Arya, "ne ya? en az yirmi yumurtanın, on beşini tezgaha kırmadın mı?"

Onur, "evet abicim, ama niye Gökçeye söylüyorsun?"

Arya, "Gökçeciğim, ne yediğini bilmesin mi?"

Onur, "kız sus tamam, Allah aşkına ye yemeğini."

Onların haline gülümserken, ilk olarak yumurtadan yemeye başladım. tabağıma yumurta alırken,Onura göz kırptım. oda bana gülümseyince,benimde yüzümde gülümsemem büyüdü.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra, Aryanın oyuncaklarıyla oynamaya başlamıştık.

Onur barbie bebeği almış,kız sesi taklidi yapıyordu. onları kahkaha atarak izlerken, Onur, bana tip tip bakıyordu. bende ona, 'ne yapayım çok komik' diyordum.

Onur barbie bebeklerle kız konuşması yaparak Aryayla oynadıktan sonra,oturduğum yatağa gelip yanıma oturdu.

"iyi güldünüz bugün hanım efendi." deyince kahkaha attım,çünkü kız sesiyle demişti.

Onur, "siktir ya!iyice alıştım."dedi,kendi sesiyle.

Hepimiz kahkaha atıyorduk.
Her günümüzün böyle olmasını diledim Allah'tan.
Hep gülmemizi.
Arya'ya bir şey olmamasını...

Saat 17.00'a gelirken, bayadır burada olduğum için, eve gideyim artık dedim, zaten akşam yine bizimkilerle beraber buluşacaktık.

Onurlardan çıkınca eve gidip zile bastım,ablam hanım hala eve teşvik etmemişti.

Seda'dan

Egemene bol yalvarmalarım sonucu parka girmiştik,ben sallanıyordum,o sallıyordu.

Küçükken olduğu gibi...

Sahi küçükken ne kadar güzeldi,

12 sene önce ;

Ailelerimiz anlaşmış parka gidiyorduk.

büyük bir eğlenceyle tutmuştum Egemenin ellerinden, "yine beni sallayacaksın dimi prensim?" dedim.

"Sallayacağım prenses." dedi.

Prensesiydim ben onun
Prensesdim ben...
Prensimdi o.

"ilerde bir gün yine parka giderken, elimden tutup 'prenses' der misin bana?"

"Derim,prensesim." gülümsedi.

"'Prensesim' de der misin?" gülümsedim.

"Derim."

"Söz mü?"

"Söz."

"Seni seviyorum,prensim."

"Seni seviyorum, prensesim."

12 sene sonra bugün ;

Aklıma gelen çocukluk anımızla gülümseyip Egemene döndüm,
"Egemen,söz vermiştin on iki sene önce,hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum prenses." dedi, göz kırparak.

Yüzüm asık bir şekilde,belki sözünü tutmayacak diye düşünürken konuştum,
"Ama öyle yapmadın Egemen, parka girerken,demedin prensesim diye, şimdi dedin."

"Gel tekrar yapalım o zaman, aklıma gelmedi ne yapayım?"

Egemen elimden tutup çıkardı parktan, elimden tuttu! "hadi canlandırsana kızım?" dedi, resmen donmuştum.

hemen elinden ayrılıp,biraz daha geriye gittim.
rahat dur kalbim.

ona koşarak elinden tuttum, "yine beni sallayacaksın dimi prensim?"

"Sallayacağım prenses."

Parka girince, "şimdi prensesim diyorsun ama, senin prensesin artık ben değilim dimi? "

"Hayır sen benim prensesimsin,ve hep benim prensesim olacaksın."

"Yani?"

"Yani..."

"Uzatma Egemen söyle çabuk!" anlamıştım bir şey diyeceğini, umarım düşündüğüm şeydir diye dua etmeye başlamıştım ki, Egemen'in sesi doldu kulaklarıma.

"Seni seviyorum prensesim. Ne kadar doğru bilmiyorum ama çok seviyorum. duygularıma engel olamıyorum. Beni sadece arkadaş olarak görüyorsun belki,bilmiyorum. eğer öyleyse,Affet Seda, affet prensesim." deyip arkasına döndü, yavaş adımlarla ilerliyordu.

Arkasından ilerlerken bağırdım, "seni seviyorum prensim!" deyip, koşarken boynuna atladım.
ooh iyi ki diyeti bozmadın kızım Seda,yoksa nah atlardın çocuğun boynuna!

Kulağıma, "seni seviyorum prensesim."diye fısıldadı.

Zamanın durmasını istedim...
Kokusunu doya doya içime çekmek istedim...

Onu o kadar çok seviyordum ki,

Bir çocuğun çikolatayı sevdiği kadar,
Bir kız çocuğunun babasına olan aşkı kadar,
Onu çok seviyordum,
Prensimi çok seviyordum.
Prenses, Prensini seviyordu.
Prens,Prensesini seviyordu.

şimdi komik geliyordu Prens ve Prenses hikayesi, ama onlar 12 senedir kalplerinde tek birini Prens,tek birini Prenses yapmıştı.

onların kalplerinde Prens ve Prensese bir kişilik yer vardı.

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now