Evin önüne geldiğimiz de kapının önünde dikilip durmuştum. Elim kapı koluna gitse de içimden bir ses bugün kötü bir şeylerin olacağını söylüyordu.
-Bugün girmesek mi? (Lisa)
-Saçmalama Lisa bitsin artık şu boktan lanet. (Yoongi)
-Aynen bugün bitmesini istiyorum. (Jimin)
Yanımda duran Jungkook elimin altında duran kapı kolunu tutarak konuşmaya başladı.
-İstersen ilk ben gireyim?(Jungkook)
-İstemez. Ben girerim. (Lisa)
-Emin misin arkadaşım? (Jungkook)
-Eminim arkadaşım eminim. (Lisa)
-Hayır emin değilsin Lisasın. (Hoseok)
Hunharca gülen Hoseoka karşı ölümcül bakışlarımı attığım da gülmesini kesmişti.
-Gergin ortamı yumuşatayım demiştim. Size de iyilik yaramıyor. (Hoseok)
-Hobi lütfen daha fazla konuşma. (Jin)
-İyi be sustum. Ama bu tekrar yapma-
-HOSEOK! (Lisa, Jennie, Taehyung)
-Tamam hadi girelim. (Lisa)
Kapı kolunu indirip içeri girdiğimiz de Jungkook önüme geçerek salona doğru ilerlemişti. Hepimiz onu takip ederken aniden dış kapının kapanması ile yerimden sıçramıştım. Ev bugün daha da soğuk gibiydi...daha fazla soğuk.

Salona girdiğimiz de çantadaki kutuları çıkarıp elime almıştım. Ardından Jungkook'un yanına gittiğimde o çoktan kutuyu bulmuştu.
-Çocuklar. (Jungkook)
Elindeki kutuyu gösterdiğinde gülümseme ile yanıma doğru yürüdü.
-Ee bu taşı da açalım o zaman. (Jungkook)
Onaylayıp parmağımı boşluğa koyduğum da oda diğer boşluğa parmağını yerleştirmişti. Parlak bir ışığın yüzümüze vurması ile kutunun kapağı yavaşça açılmaya başladı. İçinden dört yapraklı yonca şeklinde yeşil bir taş çıktığın da taşın güzelliğine kapılmıştım. Taşı elime aldığım da diğer kutuların yanına koymuştum.
-Şimdi ne yapacağız? (Namjoon)
-Jisoo. Birazcık kenara çekilir misin?(Jungkook)
Jisoo kenara çekildiğin de Jungkook onun az önce durduğu yerdeki tahtayı eli ile zorladıktan sonra çıkarmıştı. Ardından içinden çıkan kutuyu masaya getirdiğinde bende taşları getirmiştim. Kutunun kapağını açtığında bana dönerek 'hazır mısın?' bakışı attıktan sonra bende 'hazırım' anlamında kafamı aşağı yukarı sallamıştım. Kutuyu açtığımız da üç tane boşluk vardı. İlk olarak mavi ay şeklinde olan taşı yerleştirdiğimiz de etrafa mavilik saçılırken olduğumuz zemin sallanıp durmuştu. Ardından kalp şeklinde olan kırmızı taşı yerleştirdiğimiz de etraf kan kırmızısına dönmüş ve duvarlardan kırılma sesleri gelmişti. En son olarak yeşil yonca şeklinde olan taş kaldığında onuda tek sefer de yerine koymuştuk. Ardından etraf bir anlığına bembeyaz olmuş ve üzerinde durduğumuz zemin iyice sallanmıştı.

Sallanma durduğunda kutudaki tüm taşları yerleştirmiş öylece bekliyorduk.
-Bitti mi her şey şimdi? (Jisoo)
-Bilmiyorum...sanırım. (Lisa)

"Oyunu sonuna kadar oynadığınıza şaşırdım doğrusu."

-Sen...sen yoksa-

"Ben Min Ji. Başınıza bu belayı sokan. Sayeniz de çok eğlendim."

-Bu lanet nasıl bitmedi? (Hoseok)

"Sen çok konuşuyorsun be geveze çocuk."

Ardından Hoseokun sertçe yere savrulmasına şahit olmuştuk.
-ONDAN UZAK DUR! (Jungkook)
-HOSEOK! (Rose)
Kutuya göz attığımda bir hareketlenme gördüm.
-Jungkook. (Lisa)
Bana baktığı sırada kutuya bakıyorduk ikimiz de. Kutudaki üç taş birleşerek yok olduğunda yerini kocaman başka bir boşluğa bıraktı.
-Bu...bu nasıl mümkün olabilir? (Jungkook)

"Son taşı bulamadınız. OYUN BİTTİ."

-Ben henüz bitti demedim! (Lisa)

"Son taş eksik Lalisa. Şimdi benim sıram."

Ardından gelen kahkaha sesi ile Jennie kıvranarak di̇zleri̇ni̇n üzerinde yere çöktü.
-JENNİE! (Lisa)
-Midem...hiç iyi hissetmiyorum. (Jennie)
-JEN! HAYIR BIRAKMA KENDİNİ JENNİE! (Taehyung)
Taehyung Jennie'nin kafasını kolları arasına alırken Rose de yere yığılmış vücudu titriyordu. Hiçbir şey yapamadan izlerken kutuya yöneldim. Yıldız şeklinde bir taştı bu ve...ve mor. Jisoo da yanıma düşerken çığlığımı durduramamıştım.
-JİSOO! ROSE! ONLARDAN UZAK DUR! (Lisa)
Tek yapmam gereken son taşı bulmaktı...son taşı bulup bu laneti kendi cehennemine yollamak...

...

Selaam :)

Bugün kendimi hiç iyi hissetmediğim için bölümü anca atabildim kusura bakmayın :(

Umarım beğenirsiniz sizi seviyoruum💜

Cursed LoopWhere stories live. Discover now