8.BÖLÜM

37 10 6
                                    

"Dünya özür dilerim Dünya kalk hadi uyan!"

---

8.BÖLÜM

---

Beni evime bıraktı. Tüm yol boyunca tek kelime etmeden beni evime bıraktı! Okulda bülbül gibi şakıyan çocuk tek kelime etmiyordu.

"Alperen lütfen, kim orada olduğumu söyledi?" cevap vermeden içeriye girmemi bekledi.

"Dünya neredesin sen? Alperen miydi o?" Evet anlamında başımı salladım.

"Kızım bak, ben yorgun olduğumda kafam hiç bir şey almıyor. Dışarı çıktığını zor fark ettim. Ayrıca sen Tamer demiştin. Alperen ne alaka?"

"Ha Tamer mi demişim? Yanlış olmuş." Banyoya girip yatağa geçtim. Tüm bu saçmalıkları unutup uykuya daldım.

Her zamanki alarmımın iğrenç sesiyle elimi yüzümü yıkadım. Yüzüm bembeyazdı. Çok halsizdim. İki tane hap içtim ve hazırlandım. Kırmızı spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirip yola çıktım. Her sabah bu rutini uyguluyordum. İlaç içme kısmı dışında. Okula girdim, sınıfa geçtim ve sıramda sessizce oturmaya başladım. Tamer daima tükenmeyen dalgasıyla sınıfa girdi. 

"Selamünaleyküm kardeşlerim!" sonra bana döndü.

"Sana da hello canım! Ne bu hal suratsız?"

"Of Tamer uğraşma yorgunum..." dedim.

"Anaa, sen cidden iyi değilsin kız. Gel bir ağrı kesici ye." hayır anlamında başımı salladım.

"Sabah içtim gerek yok. İyiyim ben sen geç yerine." Arka sırama geçip hırkamla oynamaya başladı.

"Kanka istersen izin al. Ya da revire git." 

"Aman boş ver geçer şimdi. İlaç içtim. Birazdan etkisini gösterir." dedim.

Hoca girdi, yoklama aldı, ders işledi. Sinir olduğu öğrencilere bağırdı ve ben bu sırada baş ağrısından ölüyordum. Midemin bulantısı da bir yandan etki ederken oturduğum halde başım dönüyordu. Zilin çalmasıyla su şişemi kafama diktim. Tek seferde yarıya inmişti. Elimi yüzümü yıkamak için sınıftan çıktım.

Tam lavaboya gireceğim sırada Alperen bana doğru geldi.

"Dünya konuşmamız lazım."

"Tamam." deyip kızlar tuoletinden uzaklaştım. 

"Senden önce benim konuşacaklarım var," diye söze girdim halsizliğimle.

"Dinliyorum."  bir an başım döner gibi olunca duvardan destek aldım.

"Dün..." dedim, "Dün orada olduğumu kim söyledi?" O sırada Ömer sinirle bize doğru geldi.

"Alperen seninle muhatap olmak istemiyorum fakat kız iyi görünmüyor revire götürmelisin." cevap verecekken Alp bana bir bakış attı.

"Gerekirse ben götürürüm git buradan." sert cevabına karşı Ömer arkasını dönüp gitti.

"Ömer'in annesi annemi öldürdü. Onun soyunu kurutacağım!" dediğinde başım döndü.

"Ömer haklı..." dedim fısıldayarak. Yere bakıyordum çünkü kafamı kaldırırsam bayılacaktım neredeyse.

"Ne saçmalıyorsun sen? Ömer haklı falan değil." kafamı kaldırdım ve bağırmaya başladım.

"Ömer haklı diyorum Alp! Allah aşkına görmüyor musun?" kaşlarını iyice çattı,

"Sen kafayı yemişsin resmen." deyip koridorun diğer yönüne doğru ilerledi. O an arkasından bakarken her yer dönemeye başladı. Alp ters dönüyordu. Duvarla, kapılar... Her yer...

"Alperen..." dedim son nefesimmiş gibi. Sonra yere yığıldım. Resmen yığıldım. Gözlerim kapanıp açılırken gördüklerim Alp'in arkasını dönmesi, yanıma doğru koşması ve,

"Dünya özür dilerim Dünya kalk hadi uyan!" diye yalvarması. Gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum fakat imkansız hale geldi. Gözlerimi kapattım.

---

"Neyi var?" teyzemin sesiyle gözlerimi açmaya çalıştım.

"Derya Allah aşkına baktırmıyorsunuz zaten! Neyi var söyle."

"Gönül abla Allah aşkına geleyim söz sakin olacağım." Alp'in kapının dışından yakarışları karşısında teyzem hemşireye işaret verdi. Alperen koşarak yanıma geldi,

"Özür dilerim, o it bile anladı ben anlayamadım seni!" sonra teyzeme döndü, teyzemde Derya ablama döndü,

"Sakin olun emin olmak için bir kaç test daha yapacağız sadece 2-3 saat daha bekleyin..."

"Tamam da çıkan sonuç ne?"

"Çıkan sonuç Dünya'nın vücudunda uyuşturucu olduğu yönünde." O sırada yattığım yerde başım döndü. Tavan üzerime doğru gelirken kolumda bir soğukluk hissettim. 

DÜNYAWhere stories live. Discover now