeyi bilen adam öldü. Olay kapandı.

- Öyleyse evinize gelmeme izin verirsiniz diye umuyorum.

- Ne cürret!

- İzin vermezseniz de girebileceğimi biliyorsunuz!

Kimyager soğuk soğuk terlemeye başladı. Bu kadar özenmesine rağmen bir yerlerde iz bırakmıştı demek ki. Merak edip sordu:

- Beni nereden buldun? Buraya gelene kadar arkamda hiç iz bırakmadım. Beni takip eden kimse de olmadı.

- Seni takip etmedim zaten. Araba kiralarken gördüm ve aracının plakasını aldım. Ben değil merkez üs takip etti seni.

Bu sözlerden sonra kimyager iyice dehşete düşmüştü. Karşılaştığı güçten kurtulmak gerçekten kolay değildi.

Eve geçtiler. CIA ajanı evi şöyle bir turladı. Ve çalışma odasına girdiğinde BAM. Kimyager seri bir hamle ile cam vazoyu ajanın kafasında kırdı. Kağıtları acele ile topladı ve hemen evi terk etti. Artık nereye gideceğini bilmiyordu. Sığınacak yeri de kalmamıştı. Zaten nereye gitse onu bulacaklardı. Artık başka yolu kalmamıştı. Geçit açmak ve kaçmak zorundaydı. Bunun için bir bilgisayara ihtiyacı vardı. Bilgisayar mağazasına giderken sokağın başında uzun paltolu iki adam daha gördü. Hemen yolunu değiştirdi. Ve diğer uçta iki adam daha. Artık kapana kısılmıştı. Sokağın iki başından ikişer kişi ona doğru yürürken hemen yanındaki apartmana gitti ve üst katlara doğru koşmaya başladı. Arkasında merdivenleri çıkanların ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu ki merdiven bitti. Artık çatıya ulaşmıştı. Aklına Ahmet Bey'in mektupta yazığı sözler geliyordu. Beyin en büyük makine, düşünce ise en büyük üründü. Ajanlar da çatıya çıktı ve silahlarını doğrulttular. Kimyager büyük bir zorlukla düşünmeye başladı. Tezde yazılanları düşündü. Ve orada yazılanların yalnızca tezden ibaret olmadığını. Ajanlardan biri ona doğru adım atacaktı ki...

KİMYAGER'İN PARALEL EVREN YOLCULUĞUOù les histoires vivent. Découvrez maintenant