93 6 9
                                    

Nyx'in oğlu Hipnoz, tüm derin karanlığın birbirine hoyratça geçtiği o soğuk gecede, Erebus Vadisinde ilk nefesini almıştı.

Erobus Hipnoz'un buzdan fırlamış çakıl gözlerine bakıp gülümsedi ve Nyx'e baktı.

"O stýlos arketá dynatós gia na antagonisteí tin avgí tha eínai se thési na epireásei olókliro to sýmpan."
[Şafakla yarışacak kadar kudretli gözleriyle Somnus (Hipnoz), tüm evreni etkisi altına alabilecek.]

O gece gökyüzü, Vadide ayrı parlamıştı.

Somnus, yeryüzündeki tüm afyon çiçeklerini, sakin ve uyuşturucu Lethe Nehrinin unutkanlık salgıladığı suyunu minik çehresinde toplamıştı.

O korkutucu derecede güçlenecek, hükmü ayaz esen yüreğine vazife bilecekti.

Somnus, tehlike neşretmeye doğmuştu.
________________________________

GENÇ SOMNUS

Yüzündeki yılgı davetkarlığı gülümsemesiyle karşısındaki canlıya bakıyordu Somnus.

Minik bir tavşan, vadinin çayırında otlanıyor oradan oraya zıplıyordu.

Süzgün hava, tüm mayhoşlığuyla tavşan alemini otluğa sürükletmiş, çeşitten çeşite tüm küçük tavşanlar karınlarını doyurup ailesiyle oynuyordu.

Elinde dolandırdığı kuru dalı yavaşça toprağa bırakmış ellerini dizlerinde birleştirerek canlılara daha dikkatli odaklanmıştı.

Kuzgun irisleri hepsinin üzerinde tek tek gezinirken ürküntülü bir dudak kıvrılması aklına türlü oyun getirmişti.

Bir elini hafif sıkarak daha fazla odaklandı tavşanlara. Gözlerini hafif kısarak minik bir yanma eylemi geçirmiş, gözlerinde alev alev öten kıvılcım sürükleyici girdabını açmıştı.

İşte tekrardan çıkmıştı. Buz görünümlü, ancak bakanın uçuk dereceli lava atılmış hissiyatının işleyeceği gözler.

Hipnoz böyleydi. Ve tüm çift göz buna âşikardı.

Öyle olacak ki otlanmasını bitiren tavşanlardan beyazının teki, usulca kaldırmıştı şaşkın gözlerini.

Saniyesinde karşılaştığı girdap gözlerle donarak kalmış, faltaşı gibi gözleri açılmıştı.

Evren titriyordu.. Soyuttu ancak bu titreşimi en somut varlık bile duyuyordu.

Ardından gelen uyarıyla tüm tavşanlar gözlerini kaldırmış karşılaşmıştı o gözle.

Hepsi sıra sıra donuyor, ufak ellerinde bulunan otları düşüyorlardı.

Hepsi hipnoza sürüklenmişti. Somnus'un itaatkârlığı ruhlarına işlemişti.

Ulvinin gülümsemesi genişledi. Ve işaret parmağını hafif kaldırarak gözünün hizasına getirdi.

Ardından yavaşça orta parmağıyla birleştirip şıklattı.

O an, tüm mirket pozisyonundaki tavşanların yere yığılışına şahit olmuştu.

Aynı anda gerçekleşen yığılma, vadide tok bir sesin yankılanmasana sebep olmuştu.

Sert hatları anlık dişlerini sıkmasıyla çıkıklaşmış, şakaklarındaki bir çift kanadın süzüldüğü genç tanrı dudaklarını yalamıştı.

𝐇𝐲𝐩𝐧𝐨𝐬𝐢𝐬 𝐀𝐭 𝐃𝐚𝐰𝐧  ۩taekook۩Where stories live. Discover now