Gözyaşlarım akmaya başlarken, Onur ellerimi alıp yüzüme götürerek gözyaşlarımı sildi,sildik.
"Sil o gözyaşlarını, seni bu boktan sebepten dolayı ağlattığımı bilmek canımı yakıyor."

Onur  hakkında on dakikada saçma sapan şeyler düşündüğüm için güçlükle konuştum,
"ö-özür d-dilerim b-ben senin hakkında düşündüğüm her şey için özür dilerim" sonlara doğru sesim düzelmişti.

Gözlerimden daha fazla yaş akarken
Onur "Ağlama Gökçe lütfen." dedi.

O kadar güzel seviyordu ki,kaybetmekten korkarcasına,incitmekten korkarcasına. onun sevgisini hak etmiyordum. daha demin aklımdan geçenleri asla hak etmiyordu. o beni hak etmiyordu, o her şeyin en iyisini hak ediyordu.

Beni bu kadar güzel seven adamın boynuna ellerimi sarıp, kendime doğru çekip sarıldım., ellerini hemen bana sarmamıştı.

Bana sarılmaktan bile korkuyordu...

Onur'un o güzel kokusunu içime çekip, gözyaşlarımı omzuna akıttım.

Hayatıma girdiği günden bu güne hayatım değişmişti, o benim hayatımdı, her şeyim...
öyle bir anda girmişti ki hayatıma hem beni sinir etmiş hem çok mutlu etmişti.

Aklımdaki düşüncelerin içine sıçan bir kişi vardı alttan bağıran....
Evet doğru bildiniz,
Tolga.

Tolgan "hadi amına koyayım ya! düşceniz ağaçtan ikinizde şimdi."

Onur benden ayrılıp aşağıya baktı,
Onur, "aşağıya geldiğim an seni sikicem"
'Sikicem' kelimesini biraz sessiz söylemişti.

Tolga "niye kız mı kalmadı sana Onuraşkım, ya da gay olmaya mı karar verdin? öyleyse söyle bilelim de korunalım."

Onur, "he anasını satayım gay olmaya karar verdim,ilk seni sikicem."

Tolga, "çarşamba günü ev boş gel o zaman aşkım."

Onur derin bir nefes alıp "Allahım sen sabır ver, sikicem belasını."

Onur bana dönüp, "sen sırtıma geleceksin inicez." dedi.

bir sırtına bir kendime bakıp, tek kaşımı kaldırdım, "emin misin?"

Onur nefes alıp "evet sıkı tutacaksın, merdivenden inicez."

Merdiveni tutan kişiye baktım, Tolga tutuyordu .
"Tolga tutuyor merdiveni, emin miyiz?"

"Haklısın." deyip aşağıya baktıktan sonra Dolunay ve Eymen'i gözüne kestirmiş olacak ki,
"Eymen,Dolunayın göt bitliğini yapmayı bırakda merdiveni tut." dedi.

Eymen oflayarak merdiveni tuttu,Merdiveni tutarken Dolunaya, Ahmet Kural bakıyormuş gibi bakış atıyordu, onun bu bakışlarından merdiveni tutabileceğine güvenemesemde,Tolgaya Eymeni tercih ederdim.

Tolga eminim daha fazla ekşın için merdiveni sallardı.

Onur beni sırtına aldıktan sonra yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başlamıştık.

Tolga geri zekalısı Onura "deh oğlum deh" deyip duruyor, Onurda sakinleşmek için sürekli derin nefes alıp veriyordu.

Onur merdivenden inince beni yere bırakmayı bile unutup, sinirden Tolgaya vurmaya başlamıştı.

Sonradan aklına gelmiş olacağim ki beni bırakıp biraz daha dövdükten sonra,çadırlara doğru ilerledik. bana bugünlük bu kadar ekşın yeterdi, çadıra gidip uyumak istiyordum.

tabii Onurun omzunda...

Çadırlara gelince herkes kendi çadırına dağıldı.

sadece Onur ve ben kalmıştık. utançtan
Onurun yüzüne bile  bakamıyordum, yere bakarak "Ben üstümü değiştireyim o zaman" dedim.

Onur başını eğerek yüzüme bakmaya çalışıyordu, ama hem boy farkı hemde yüzümü eğmemle bu mümkün olmadığı için hafifce çenemden tutup başımı kaldırdı, "yüzüme neden bakmıyorsun?" diye sordu.

Gözlerinden gözlerimi kaçırıp,"Sen gidince öyle saçma salak şeyler düşündüm."

"Hâlâ aynı şeyleri düşünüyor musun peki?"

Gözlerine baktım, kesin cevabımla "hayır,asla." dedim

Hafif tebessüm etti, "o zaman önceden düşündüklerinin bir önemi yok, Git üstünü değiştir hadi."

Bende tebessüm edip resmen tavşanlar gibi zıplayarak çadıra gittim.

Onurun baya güleceği çizgi film karakterli pijama takımımı çıkardım.
O hep gülsün zaten
En çok ona yakışıyor gülmek..

Ben bide bunlarla Onur'un üstünü değiştirmesi için çadırdan dışarı çıkacaktım,ama çok rezil olacağım için çadırdan başımı çıkarıp Onur'a seslendim,"Onuurr gelsene bir!"

Yine sigara içiyordu zalimin oğlu, Sigarasını göstererek "Sigaram bitsin geliyorum" dedi.

Sigaran batsın Onur!

Bir kaç dakika sonra çadıra geldi "ne oldu"  diye sordu.

Nasıl diyeceksem artık "şey şimdi, şey işte şey."

"Şey deyince anlamıyorum Gökçe?"

"Ben bu kıyafetlerle çıkamam dışarıya."

"Ee yani?"
Anlasana olum işte ya!

"Ne yani? ya işte sende o kıyafetle uyuyamazsın, rahat olmaz. Şey yani arkamı dönsem, şey olur mu?"

sırıtarak "Ney olur mu?" dedi.

dalga geçiyordu... "Onur seni döverim!"

başını yana yatırdı, "Dövsene."

yanımda duran çikolatalı süte uzandım,

Onur, "onunla beni dövemezsin ki sen, kıyamazsın sütüne."

Doğru bildin ne sütüme kıyarım,
Ne sana kıyabilirim...

Onur kendini toparlayıp, sonunda ciddileşti "arkanı dönersen sıkıntı olmaz."

"Bende sana bakmaya pek meraklı değilim, korkma."

Tamam t-shirtinden gözüken dövmelerin tamamını merak ediyor olabilirim.
ama Onurun bilmesine ne gerek var?

Onur gülerek çadırın içine girdi,bende arkamı döndüm.
üstünü değiştirirken gülüyordu "neye gülüyorsun?" diye sordum.

"Hiç öyle. bu arada pijamaların çok güzel olmuş." dedi, gülüşü kahkahaya dönüşürken.

Sinirlenmiştim, Aniden arkama döndüm, "siktir, pardon,özür dilerim!" derken gözlerimi kapatmış,arkama dönmüştüm.

eşofmanını giymişti ama üstü için t-shirtini düz tarafına çeviriyordu.

Onur kahkaha atıyordu,Hayır yani bu kadar güleceğini bilsem hiç gözümü kırpmaz, dövmelerine bakardım.

Onurun kahkhaları ve üstünü giymesi bitince başımızı yastığa koyduk.

Başımı onun omzuna koymaya ne kadar korksamda o anlamış gibi eliyle omzunu gösterdi "gel." bende itiraz etmeden gittim.

Çok rahattı...

Çok güzel kokuyordu...

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now