Gözlerimin önüne o ev geldiğinde anlamsız bakışlarla bakıyordum. Yavaşça bir adım attığım da onu görmemle duraklamıştım. Arkasını dönük bir şekilde karşımda dikilirken yaptığım heyecan ile yanına koştum.
Kolundan tutup döndürdüğüm de öylece donup kalmıştım.
-Lalisa. (Jungkook)
-Sonunda büyü bozuldu Jungkook...benim Lalin. (Lisa)
Ardından birlikte olduğumuz, onunla geçirdiğim her an canlandı gözlerimin önünde. Bana sımsıcak gülümsemesi ile gülerken ki halleri, birlikte şarkı söylediğimiz anlar ve çocuklarla oyunlar oynarken uyuduğu o masum anılar...hepsi teker teker gözümün önünden geçerken kayıp yapboz parçalarım yerine oturmaya başlamıştı. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamazken deli gibi ağlamaya başlamam uzun sürmemişti. Onu deli gibi özlerken aslında yanı başımda olduğunu öğrenmek...yaşadığım hiçbir duyguyu anlayamıyordum. Ardından o geceye geldim...bizi ayıran o lanet geceye. Ve o an hatırladım...işte o an kayıp olan tüm yapboz parçalarım yerine oturmuştu. Lisa benim Lalisamdı. Lalisa ölmemişti. Lalisa yaşıyordu...o şuanda hayatta yanı başımdaydı.

Görüntüler gidip yerini siyahlığa bıraktığında gözlerimi geri açmıştım. Karşımda duran Yoona ya bakarken göz yaşlarım yağan yağmur ile karışıp bir sel gibi akıyordu.
-O...o. (Jungkook)
-O Lalisa Jungkook Lalisa. Üzerinize yapılan büyü bozuldu geriye kalan yalnızca bir lanet. (Yoona)
...

Öğrendiklerim ile kaldırım köşesinde öylece oturup kalmıştım. Yoona çoktan gitmiş ben ise dediklerimin pişmanlığı ile yağmura aldırış etmeden ıslanıyordum. Birden Yoona'nın gelmesi ile kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
-JUNGKOOK HEMEN EVE DÖNMELİSİN!! (Yoona)
-Ne oluyor Yoona neden? (Jungkook)
-LİSA...LİSA SESE BİR CEVAP VERDİ SANIRIM!(Yoona)
-Ne diyorsun Yoona? Ne cevabı saçmalama. (Jungkook)
-Jungkook...gayet ciddiyim ve Lisa şuan da sesin dediklerini uygulamaya hazır bir cevap verdi. Geç olmadan onu durdur Jungkook. Lalisayı kurtarmalısın. (Yoona)
Dedikleri ardından yok olup gitmişti. Beynime sıçrayan kan ile ne yapacağımı şaşırmıştım. Daha fazla durmadan göz yaşlarım eşliğinde dar sokakta koşmaya başladım. Umarım dedim umarım geç kalmam. Lalisayı yeni bulmuşken onu bir kez daha kaybedemem. Daha da hızlı koşmaya başladığım da delicesine akan gözyaşlarım ve söylediğim onca söz için küfürler savurdum.

Evin önüne geldiğimde hiç beklemeden kapıyı yumruklamaya başladım.
-AÇIN KAPIYI HEMEN! AÇSANIZA! LANET OLSUN! (Jungkook)
Kapıya bir yumruk attıktan sonra kapının açılması ile karşımda şaşkınca duran Jimin vardı.
-Hey Jungkook ne oldu? (Jimin)
Onu kenara iterek hızla merdivenlere yöneldim. Koşarak çıktığım merdivenler sonunda onun odasının önüne gelmiştim. İçeriden duyduğum ağlama sesleri ile kapıyı açmaya yeltendiğim de kilitli olduğunu farketmiştim.
-LİSA! LİSA AÇ KAPIYI! (Jungkook)
Gittikçe daha çok ağlamaya başladığını duyuyordum.
-LİSA AÇ ŞU KAPIYI! ÇILDIRACAĞIM! (Jungkook)
-Jungkook neler oluyor? (Jennie)
Kimseye cevap vermiyordum. Tek odaklandığım Lalisaydı. Yükselen çığlık sesi ile içimde bir şeylerin koptuğunu hissetmem bir olmuştu.
-TANRIM! LİSA AÇ KAPIYI YALVARIRIM!(Jungkook)
-LİSA AÇ ŞU LANET KAPIYI! (Yoongi)
-LİSA HADİ GÜZELİM AÇ ŞU KAPIYI! (Jennie)
-SİKEYİM. (Jungkook)
Herkesi kenara itip kapıya omuz attığımda en ufak bir hareketlenme bile yoktu. Bir kez daha denediğim de benimle birlikte Taehyung ta omuz atmıştı. Fakat hala daha bir hareketlenme yoktu. En son attığım darbe ile kapının yerle buluşması bir olmuştu. İşte o zaman onunla buluştu gözlerim...yerde oturmuş bana bakarken koşarak yanına oturdum.
Avucu kan içinde kalmış bileklerinde çizikler vardı. Geç kalmıştım...onu kurtarmak için çok geç kalmıştım. Kafasını kollarım arasına aldığım da yüzünde gülümseme ile bana bakıyordu.
-Lisa bırakma kendini sakın bırakma. Yalvarırım bırakma. (Jungkook)
Titreyen sesim ile yüzüne bakarken göz yaşlarıma hakim olamıyordum.
Elini yanağıma uzatıp göz yaşımı sildiğin de gülümseyerek bakıyordu.
-Yalvarırım...yalvarırım bırakma kendini. (Jungkook)
Ardından gözleri kapanmış, yüzündeki gülümseme solmuş ve yanağımdaki eli güçsüz bir şekilde kolumun üzerine düşmüştü.
-Lisa...Lisa...hayır hayır hayır LİSA! LİSA AÇ GÖZLERİNİ! YALVARIRIM AÇ GÖZLERİNİ! LİSA! (Jungkook)
Elimle yüzünü tuttuğumda hafifçe yanağına vurup delice ağlıyordum. Yanımıza koşarak gelen kızlar da ağlarken ben yalnızca Lisa ile ilgileniyordum.
-LİSA! LİSA! (Yoongi)
-OLUM BİR ŞEY YAPSANIZA! NE DURUYORSUNUZ!? (Taehyung)
Herkesi başından çekip Lisa'yı kucağıma alarak arabaya doğru hızlı adımlarla ilerledim.
-Yaşayacaksın...sen...sen çekip gidemezsin. (Jungkook)
-Beni öylece bırakıp gidemezsin anladın mı beni? Seni yeni bulmuşken bir kez daha kaybedemem. (Jungkook)
Kendi kendime konuşurken çoktan arabaya gelmiştik.
-Koluna dikkat edin. (Jin)
-Lisa...yalvarıyorum aç gözlerini. (Jennie)
-Bunu niye yaptı? (Rose)
Ağlarken sorduğu soruya karşılık kimse de tepki çıkmıyordu.
-Ses...sese beklediği cevabı vermiş. (Jungkook)
-Sen neyden bahsediyorsun? Bana asla onay vermeyeceğini söylemişti. (Jennie)
Bir şey diyememiştim...onu paramparça bir şekilde ortada bıraktığımı söyleyememiştim...
...

Selaam :)

Jungkook'un içinde neler yaşadığına değinmek istedim bu bölümde. Biraz erken inansaydın keşke çocuğum :(

Cursed LoopTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon