0.2✓

22 3 3
                                    

SOMETİMES  WORDS  ARE  LİKE  PİECES  OF  BROKEN GLASS :

Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler ~★
≠≠≠≠

Yapılacak en iyi şeyin dışarı çıkmak olduğuna karar vermiş, siyah tişörtünü üstüne geçirip bisikletini almıştı.
Yüzüne çarpan, saçlarını savuran rüzgar hafifçe yüzünü yalarken kulaklığını da takıp nehrin yolunu tutmuştu...

Tekerlerin döndüğü her tur bisikleti biraz daha hızlandırıyor,yolu ise biraz daha kısaltıyordu.Keşke bisikleti hızlandırdığı gibi,unutmasını da kolaylaştırsa En azından yolu kısalttığı gibi acısını da azaltsa olmaz mıydı?

Çok geçmeden nehrin etrafında çevrili renklendirilmiş ışıklar belirdiğinde.Etrafta kendi başında takılıp içen üç beş kişiden başka kimse yoktu.Hepsinin aşk acısı bahanesiyle burada olduklarını düşünüyordu. Haklıydı da...

Tam nehrin karşısında ki banka ulaştığında, bisikletini duvara dayamış. Kendisi de bankın sırt kısmına çıkarak oturmuş . Ayaklarını da oturma kısmına uzatmıştı.

Neyse ki görevliler yoktu.Yoksa ortak alanlara zarar verdiği gerekçesiyle saçma sapan uyarılar da bulunup, sinirlerini bozacaklardı.

Bir süre nehrin yüzeyinde dalganan suya gözlerini dikip, hiçbir şey düşünmemeye çalışmıştı .Kısmen başarılı olmuş, kısmen olamamış gibi görünsede olamamıştı.

Yanında bir ağırlık hissettiğinde birinin oturduğunu anlamıştı. O da kendisi gibi bankın sırt kısmına çıkıp oturma yerine ayaklarını uzatmıştı.

Kim diye bakmaya tenezzül etmemişti. Çünkü merak etmiyordu,ilgilenmiyordu da. Umrunda mıydı?Asla! Zihnini meşgul eden kişinin önemi çok çok daha fazlaydı.
Gerçi artık bunun hiçbir anlamı yoktu ama.Sevgi kolay vazgeçebileceğiniz bir duygu gibi görünsede öyle olmadığı kaybedilince anlaşılıyordu.

Cebinden çıkardığı siyah çakmağını yakıp, nehire doğru tuttu. Yanan çakmağı tüm dikkatiyle incelerken nehirde ki yansıması gözüne ilişmişti. Nehir ve ateşin arasında kalmış, tutuşan alevin kan kırmızı sıcaklığı ile gecenin soğuğunu taşıyan derin suda boğulmuş gibi görünüyordu.Dudağının kenarıyla güldü... Sadece öyle görünmüyor, öyle hissediyordu da.

Buraya biraz olsun iyi hissettirir belki diye gelmişti. Belki biraz.. Öyle olmuştu ama bu doğanın bile, ona ne kadar yalnız ve çaresiz olduğunu bilmesini istediği gerçeğini kabul ettirmeye çalışmasını değiştirmezdi...

Alayla güldü..

Çok iyi anlamıştı bunu gerçekler değişmezdi... Değiştirilemezdi de...
Sen ne kadar değiştirmeye çalışırsan çalış,hiçbir gerçek buna izin vermezdi. Gerçek her zaman arkasına aldığı hayat ile birlikte çok güçlüydü ve kazanırdı..
Sen ise kalbinin derinliklerine, damarlarında dolaşan kanın tek bir damlasına kadar yenilgiyi yaşar ve en sonunda bunu kabul etmek zorunda kalırdın... Başka çaren yoktu çünkü, gerçeklerin arkasında senin yaşadığın hayat varken ne yapabilirdin ki? Hiçbir şey...

Donmuş ve yaşama sevincinden tek bir eser kalmamış gözlerini sudaki yansımasından almış ve derin bir iç çekmişti.

Cebinden çıkardığı çikolata aromalı sigarasını yakmış ve kiraz dudakları arasına alıp dumanı ciğerleri ile buluşturmuştu...
Daha önceden alışık olan bünyesi de dünden razı şekilde tekrar içmesini bekliyor gibiydi...

Nefret ederdi aslında sigaradan,bırakmasına yardımcı olmuştu o, ama artık yoktu ...
Bu da onun yokluğunu tescillesede tekrar başlamayacaktı,sadece bir kerelik...

ÉCRİVEİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin