23.Bölüm

6.5K 667 750
                                    

VE YAZARINIZDAN SİZLERE GÜZEL BİR YENİ YIL SÜRPRİZİ!

İKİ KİTABA DA BÖLÜM GELDİ😁🥰
NASILIM AMA😉

HEPİNİZE SAĞLIK DOLU MUSMUTLU BİR YIL DİLİYORUM. DİLERİM BU YIL;TÜM  DÜNYA OLARAK MASKESİZ, RAHAT BİR NEFES ALIR, ÖZLEMİNİ DUYDUĞUMUZ HER ŞEYE KAVUŞURUZ.

HEPİNİZE KUCAK DOLUSU SEVGİLERİMİ GÖNDERİYORUM.
BİR DAHAKİ SENEYE KADAR KEYİFLE KALIN
(BAYATLAMIŞ ESPRİMİ DE YAPAYIM😁)
ÇOKÇA SEVİLDİĞİNİZİ SAKIN UNUTMAYIN!
❤️❤️❤️



Baş ağrısı yüzünden gözlerini açmaya korkuyordu. Güneş, sanki asitmiş gibi göz kapaklarını yakıyordu.

Gena biraz kıpırdanınca yalnızca başının değil, tüm vücudunun da ağrıdığını hissetti. Ağzında ekşi bir tat vardı, üstelik genzi yanıyordu. Üzerinden bir tank ordusu geçmiş gibi hissediyordu kendini.

En son akşamdan kalma olduğundan bu yana ne kadar zaman geçmişti sahi?

Chad ile ayrıldığı gece miydi?

Yoksa David onu terk ettiğinde mi?

Madison ve Drake'in tüm itirazlarına rağmen genelde sevgililerinden ayrıldığı günlerde böyle zom oluncaya kadar içerdi. Dom henüz onu terk etmediğine göre, ne halt etmeye bu kadar içmişti öyleyse?

Başını yataktan bir milim kaldırınca beynine inen görünmez yumruk nihayet hatırlamasına yardımcı oldu.

Kahretsin Drake. Evet, Gena dün gece Drake ile dostluğunun bitişi şerefine kadeh üstüne kadeh devirmişti. Çünkü adam onu hiç de dostane olmayacak, akıl almaz bir şekilde öpmüştü. Hemde ne öpücük. Hatırladığında yerinden doğrulmaya çalışırken acıyla yüzünü buruşturdu.

"Bir süre başını yastıktan kaldırmamanı öneririm. Baş dönmen geçinceye kadar önce gözlerini gün ışığına alıştırmalısın."

Gena gözlerini yavaşça arka arkaya kırparken yeniden inlemesini engelleyemedi.

"Drake?"

Genç adamı henüz göremese de çok yakınında olduğunu hissediyordu.

Drake duyabildiği şekilde derin bir nefes alarak yumuşak bir sesle, "Buradayım." dedi. "Kendini nasıl hissediyorsun?"

"Immm. Beş yüz fit yükseklikteki bir uçaktan paraşütsüz atlayıp tepe üstü yere çakılmışım gibi."

Genç adam gülerek, "Paraşütünün açılmamasına üzüldüm." dedi. "Daha önce hiç böyle uzun bir düşüş yaşamış mıydın?"

"Hayır, ama eğer yaşasaydım eminim böyle berbat hissederdim."

Drake yeniden güldü.

"Bu kadar komik olan ne?"

"Siz Bayan Harrison."

"Benimle dalga geçme. Görüyorsun ki kötü bir gece geçirdim."

"Daha iyi olduğun zamanların olduğunu kabul ediyorum. Yine de ben de berbat demezdim. Sizinle ilgili hiç bir şey... kötü olamaz çünkü." dediğinde sonunda başını çevirip onu gördü.

Drake bacaklarını iki yana açacak şekilde kaykılmış, menekşe renkli Josephine'inde başını kıvırdığı eline yaslamış keyifle onu izliyordu. Hemen arkasındaki pencereden sızan gün ışığı yakışıklı yüz hatlarına vuruyor, onu bu dünyanın dışından bir varlıkmış gibi gösteriyordu. Üzerinde bol bir eşofman altı ve spor yaparken giydiği, şu siyah elastik tişörtlerden biri olmasaydı neredeyse buna inanacaktı. Hani şu vücudu ikinci bir ten gibi saran ve her bir kasın çıplak gözle sayabileceği türden olanlardan.

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now