4.Bölüm

7.9K 775 608
                                    

Multimedya Gena & Drake
Keyifli okumalar dilerim...


4.Bölüm


Tatil günlerinin en güzel yanı, elbette sabah erkenden kalkıp işe gitmek zorunda olmamaktı. Gena uykusunu almış, dinlenmiş ve dolu dolu geçecek bir güne hazırlanmış hâlde, ocağın başında radyodan dinlediği hafif müziğe eşlik ederek kalçalarıyla tempo tutuyordu.

Bugün hava her zamankinden daha rüzgârlıydı, ancak dışarıda harika bir Los Angeles güneşi vardı. Jalûzilerin arasından sızan ışıkların yakıcı ısısını ateşin başında olmasına rağmen teninde rahatlıkla hissedebiliyordu.

Pişirdiği çırpılmış yumurtaları tabaklara koyduktan sonra, tavadaki pastırmaları çevirmeye devam etti. Muhteşem kokular tüm duyularını ele geçirmiş, bu da iştahının fazlasıyla kabarmasına neden olmuştu. Buz gibi meyve suyundan büyük bir yudum alarak üst dudağını hevesle yaladı.

"Burun deliklerim beni yanıltmıyorsa, mis gibi kızarmış pastırma ve omlet kokusu alıyorum. Kekik, yeşil soğan, biber, mmm.. " Drake iştahla havayı kokladı. "krema, peynir ve mantar. Kokular öyle taciz edici ki, insanın yatağı ne kadar rahat olursa olsun sabah uykusu uyuması imkânsız oluyor!"

Genç adam, altında uzun bir baksır ve üzerinde en sevdiği Rock grubunun baskılı gri tişörtüyle mutfak tezgâhına en yakın sandalyelerden birine bir hayalet gibi çökerken, dağılmış saçlarını elleriyle karıştırmaya devam ediyordu. Yüzünde hâlâ uyku mahmurluğundan kalma sevimli bir ifade vardı.

"Sana da günaydın uykucu. Saatten haberin var mı? Neredeyse öğlen olmak üzere."

Drake inanamamış gibi kol saatine bakarak iç geçirdi.

"Vay canına! O kadar uyuduğumun farkında değildim. Madison yok mu?"

"Bayan Becerici bu sabah onu erkenden göreve çağırdı."

"İzin gününde bile mi?"

Gena sinirle dişlerini sıkarak gözlerini hızla devirdi ve ocaktaki işinin başına döndü. Üzerinde askılı bir atlet ve yalnızca minicik bir penye şort vardı. Ateş kızılı saçlarını bir kurşun kalemle tepesinde toplamıştı.

"Akşam haberlerinde izlediğimiz Andersson - Freeman karşılaşmasını hatırlıyorsun değil mi? Ekstra haber; Freeman Nick'e yumruk atarak bir sıfır öne geçmiş. Adam uyanıklık etmiş tabii, kendi evinde Nickholas'ı yere serdiğini ekranlara yansıtacak kadar aptal değil. Öte yandan bunu tam da kameralar yayında değilken yapmış olması şans mı yoksa hile miydi karar veremiyorum. Nick'in başı bu kez büyük belada. Şimdi büyük ihtimalle Büyük Kaltak, Madison'dan oğlunun sebep olduğu bu pisliği temizlemesini isteyecek."

"Haberim olmadan neler olmuş böyle? Gece film bitmeden uyuyup kalmışım. Beni yatağıma sen mi taşıdın?"

"Maddie ile birlikte taşıdık. Uykunun epey ağır olduğunu biliyor olmalısın. Muhtemelen seni kaldırımdaki çöp kutusuna da taşısaydık, farkında olmazdın."

"Ha ha ha. Aman ne komik. Gece defalarca uykumdan göğsümdeki ağrılar yüzünden uyanmak zorunda kaldım küçük hanım ve hepsi senin suçun. Ömrümün sonuna kadar bir daha asla yapıştırıcı özelliğe sahip herhangi bir şeyin yanıma bile yaklaşmasını istemiyorum."

"Seni zavallı çocuk." Gena şefkat dolu alaycı sesiyle tezgâhın arkasından çıkarak Drake'in açık bacaklarının arasına yerleşti. "Şu tişörtü çıkar da ne durumdasın bir bakalım."

"Uzak dur benden Gena!" Genç adam onu uzaklaştırmaya çalıştıysa da başaramadı.

"Hadi sızlanmayı bırak, yalnızca bakacağım."

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now