"biz senle geçen gün neyin hayalini kurduk" dedi Onur.

Eymen çapkın bir bakış attı, "Cidden söyleyeyim mi kanka?"

Fesat düşünme Gökçe,
Fesat düşünmemelisin.
Fesat düşünmemeliyim.

"Hayır söyleme! o değil."  dedi Onur.

Neyin hayalini kurduklarınıda merak etmiştim doğrusu,
Neyse ben bunu sonrasında canım kankam Eymene sorardım.

"Hani ilkokul çocuğundan çalmıştın bir ara." dedi Onur.

"Sarma!" diye bağırdı Eymen

Dolunay'da "süre bitti 3 kelime"

Şimdide ben anlatıyordum,
Dolunay bilmeye çalışıyordu.
Kart tutan Onur.
Süreye bakan Eymen.

Onur kartı çevirince kelimeye baktım 'Rüzgar'

"Dışarda ne varsa çıkmam?" dedim.

Dışarda rüzgar varsa kesinlike dışarı çıkasım gelmezdi. saçlarım uçuşuyor,dudak parlatıcıma yapışıyor.düşünmesi bile iğrenç.
Birazcıkda severdim aslında ne soğuk ne sıcak olduğu için ama saçlarımı dağıtması her şeye yetiyordu.
Hele de o gün saçlarımı yaptıysam!

"İnsan" dedi .

"Saçmalama!düzgün cevap ver süre gidiyor." dedim

"Rüzgar"

Onur'da kartı çevirdi bu seferki kelime 'çiğköfte'ydi bunu ben yazmıştım işte karta.

"Aşık olduğum şey?"

"Tabiki çikolata."

"Diğeri?"

"Çikolatalı süt."

"Lan diğeri"

"heh Çiğköfte"

"Sonunda!"

"Ne yapayım kızım, her şeyi yiyosun!"

Ona göz devirip yeni kelimeye baktım,
'Enes Batur'du bunu yazan tabiki Eymendi.

Kelimeye sırıtırken Onura baktım oda sırıtıyordu.

güzelde gülüyordu bu çocuk.
çocuk?
çocuk.

Aklımdaki düşüncelere son verip konuştum, "adının yutıbırı"dedim kahkaha atarak.

Dolunay hariç hepimiz gülüyorduk tabii.

"Enes Batur" dedi Dolunay,bıkmış bir yüz ifadesiyle.

"Tamam kız üzülme başka nasıl anlatsaydım?"

Eymende hemen bağırdı,"süre bitti eşitiz."

Biraz daha boş boş oturduktan sonra annem aradı,
"Gökçe eve gel artık."

"Tamam anne"

"Kim var yanında"

"Dolunay."

"Başka?"

"Kimse."

"Yalan söyleme!"

"Eymen ve arkadaşı."

"O kim?"

"Ne kim?"

"Kız anlamazlığa vurmasana! Eymenin arkadaşı kim?"

"Onur Ege."

"Hıım iyiymiş,dur istersen azıcık daha."

"He anne,gel istersen kızımı sana veriyorum de."

Söylediğim cümleyi daha yeni farkına varıyordum.
Yine anlamazdım ama Dolunayın anırmasıyla anlamıştım.
Bir kez daha rezil olmuştum.
Hemde çok feci...

"Çeyizin daha hazır değil."

Dolunay annemi duyabilmek amacı ile televizyonun sesini kısdığı için annemin dediğini duyup daha fazla kahkaha atmaya başladı.

Onur Ege'nin yüzüne bile bakamıyordum, kesin mal diyordur bana içinden.

"Neyse eve gelirken üç ekmek al."

"Banane,abim alsın."

"Abin arkadaşının doğum günü şeyine gitti."

"Ohh gezsin valla, bizim ev beş yıldızlı otel zaten."

"Gökçe sinirlendirme beni!"

"Seda alsın banane ya!"

"Ablan o senin, ayrıca Seda evde."

"Abime yazdırırım o zaman ekmeği."

"Kız ekmeğin yazdırıldığı nerede görülmüş!?
altı üstü üç ekmek alacaksın Gökçe sinirlendirme beni!"

"İyi bakkaldan alırım."

"Fırından al."

"Anne sen iyi misin? Fırında iki lira iki!"

"Aynı halaları aynı!"

"He anne he."

"Sen eve gel bak ne oluyor Gökçe!" deyip sinirle kapattı telefonu .

Daha demin ne olmuştu öyle ya.

Hepsi bana gülüyordu.
Onurda dahil...

🖤

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now