one

88.4K 6.4K 26.6K
                                    

"Kamerayı aldın mı?"

"Evet."

Gece çöker çökmez geldiğimiz bu yol belki de hayatımın en korkunç yoluydu. Çünkü oldum olası köy yollarını gece vakti gitmekten korkardım.

Envai çeşit ağaçların bulunduğu, köstebek çukurlu ve sıfır ışıklı olan bu yolun sosyal medyada adını duyurmasına şaşırmıyordum doğrusu. Nitekim bu, geçtiğimiz 11. keskin virajdı.

Bir youtuber olan biz, biraz merak ve çokca izlenme uğruna "Bakalım söylenenler gerçekmiymiş?" diyerek 'Bir Gece Yarısı Mezarlık Videosu' çekmeye karar vermiştik.

Ne karar ama!

Adından mıdır, sanından mıdır, yolundan mıdır, suyundan mıdır, yoksa kimsenin o yer hakkında konuşmak istememesinden midir bilinmez, birçok efsaneye mekan olmuş bu mezarlıkta zibilyon kere video çekilmişti fakat sonuç... cık.

Korku videoları seven biri olarak bu yerle alakalı çekilen birçok videoyu izlemiştim fakat tatmin etmiyordu işte. Elle tutulur bir şey yoktu. Videoda somut bir şeyden çok psikolojik durum anlatımı vardı ve bu yaşadıkları herhangi bir olaydan değil, ortamın kasvetindenmiş gibi geliyordu bana. Bu nedenle çok zeki biri olarak, "Bu gece gidiyoruz." diyerek Jimin'i zorla yanımda sürükledim.

"Taehyung, geri mi dönsek? Yere bastığım anda bacaklarım titremeye başladı benim."

"Saçmalama, yürü."

Arabadan ineli 10 saniye bile olmadı. Yükseltiden dolayı çöken sis, dağlık alan olmasından dolayı oluşan o ürpertici sessizlik ve olmayan elektrik insanı anında etkisi altına alıyordu.

Bir yerde bir sürü ses varsa bu kimin sesi, bu neyin nesi diye dinlemeye kalkmazsınız. Ama hiç ses yoksa-

"Ananı sikeyim, o neydi? Neydi o? Ne sesiydi o?"

"Bir şey yok aptal, kuru kuru yapraklara basıp ekşın yaratma kendine."

Kendi adımınız, hatta kendi nefesinizi bile pür dikkat dinlersiniz. Hatta çok ses çıkıyor, etrafı duyamıyorum düşüncesi ile farkında olmadan nefesinizi bile tutarsınız.

"Off, Taehyung! Başka bir şey yapamaz mıydık, tanrı aşkına? Hiçbir şey göremiyorum bile."

"Elindeki fener bu yüzden var biliyorsun, değil mi?"

"Feneri açamayacağımı biliyorsun."

"Cidden mi? Şimdi bile mi?"

Jimin'in garip korkularından biriydi bu. Karanlıktan korkardı. Ama sıkıntımız bu değildi çünkü karanlıktan çok karanlıkta fener, mum vb küçük ışıklar yakmaktan daha çok korkardı.

Işığı yaktığı anda gözünün önüne bir şey gelebilirmiş, öyle diyor.

"Ne demek şimdi bile mi? Asıl şimdi yapamam, şuraya bak! Ay bile yansıtmıyor ışığı!"

"Kamerayı nasıl açacaksın sen? Ayrıca tüm geceyi benim fenerimle geçiremeyiz."

"Kameranın ışığı korkutmaz o benim kadim dostum. Onun ışığıyla gezerim."

Arabadan henüz uzaklaşamamışken harcadığımız bu boş zaman aleyhimize işliyordu fakat bunun bilincinde bile değildi.

"İşin gücün lak lak, yürü artık hadi."

Mezarlığa uzak değildik. Hatta hiç değildik çünkü bir yaya geçidi mesafesi kadar filandı bulunduğumuz yere. Bu nedenle gözüme kestirdiğim o paslı, harflerin yarısı soyulmuş olan tabelaya doğru ilk adımı attım.

Accensus || Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin