ÇÖKÜŞ VE UMUT

15 1 0
                                    


Bütün bu süreç içinde, üniversitede köklü değişiklikler olmuş ve öğrencilerin yoğun baskısı üzerine müdür istifaya zorlanmıştı. Üniversitenin yeni müdürü artık, Ahmet Bey'in hiç sevmediği profesörlerden Seri katil Semih'ti. Öğrencileri ona bu sıfatı takmışlardı çünkü acımasız bir eğitim anlayışı ile birlikte hayatın her alanında acımasızdı. Öğrencileri ona kısaca SS diyordu çünkü SS askerleri ile kıyaslanabilir bir acımasızlığı vardı. Öğrenciler farkında olmadan kendi ayaklarına sıkmıştı ama bir yandan şimdi daha sıkı kurallarla daha iyi eğitim alabilecekler ve geleceklerini inşa edebileceklerdi.

Bu gelişmeleri duyduğunda Ahmet Bey büyük bir pişmanlık duydu. En yakın arkadaşı onun yüzünden işinden olmuştu. Büyük bir mahcubiyetle evine gitti:

- Olanları duydum. Bütün bunların benim yüzünden olduğunu biliyorum ve çok üzgünüm.

- Hayır. Özüre gerek yok. Sana kırgın değilim.

Her şeyden sonra bu sözleri duymak Ahmet Bey için oldukça rahatlatıcı olmuştu. Böyle bir arkadaşa sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünmeye başladı.

Yemek masasında şöyle bir konuşma gerçekleşti:

- Evine geldiğim zaman bir şeyler yazıyordun, nasıl gidiyor?

- İlerleme kat ettim. Noktalamama az kaldı.

- Ne hakkında bu yazı?

- Bir yazı değil. Yazıdan daha fazlası. Bilimin ve hayat anlayışının yönünü değiştirebilecek bir tez.

- Bunun için uzun yıllar deney yapmış olman gerekmez miydi?

- Hayır. Uzun yıllar çekebileceğim acıyı çok kısa sürede çekmiş olmam oldukça yeterli.

- Bunu hangi bilim camiası kabul eder sence?

- Dünyanın en saygın üniversitelerinden birisinde profesör olmanın getirdiği bir çevre var tabii.

- Eski profesörü

- Evet. Eski. Hatırlatma için sağ ol. Aslına bakarsan hiçbiri umurumda değil. Yalnızca bir deneye ve bu deney için de biraz paraya ihtiyacım var hepsi bu kadar.

- Merakla bekliyorum.

Ahmet Bey ilk kez çalışması hakkında konuşmuştu. Kafasında tilkiler dönüyordu. Karmakarışık kağıtların arasında çok günler geçirdi. Ve sonunda çalışmasını biraz askıya alma kararını verdi. Çünkü artık para kazanma zamanı gelmişti. Ama bu sandığından da zor olacaktı. Artık saygınlığını yitirmişti ve güvensiz birisi olarak görünüyordu. Birçok üniversiteye gitti ancak hiçbir pozitif geri dönüş alamadı. Bir ilaç firmasına gitti. Mühendisliğini yetersiz buldular. Daha sonra bir psikiyatrist ona kendi muayenehanesini açabileceğini söyledi. Ama bunu da Ahmet Bey istemedi. Sonunda artık resmen batmış bir adamdı. Cebinde bir öğrencinin harçlığı kadar para vardı. Ödeyemediği kira borçları da evden atılmasına sebep oldu. Küçük, eski bir motel buldu ve oraya yerleşti. Ancak oğlunu hala okula götürmesi gerekiyordu. Bu durumdan en çok etkilenen oydu. Arkadaşları yırtık pırtık üstü ile alay ediyordu. Öğretmenlerinin istediği kitapları alamıyordu. Bir gün okuldan motele dönerken oyuncakçının önünden geçtiler. Doruk, oyuncakla oynamayalı uzun zaman olmuştu. Ahmet Bey dayanamadı ve ona düğmesine basınca ışık çıkaran ve "SENİ SEVİYORUM" diye bağıran küçük bir prenses aldı. Bu iki kelimeye ikisi de son zamanlarda oldukça ihtiyaç duyuyordu.

Motele girdiler. Doruk, bu rahatsız edici yatağı hiç sevmiyordu. Babası uyuması için bir hikaye anlattıktan sonra çalışmaya dönecekti ki elektrikler gitti. Zaten harabe olan bu yerde tek iyi şey elektrikti ve şimdi o da yoktu. Ahmet Bey içinden birkaç küfür etti ve gözü küçük prensese ilişti. Sabaha kadar küçük düğmeye basarak ve "Seni Seviyorum" sözünün ardından yanan ışığa bakarak yazının son kısımlarını da tamamladı. Artık kurtulacağını düşünmüştü. Elindeki bu kağıt parçası her şeyi değiştirebilirdi.

KİMYAGER'İN PARALEL EVREN YOLCULUĞUWhere stories live. Discover now