~STORY~

17 4 0
                                    

Saat neredeyse 03.00 olmuştu. Okulun arka bahçesine çoktan çantamla gitmiştim. Dün yaşananlardan sonra bu duruma daha da çekimser yaklaşıyordum. Düşüncelere daldığım anda tam görmek istediğim kişi karşımdaydı
-Chris- . O bu halime pek şaşırmış görünmüyordu. Ona sormak istediğim çok şey vardı. Örneğin neden Ian arkadaş olmalarına rağmen düşman gibi davranıyordu. Onları o gün bahçede görmemiş olsaydım şuan ki hallerine anlam verebilirdim.

Sormak istediklerimi soramadan neden çantamı aldığımı çoktan sormuştu. Anlaşılan o da böyle bir şey yapabilecek biri olduğuma inanamıyordu. Konuştuklarımızı kısa bir özet geçtim bende.

- Demek Ian için okulu asıcaksın.

- Düzeltiyorum çizimler ve hikayem için.

Konuşmamızda beni ikna eden şey yazdığım hikayeyi yaşamam gerektiği öğütünü tekrar hatırlatmasıydı. Bu o kadar haklıydı. Gerçekten yaşadığımı hissettiriyordu. Neden bir insanın içinde mutluluk, hüzün, heyecan, öfke gibi farklı farklı renklerle donatılmışken, ne olduğu anlaşılmaz, gri bir boşluğa yer olurdu ki!?

İlk defa kaçma hissini doruklarda yaşıyordum. Zamanın heyecanıyla parka koşmuş köşedeki büfeden iki soda almıştım. Ian'ın oturduğu bölümü bulmak için oraya buraya konuşuyordum. Ian'ın yerini belirtmek için salladığı elini gördüğümde rahatlamıştım. Ama bu rahatlık uzun sürmedi. Karşımdaki kişinin Ian olduğundan bi an süphelendim haklıydım da.
Akşam gördüğüm halinden eser yoktu. Akşam saçları dağınık,üstü kirli ve darmadağın görünüyordu. Şimdi ise üstünde ince okul gömleği yerine, beyaz biraz bedeninden büyük şık hemde sportif duran bir gömlek giyiyordu. Saçları ise; kahkülü ikiye ayrılmış, bir tutamı ise önüne düşmüş ve ya bilerek öyle yapılmıştı ve teni ise bembeyaz görünüyordu. Yanında çizim malzemeleri getirmiş olduğundan çardak bi hayli kalabalık görünüyordu.

Ben bu sıra da sadece onu izliyordum. Gelirken fazlaca sallanmış sodalar elimde patlayıvermişti. Yerler ve üstüm meyveli soda olmuştu. O zaman karşımdaki kişinin Ian olduğuna karşı bir işaret almıştım.
Küstah bir şekilde;

- Beatrice meğersem ne de sakarmış.

- Gelirken koşuyodum o yüzden oldu.

- Ne kadar harika olduğumu düşünüyordun deil mi?

- Seni bu kadar emin kılan ne? Sadece o beyaz gömlekle nasıl çizim yapıcağını düşünüyordum.

- Heyy sakin ol! Dalga geçiyordum.

Okuldakilere kıyasla karşımdakinin ne kadar aptal ve egoist olduğunu düşünüyordum.

- Gerçekten çizebilir misin?

Umutlanmıştım. Umarım söylenenler gibi iyi çiziyordur.

- Öyle iyiyim ki okulda yüksek notlar alan Beatrice' i baştan çıkarıp ilk defa okuldan kaçmasını sağladım.

-Öyleyse okula geri dönmemde bi sıkıntı olmaz.

- Hikayeni ver.

- Niçin?

-Okumam lazım.

Düşündüğümde bu hiç iyi bir fikir deildi. Çünkü kim tanımadığı bir kızın hikayesinin kahramanlarından olmak isterdi ki? Yani ben olsam sapığım olduğunu düşünürdüm.

-Olmaz.

- O halde ne yapmamı bekliyorsun?

Çantamı karıştırmaya başlamıştı. Bende onu durdurmaya.

- Çantamı karıştıramazsın! Özel diye bir şey bilmez misin?

O anda hikayemi ve çizimlerimi bulmuştu. Benim ise tek yapabildiğim kafasına tüm gücümle vurmaktı. Kafasını kaşıyarak okuyordu.

- Ana karakteri ben olduğum bi hikayemi yazıyordun, etkilendim.

- Ana karakter sen deilsin!

- Hmm işi kabul ediyorum ve sanırım bizimkilere de söylememem gerekiyor dimi.

Kafamla yalnızca onaylamıştım.

--------------------------------------------------------

Ben kötü bişey yaptım mdmdmdn
Aslında böyle bi bölüm yayınlamamalıydım. Bu hikayeyi 1 sene önce yazmıştım. Lanet olsun çok ergenmişim. Neyse pişman deilim sayonara
~ Ren🐙🐙

Flowers Are Dead 🌺    [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin