12.BÖLÜM

16 7 0
                                    


"Yonca'dan farkın yok. Annende böyle konuşuyordu fakat öldü."

---

12.BÖLÜM

---

Adamlar bana şok içerisinde bakarken ben sadece yerde acıyla kıvranan adama bakıyordum. Acaba ölür müydü? Ölürse bana ne olacaktı? O sırada farklı silah sesleri duyuldu. Ve önümdeki adamlarda o tarafa doğru silah sıkmaya başladı. Sesler kulağımı uğuldatıyordu.

Soğukkanlı ol Dünya, lütfen. Silah sıkanların abim olduğunu görünce korkudan tir tir titriyordum.

"Tamam! Durun, lütfen durun ateş etmeyin! Gidelim lütfen ama ateş etmeyin." Adam bana emin olmak istercesine bir bakış attığında ona yalvarırcasına bakıyordum.

"Kızla arkaya otur, elindeki silahıda al. Ateş ediyor bir de salak!" Diyen adama göz devirdim. Sonra diğer arabanın arka koltuğuna bana dokunmalarına izin vermeden kendim geçtim.

Sonra adam belime uzandı,

"Dokunma."

"Kes sesini minik."

"Senin miniğini s..." devam ettiremeden eliyle ağzımı tuttu,

"Sakın bana küfür etme yoksa elim hiç istemeyeceğin yerlerde olur."

"O zaman bende elini hiç istemeyeceğin yerlere sokarım." Diye tehdit ettim. Adam gülümseyip belimdeki elini hareket ettirmeye başladığında elini tuttum ve ters çevirdim sonra almak üzere olduğu silahıda kafasına tuttum,

"Beyninin varlığını hissetmek ister misin? Acıyla!"

"Bırak beni." Dedi ve elini çekti. Sonra silahı ve telefonumu zorla elimden aldı.

---

Uzun bir yolculuğun ardından büyük bir malikaneye geldik. Heybetli bir ev çıktı karşımıza sonrada büyükçe bir kapı. Kapıdan girdiğimizde karşıma bir kadın vardı. Üstündeki siyah upuzun pançosu ve siyah botlarıyla oldukça önemli biri gibi hissettiriyordu.

"Kızı bırak." Dedi kadın. Bırakır bırakmaz işaret parmağımı kaldırıp konuşmaya başladım,

"Ben niye burdayım, sen kimsin ve benimle derdin ne bilmiyorum ama yemin ediyorum seni pişman ederim!"

"Yonca'dan farkın yok. Annende böyle konuşuyordu fakat öldü."

"Annem hakkında konuşma yoksa isminin önüne hiç hoş olmayan sıfatlar koyarım."

"Kızı odaya götürün. Ha birde kıyafet verin." Neyin kafasını yaşıyordu bu? Onların kıyafetlerini giymeyecektim. Yanıma bir tane adam geldi ve beni kolumdan tuttu.

Merdivenlerden çıkıp bir odaya girdik. Odada tek bir eşya bile yoktu. Sadece bembeyaz duvarları vardı. Birde cam vardı o kadar. Camın büyüklüğüne hayran olurken adam beni yere fırlattı.

"Geri zekalı!" Diye bağırdım.

"Camdan kaçabilceğini düşüneceğini sanmıyorum o kadar aptal değilsindir herhalde. Lavaboya gitmekte yok. Yani tüm uğraşların sonu boş." Derin bir nefes verdim. Sonra adam dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

Saatler geçti... Saatlerdir şu dört duvar arasındaydım. En son kapının kilit sesi geldi. Umutla oraya döndüm. Fakat sonuç hüsrandı. Hizmetçi kadın elinde dümdüz siyah kıyafetlerle içeri gelmişti.

"Bunları giymelisin yoksa Selma hanım hiç hoş karşılamaz. 10 dakika içerisinde burada olur zaten." Başımı salladım ama giymeyecektim. Bir dakika Selma mı dedi o? Ömer'in annesi! O zaman Ömer buradaydı.

"Bir şey soracağım... Ömer burada mı?"

"Ömer bey 1 aydır annesiyle görüşemiyor." Yeniden başımu salladım ve kadın dışarı çıktı. Dakikalar sonra Selma denen kadın içeri girdi. Yavaşça ilerleyip camın önünde durdu.

"Eşya ister misin?" Dedi bana. Cevap vermedim.

"Ah, tabi ki istersin." Dedi sonra. İçeri adamlar girdi ve iki tane tekli koltuk getirdiler. Camın önüne bırakıp çıktılar. Koltuklardan birine oturdu,

"Otur." Diye emretti. Ama ayakta beklemeye devam ettim.

"Ne istiyorsun benden!?"

"Öğrenmeni."

"Doğru düzgün cevaplar ver. Bulmaca gibi konuşarak havalı olmuyorsun."

"Sende saygısızlık yapıp boş konuşarak havalı olmuyorsun. Şimdi otur." Bu kadının derdi neydi böyle, karşısındaki koltuğa oturdum.

"16 yaşımda yatılı okulda tecavüze uğradım. Sonrada şiddet gördüm yıllarca. Sonra aşık oldum evlendim. Sonra Alperen'in annesi ortaya çıktı. Babam dedi ki onu öldür. Ama o kardeşim ile evlendi. Yıllarca birbirimize zarar vermeye çalıştık fakat olmadı."

"Bana bunları neden anlatıyorsun?"

"4 yıl önce de annen çıktı karşıma. Derin'i yani Alperen'in annesini korumaya çalıştı. Bende onu öldürdüm." Sinirle ayağa kalktım.

"Sen," dedim, "Annemi sen öldürdün. Ne istiyorsun insanlardan?"

"İntikam."

"Yalancı , sen Derin'in erkek kardeşine aşıktın! Büyük ihtimalde o sana yüz vermeyince onun yerine Derin'den intikam aldın. Sonra babam çıktı karşına sana engel oldu fakat sen durmadın. Annemde karşına çıkınca ilk annemi sonra da Derin'i öldürdün."

"Yonca ve Derin beni öldürmeye çalıştı Dünya."

"Ben seni öldürmeye çalışmayacağım biliyorsun değil mi? Direk öldürmeyi planlıyorum."

"Onlar da öyle diyordu." Ona öfkeyle baktım. "Adamları serbest mi bıraksam? Seninle güzel bir uğraşsınlar." Bu sefer korkmuştum. Bu kadın cidden caniydi.

"B-Ben hiç bir şeyden korkmuyorum. Ne senden ne de adamlarından!" Bana sadece güldü ve dışarıya yöneldi,

"Baban buna çok üzülecek..." deyip çıktı. Bir kaç dakika sonra odaya 4-5 tane adam girdi.

"Merhaba Dünya." Bir tane adam sinsice sırıtırken ona korkuyla baktım.

"Bana dokunmaya kalkmayın."

"Kalkarsam ne olur?" Hepsinin birer şapkası ve gözlüğü vardı. Giydiği ceketlerlede kim oldukları belirsizdi.

En son birisi beni kolumdan tuttu ve duvara itti.

"Selma hanım kıyafetlerini giymediğini söyledi." Daha da korkarken adam elini bana uzattı onu itmeye çalışırken en arkadaki adam bana uzanan eli tuttu.

"Ulan kafanız nasıl çalışıyor sizin? Bir kıza izni olmadan dokunmak ne demek?" Bu Alperen'di. Buradaydı yanımdaydı. Huzurla bir nefes alacakken adama vurmaya başladı. Ve diğer adamlarda Alperen'e. Ortada büyük bir kavga dönerken dışarıdan silah sesleri gelmeye başladı.

Hepimiz şaşkınlıkla dışarıya baktığımız sırada Alperen elimden tutup koşmaya başladı. Koridora çıktığımızda önümüzdeki adamları silahla vurdu. Ve en son kendimizi bahçede bulduk. Halen eli elimdeydi. bahçedende çıkıp sokakları geçtik. Evden uzaklaşmıştık. Sonra bana sarıldı,

"Bir daha asla benden kaçmayacaksın." Dedi üzerine basa basa. Başımı salladım ve bende kollarımı beline sardım.

"O an o kadar korktum ki bana dokunacaklar diye."

"Biliyorum sakin ol tamam. Ama bak ben oradaydım."

"O kadının ölmesi lazım. Asla ama asla yaşamamalı." Sözlerim üzerine kendini geri çekti ve ellerini yanaklarıma koydu,

"Bunları düşünme. Hadi gidelim." Dedi ve kolunu omzuma atıp ilerlemeye başladı. O tam 3 aydır en zor zamanlarımda yanımdaydı ve yanımda olacaktı. Buna emindim. Tam ana yola girdiğimizde yol bomboştu, hiç araba yoktu resmen. Durdu ve bana döndü,

"Seni seviyorum."

DÜNYADonde viven las historias. Descúbrelo ahora