1. Bölüm: Deniz İntihar Etmiş...

2.5K 121 40
                                    

( YAZARIN ANLATIMIYLA )

O gün Deniz Kızını aradı Aras. Çok aradı ama telefon kapalıydı. Artık iyice meraklanmıştı. Neden kapalıydı telefonu? Ne güzel yarın vakit geçireceklerdi. Plânını anlatacaktı. Niye kapalıydı telefonu?

Artık dayanamadı, en son evine gitmeye karar verdi. Üstüne ince siyah montunu aldı ve çıktı evden. Arabasına binip hızla deniz kızının evine sürmeye başladı.

Sanki yollar dar geliyordu içinde çok kötü bir his vardı. Bu hayra alamet değildi. Dua etti içinden, ' inşallah ' dedi, ' inşallah ona bir şey olmamıştır. '

Deniz kızının evine gelince kapıyı çaldı ama açan olmadı. Zile bastı yine açan olmadı.

Belki de uyumuştu. Uyurken de telefonunun şarjı bitmişti.

Oturma odasının bahçeye açılan kapısına geldi. Kapıyı çok zorladı en sonunda açmayı başarabildi. Hemen eve girip Deniz kızına seslendi.

" Deniz. Deniz! "

Ses gelmiyordu. Hiç bir yerden hiç bir odadan ses gelmiyordu. Alt kata iyice baktıktan sonra yukarı çıktı. Önce misafir odasına baktı sonra Deniz'in odasına girdi, yoktu. Belki lavobadadır diye lavobaya baktı. Orada da yoktu.

Sonra odadan çıktı. Koridordaki lavobanın önüne geldi. Önce kapıyı çaldı, ses gelmedi. İçeri daldı. Ama Deniz Kızı burada da yoktu.

Öfkeden, telaştan ve korkudan ağlayacaktı artık. Hatta ağlıyordu da. Kızın odasına girdi. Şöyle bir baktı odaya. Bir şey bırakmalıydı, gitmişti ve geriye bir şey bırakmalıydı.

Önce kızın yatağına yattı sonra yattığı yastığa sarıldı. Yastıkta kokusu vardı yani bir nevi kızın kokusuna sarıldı. Gözünden akan yaşlara engel olamadı. Olmak istemedi açıkçası. Nereye gitmişti bu kız?

Sonra doğruldu kızın yatağında, titrek bir nefes aldı ve daha dikkatli bakmaya başladı odaya. Mutlaka geride bir şey bırakmış olması lazımdı.

Tam o an makyaj masasının üstündeki kağıdı gördü. Yutkundu önce, sonra devam etti yürümeye. Kağıdı parmaklarının arasına aldı. Okumadan önce yatağa oturdu.

Sonra kağıdı açtı, dolu gözlerle satırları okumaya başladı.

Merhaba sevgilim, bu sana ilk ve son mektubum. Bu sana ilk ve son yazım, bunlar sana ilk ve son satırlarım. Hayat benden sevdiklerimi aldı sevgilim. Önce annemle babamı, sonra abimi, sonra dedemi... Şu hayatta tutunacak dalım kalmadı derken sen çıktın karşıma. Çok güzel bir çıkıştı ama. Hayatımın en güzel çıkışıydı bu. Şimdi hayatımda karşıma biri daha çıkacak sevgilim. Hayatımı mahveden, benim kardeşim dediğim insanla aramı açan, hiç olmadık yere suçluluk duygusuyla doldurup taşıran kişi çıkacak karşıma. Tahminin vardır sevgilim. Bu mektubu sana bir gün önceden yazıyorum sevgilim. Bana kızıyorsundur şuan. Hatta çok kızıyorsundur ama mecburdum sevgilim. Sen gördün, Kumsal kaç kere yüzüme ' git ve bir daha asla gelme ' dedi?Sadece Kumsal söylese gitmezdim sevgilim. Benim için çok önemli biri daha git dedi. Bunu sana söyleyemem. Kızma bana bunun için, ama bunu sana cidden söyleyemem. Hani demiştin ya sevgilim ' Dünyanın öbür ucuna gitsen bile gelirim. ' diye, peki öbür tarafına gitsem gelir misin? Gelme olur mu sevgilim. Gelme... Hatırlıyor musun sana mezarlıkta ne dediğimi? ' Beni sevme, eğer beni seversen seni de benden alırlar beni sevme, ' demiştim. Sen beni sevmedin sevgilim. Sen bana aşık oldun. Ama ben seni sevdim. Sonra ne demiştim? ' Benim sevdiğim, değer verdiğim herkes gitti, sen sevme beni. ' Ben seni sevdim sevgilim. Ben seni çok sevdim. Ve çok korktum. Hayat seni de benden alır diye. Şimdi sevgilim, hayat seni benden almadan ben beni benden alıyorum. Hayat bir beni benden almamıştı. Şimdi, ben beni benden alıyorum sevgilim. Seni bu kadar kötü durumda bıraktığım için özür dilerim sevgilim. Ama zorundaydım. Barış'ı öp benim yerime. Herkese selam söyle. Meriçlere, Tolgalara, Buselere... Herkese...

OKULUN ARIZA KIZI 2 Where stories live. Discover now