22. Bölüm: "Resimdeki En Güzel Renk"

10.1K 749 527
                                    

Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten.
Hz.Mevlâna

Mevlâna

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

22.Bölüm: "Resimdeki En Güzel Renk"

Bu savaşı biz kazanacağız.

Bu savaşı biz kazanacağız.

Bu savaşı biz kazanacağız.

Dünden beri aynı cümle zihnimin bütün odalarını deli gibi gezip duruyordu. Cümleyi oluşturan her bir harf zihnimde bir kuş misali uçup en sonunda aynı cümle olarak kalbimin ucuna konuyordu. Bu cümle benim için, kalbim için çok değerliydi. Bu cümle kaybetmediğim umutlarıma rengârenk çiçekler açtırmıştı. Çünkü bu güzel cümle Eymen'in iki dudağının arasından kalbime dökülmüştü ılık ılık. Eymen umudunu kaybetmiyordu ve umudunu artık ağzından çıkan cümleleri oluşturan her bir harfin üzerine gölgelendiriyordu.

O, ölümü beklemiyordu artık.

O, sevdiğim adam, artık benimle beraber savaşıyordu. Benim için, bizim için savaşıyordu, savaşıyorduk. Biz diyorum çünkü onunla ben artık biz olmuştuk biliyorum, en güzeli hissediyorum.

Şu an deli gibi dans edip bağıra bağıra şarkı söylemek istiyordum ama okulun bahçesi bunun için uygun bir ortam olmadığından bu sevincimi sessizce içimde yaşıyordum.

"Abi sabah sabah okul mu olur ya? Öğrenciye eğitim değil çile resmen."

Naz'ın esneyerek söylediği sözlerle düşüncelerimden sıyrılıp kafamı ona çevirdim. Şu an kampüs yolunda okulun binasına doğru yürüyorduk.

Naz bir kere daha esnediğinde güldüm. "Uykunu alamadın mı sen?"

Bana bakıp bıkkınlıkla gözlerini devirdi. "Ordan bakılınca belli olmuyor mu da soruyorsun?"

"Immmmm..." dedim düşünceli bir sesle. "Uykulu ve öfkeli."

Naz sızlanmaya benzer bir ses çıkardı. "Gençliğimizi elimizden alan eğitim sistemine müsade et de öfkeli olayım sarı şeker."

"Az daha abart." Dedim dalga geçerek.

Eliyle beni geçiştirdi. "İlişme bana." Diyerek derin bir nefes aldı. "Uykumu açmakla meşgulüm."

"İşinin adı neydi? Niye geç uyudun?"

Masum surat ifadesiyle tekrar bana baktı. "Sabaha kadar ders çalıştım. İnanır mısın kitapların üzerinde uyuyakalmışım."

Kaşlarımı havalandırdım. "İnanmam." Dedim. "Beşik salladım deseydin ona daha çok inanırdım."

"Ya sarı şekerim benim." Diyerek kolunu omzuma attı. "Nasıl da tanır arkadaşını."

Yanağından makas aldım. "Kaç yıllık hukukumuz var Naz. Müsade et de tanıyayım."
İkimiz de gülerek yürümeye devam ederken çardakta oturan Seda'yı görünce rotamızı ona doğru çevirdik.

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin