24.BÖLÜM: "Veda Busesi"

Comincia dall'inizio
                                    

-Alp ve manken değil, donanmadaki bir hatundan hoşlanmak? Ciddi ciddi?" Tıslayarak güldü ve viski bardağını tek dikişte boşalttı midesine. "İyi bak belki hoşlanma değildir o." Yaptığı imayı herkes anlamıştı, özellikle hatunun fiziği düşünülürse ve Ece çaktırmadan karnına bir dirsek atsa da omuz silkerek önüne döndü tamamen.

-Evet bu şarkıyı tam şurada duran ve aşık olduğum kıza söylemek istiyorum. Bebeğim kırmızı çok yakışmış!" Sahneye çıkan çocuğun söylediği cümle üzerine Özgür de o çocukla Alp kadar yakın olacak ki ıslık çaldı. Ve ona birkaç kişi daha eşlik etti tezahürat konusunda. "Ve herkes birileriyle dans ederse sevinirim. Ihım." Boğazını temizleyerek gitarın tellerini titreştirdiğinde, Tutku da sahneye dikti gözlerini. Hiçbir yere sapmamalıydı kahveleri, özellikle ona.

Tam da tahmin ettiği gibi, çevresindeki herkes çifter çifter dansa kalkmaya başladığında, yanındaki Arda'yı dürttü ve gözleriyle Damla'yı gösterdi. Ellerini sarı saçları arasında gezdiren genç, Tutku'nun bu teşvikiyle kızın omzuna dokundu ve kendisine dönen koca kahvelere bakarken nasıl olduğunu sorar gibi bir ses tonu takındı.

-Biz de edelim?" Damla göz ucuyla dans edenlere bakıp, omuz silkerek önden yürürken Arda gülmeden edememişti. Onlar da bir ikili olarak dans etmeye başladığında, hemen bir adım ötesinde dans eden ablasıyla Ediz'i izledi. Özellikle kızın karnına bakmıştı.

Yeğenlerini göreceği günü sabırsızlıkla bekliyordu.

-Demek beni kıskandın... Aferin sana! Gözüme giriyorsun iyice." Duyduğu cümleyle bakışlarını bardağından ayırmasa da, kıkırdamadan edemedi Tutku. Ediz'e Allah sabır versindi, gören de kız hamile bir şekilde eşiyle değil, yeni takıldığı flörtüyle konuşuyor sanardı. "Korumacı hallerin acayip hoşuma gidiyor...Ne aşerdiğimi biliyor musun şuaaan?" Ablasının ses tonu tuhaf bir hal alınca gözlerini belerterek telaşla oradan uzaklaşmaya odaklandı Tutku.

Kulakları maruz kalmamalıydı buna!

Kahretsin, keşke daha deminki gibi kendi düşüncesini bile duyamadığı bangır bangır müzik tam şuan çalsaydı... Arkasını döndüğü anda çarptığı bedenle bulunduğu yerden uzaklaşamadı.

-Bana kaldın." Alpti. Dudağının bir köşesini kıvırmış kendisine bakıyordu, böğürtlene çalan dudakları yeni bitirdiği içki yüzünden ıslaktı ve dağınık koyu sarı saçları mor bar ışıklarının altında altın gibi parlıyordu. "Gel bakalım." Bir şey söylemesine izin vermeden onu bedenler arasında sürükledi ve diğerlerinden uzaklaşmalarını sağladı Kıvanç Alp.

Tutku'nun zarif ve oldukça ufak gelen ellerini omuzlarına bizzat yerleştirip, kızı belinden sıkıca kavradı, aralarındaki mesafeyi bir anda kapattığında, siyah düşük omuzlu elbisenin kapatamadığı, bayıldığı göğüsler kendisine çarpmıştı. Bir süre müziğin ritmi eşliğinde sallanırlarken, onun yüzündeki dalgın ifadeyi fark etmemek aptallık olurdu.

Aynı şekilde kendisini izleyen ve bala çalan kahveleri fark etmemek de Tutku için aptallık sayılırdı.

-Çok güzeller..." onun bakışlarını takip eden Alp, Eva'yı kucaklayarak etrafında döndüren Rüzgar'a, Ece'nin yanağını ısıran Tuna'ya, Aden'in karnını okşayan Ediz'e, Damlayla uğraşan Arda'ya, İnciyle edepsiz bir konuşma yapan Aras'a ve danstan çok birbirilerine sarılarak duran Alexle Kavin'e sırayla baktı.

Devamında bakışları Tutku'da duraksarken, yüzünde beliren tebessüm daha da genişlemişti.

-Tutku Devran'ın aşka imreneceğini düşünmezdim."

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora