62. Bölüm - Sezon FİNALİ

178K 6.2K 2.9K
                                    

62. Bölüm - Sezon FİNAL

İyi okumalar dilerim canlarım ❤️

Bu kitabı, bütün okuyucularıma ithaf ediyorum.

Üç gündür hastane de babamın uyanmasını beklerken içim daralsa da bırakıp gidemedim. Belki uyandığı an yanında olmak istemezdim ama, uyandığını da bilmek isterdim. Ona hâlâ kızgın olsam da ölmesine göz yumamazdım. Bu hayatta kimse ne olursa olsun hatalarının bedelini ödemeden gidemezdi. En azından hayatta olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı.

Camın kenarında öylece dışarıya bakarken bir elimde karnıma gitti. Git gide büyüyordu. Bir an hemen doğmasını istedim. Doğsa da kollarıma alıp sevsem yanımda olsa diye düşündüm. Daha öncesinde hiç kucağıma bebek bile almamıştım ben. Çevremde hiç yeni doğum yapan olmazdı. Zaten baba evinde dışarı bile çıkamıyordum. Trabzon'da ise gelen misafirlerin çocukları oluyordu. Ama bir bebek yoktu.

Kısa bir an babamdan ziyade sadece oğluma odaklandım. Doğmasını ve onu kucağıma almayı sabırsızlıkla bekliyordum. Hatta zaman hızlı hızlı geçseydi de o geri kalan 4,5 ayı da hemen atlatsaydık.

Toprak morali bozuk bir şekilde odaya geldiğinde kaşlarım çatılmıştı. Hastanede olduğumuzdan beri benim huysuzluklarımı çekmiş her türlü katlanmıştı bana. Üstelik habire de hamile olup evde beklemem gerektiğini söylüyordu.

"Bir şey mi oldu?"

"İpek 3 gündür hastanenin odasını boş yere meşgul ediyoruz diye o kadın başıma kakıp duruyor daha fazla katlanamayacağım. Sende zaten burda helak oldun. Bugün eve gidiyoruz. Annem de telefonda bağırdı çağırdı. Hamile kadını oralarda süründürüyorsun diye. Eğer biraz daha inat edersen, omzuma atıp götüreceğim!"

Omuzlarım düşmüş dolan gözlerime direnirken yanıma gelip alnımdan öptü. O kadar kararlı duruyordu ki bu sefe sanırım direnemeyecektim.

"Söz veriyorum baban uyanır uyanmaz geleceğiz."

Kafamı aşağı yukarı sallayıp yenilgiyi kabul ederken bir anda kapı hızla açılıp içeri Ela girdi.

"Müjdemi isterim, baban uyanmış."

Bağırarak sevinçle söylerken, bir an doğru duyup duymadığımı tarttım. Uyanmış mıydı? Artık ölme gibi bir durumu yok muydu? Bunları düşünerek kocaman gülümsemiş sevinçle Toprak'a sarılmıştım.

"Uyanmış işte. Uyanmış!"

Toprak'tan ayrılıp elimi şaklattığımda dolan gözlerimden akan yaşları sildim. Ölmüyordu.

"Bak işte. O kadar ağlaya ağlaya adamı öldürdün. Şimdi uyandı İpek!"

Toprak da mutlu olduğunu belli etse de kızdığı belliydi. Yine de uzanıp öptüm onu.

"Ama doktor umutlanmayın demişti."

Omuz silkttiğimde beni kollarına alıp kapıya doğru götürdü ama ben onu durdurdum.

"Ne oldu?"

"Gitmek istediğimden emin değilim."

Toprak gözlerimin içine bakmış tereddüt etse de elimi tutarak yine de götürmüştü.

"O kadar ağlayıp kahroldun. Şimdi onu görmeyeceğim diyemezsin."

Onun zoruyla yürürken, içimde bir sıkıntı vardı. Onun yaşayacağını bilmem bana yetiyordu zaten. Fazlasına ne gerek vardı ki. Görmesemde olurdu.

Odaya girdiğimizde annem babamın yanında ki sandalye de oturmuş ağlarken, abim de duvara yaslanmış içi rahatlamış gibiydi. Doktor ise elinde bir kaç kağıtla bizim girdiğimizi görür görmez söze girdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Trabzon'a Gelin ( Düzenlenecek! )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin