36.Bölüm: "Papatya Kolye... Hem de Sarı"

Start from the beginning
                                    

"Bilmişlik yapma Eymen! Hazır yapmıyorken o listeye ukalalığı da ekle sana zahmet. "

Attığı kahkaha kalbimin duvarlarına çarparak bana geri dönerken ona doğru uzattığım işaret parmağımı ikinci defa ısırmak gibi bir hamlede bulundu ama ani bir refleksle parmağımı hemen geri çektim. Arkama sakladığım elimi üzerime doğru eğilerek geri ellerinin arasına aldığında yüzündeki muzip sırıtış yerini sıcak ve samimi bir gülümsemeye devretti.

"Didem," dedi mayhoş bir ses tonuyla. "Benim kalbim sözlerini fısıldamıyor, bağırıyor resmen. Kızım kalbim ve sana duyduğum hisler içimde bir örgüt kurmuş Didem, Didem, Didem diye bas bas bağırıyorlar."

Dudaklarımı ısırıp gülmemek için kendimle salakça bir mücadele içine girdiğimde Eymen'in bakışları otomatikmen dudaklarıma indi.

" Isırma onları," dedi içimi gıcıklayan bir ses tonuyla. "Eğer çok ısırılmak istiyorlarsa da zahmet etme. Ben zevkle ısırırım."

Benim kalp sizlere ömür baby. Başımız sağolsun.

Ufak bir utanç dalgası bedenime sızmaya başladığında utançtan kızaran yüzümü kapatmak için ellerimi yüzüme bastırdım. Az önce çocuğun dudaklarına yapışmak isteyen kız nerde, gören var mı?

Eymen ellerime asılıp onları yüzümden çektiğinde gülerek ofladım. İkimiz de yine suskunluğun kucağına çekilirken yüzlerimizdeki gülüş soldu ve dudağımızın kenarında az biraz tebessüm kırıntısı kaldı. Birbirimize bakan gözlerimiz nedensiz bir şekilde özlemle dolup taşmıştı. Dip dibe yan yanaydık. Durduk yere niyeydi bu özlem? Kalbimi ince bir sızı yoklarken ani duygu değişimiyle ortam mahsunlaştı.

Eymen bu atmosferi dağıtmak ister gibi gülümseyip kafasını göğe doğru kaldırdı. Ben de onu taklit ederek gözlerimi ışıl ışıl parlayan yıldızlara diktim.

"Bu an hiç bitmesin Didem," dedi Eymen bakışlarını yıldızlardan ayırmadan. "Bitmesin ve şu yıldızlar kadar anımız olsun."

Sözlerime "Biz küçükken, yani saçma biliyorum ama," diye başlarken yine nedensizce bir yumru oturdu boğazıma. Yutkunup öyle devam ettim.

"Abimle bahçedeki çimlere uzanıp yıldızları sayma yarışması yapardık. Tabi hep ben kazanırdım. O da hep aynı yıldızları sayıp durduğumu bu yüzden kazandığımı söylerdi. Ben de itiraz ederdim ama bilirdim hiçbir zaman yıldızların hepsini sayamayacağımı. On yüz bin milyon yıldız var. Hangi birini sayacaksın değil mi ama?" Yıldızlarla olan göz temasımı kesip kafamı indirdiğimde yeşillerim onun güzel kahveleriyle buluştu. Beni hayran hayran izlerken yerimde kıpırdanıp ona biraz daha yaklaştım.

" Eymen," dedim elimi yanağına koyarken. "Tıpkı sayamadığım yıldızlar kadar on yüz bin milyon anımız olacak sevgilim."

Gözlerini ağır bir şekilde kapatıp açarken yanağını avucumun içine doğru ittirdi. "Tepemizdeki yıldızlar kadar anı... İçinde senin olduğun... Bu... bu çok güzel Didem. Ulan hayali bile güzel."

Gülümsedim. "Şu an hayal ama gerçek olacak canımın içi. Bak şu hastaneden çık. Her sevgilinin yaptığı o sıradan şeyleri yapacağız. Sokaklarda el ele dolaşacağız mesela. Sahil kenarında taşların üzerinde oturup denizi izleyeceğiz."

"Senin gibi bir manzaram varken denizi izlemem ben. Kimse kusura bakmasın sarışın."

Eymen bal gibi tatlı bir sözle konuşmamı bölerken iç çekip güldüm ve kafamı salladım. "Tamam, sen beni seyredersin. Canıma minnet, oh."

"Tamam," diyerek kafasını salladığında "Yeter ki sen biraz daha dayan. Dışarı çıktığında istediğin ne varsa yapacağız," dedim.

"Dayanıyorum sarışın. Senin için bizim için dayanıyorum ve inan ki şikayet etmiyorum artık bu hastanede olduğuma. Hatta iyi ki diyorum."

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Where stories live. Discover now