5.Bölüm

7.7K 729 509
                                    


Yüzlerce büyük mağaza ve restoran, üç yüz mil uzunluğunda bembeyaz bir sahil şeridi, eğlence mekânları, yirmi dört saat açık atıştırmalık dükkânları kadar, ünlülerin akınına uğradığı gibi sıradan insanların, turistlerin hatta öğrencilerin bile ilgisini çeken Santa Monica küçük ama hareketli bir şehirdi. Burada yaşayan insanlar her an heyecana aç ve sürprizlerle doluydu.

Hippi kılıklı tiplerin, sörfçüler kadar bol olduğu, film ve TV şovlarının bir numaralı mekânı olan yer, adını Hristiyan Azize Monica'dan almıştı.

Üçüncü Bulvarda yaya olarak aylak aylak yürümeye devam ettikleri sırada, burada yaşamaya ne kadar çabuk alıştığını düşündü Drake.

Küçük bir taşra kasabasında dünyaya gelmişti. İki küçük kız kardeşiyle, emekli vergi memuru annesi ve yıllardır kasabanın şerifliğini yapan babası hâlâ orada yaşıyordu. Drake büyüdüğü kasabayı hep sevmişti. İnsanları sıcak, içten ve samimiydi. Yardımlaşma büyük şehirlerdeki gibi keyfi değil, görev bilinci kadar keskindi.

Ancak bu şehirde onu ilk andan itibaren büyüleyen, içine alan ve ayaklarının yere sağlam basmasını sağlayan farklı bir şey vardı.

Ailesi üniversiteye başlayacağı sırada başta çok fazla endişelenmişlerdi. Kalabalık şehirler asla sakin kasabalara benzemezdi. Bu yüzden Drake'in okulu bittikten sonra da burada yaşamak istediğini öğrendiklerinde epey hayal kırıklığına uğramışlardı. Yine de tek oğullarının kararına saygı duyarak, ona her koşulda destek olmaya devam etmişlerdi. Drake ailesini seviyor ve onları özlediğini kendine her seferinde itiraf ediyordu. Ama bu şehri ve burada olmayı da seviyordu.

Düşüncelere daldığı, çevresine ilk defa görüyormuş gibi bakındığı bir anda kaykaylı bir grup karşıdan üzerlerine fişek gibi gelince, Drake ani bir hareketle Gena'nın koluna yapışıp onu da beraberinde kaldırıma sürükledi.

Tanrım, Santa Monica'nın sürprizlerle dolu bir şehir olduğu kesinlikle doğruydu.

"Onları gördün mü? Az önce neredeyse bizi eziyorlardı."

"Abartma Drake."

Gena sakince gülümsedi. Sanki bu durum ona komik gelmiş gibiydi.

"Bir grup küçük çocuktu sadece. Ayrıca bizi göremeyecek kadar kör olduklarını da sanmıyorum."

Genç adam gerginlikle arkasına bakıp durmaya devam ederken Gena'nın temposuna yetişmek için hızlanmak zorunda kaldı.

"Onlar çocuk filan değildi. Bir tanesinin boyu neredeyse benim kadardı. Kör değillerse neden kenara çekilmek için son ana kadar beklediler o halde?"

"Az önce de söyledim ya. Çocuk oldukları için. Sadece kendilerince eğleniyorlardı."

Drake de kendi kendine homurdandı.

"Birilerini kaykayla öldürmeye çalışmak, gerçekten çok eğlenceliymiş."

Gena hafif bir tebessümle omuz silkti. Poposuna yeni bir dövme yaptıracağını söylediğinden beri Drake sanki biraz aksileşmiş gibiydi.

Temiz hava almalarının ona iyi geleceğini düşünüp, dövme dükkânına yürüyerek gitmeyi teklif etmişti ama belli ki sandığı kadar parlak bir fikir değildi. Anlaşılan, parçalı bulutlu Santa Monica öğleden sonrası bile Drake'in sinirlerini yatıştırmaya yetmemişti.

"Sakinleş biraz. Gergin gibisin."

"Kim ben mi? Neden ki?"

"Bilmem. Sanki dövme yaptıracak olan senmişsin gibi tuhaf davranıyorsun?"

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now