3.Bölüm

8.5K 760 468
                                    

Multimedya Troy Rupert
Keyifli okumalar...


"Kıpırdamadan durur musun artık. Neredeyse bitmek üzere."

"Senin için söylemesi kolay. Burada canı yanan benim."

"Bence birazcık daha dişini sıkabilirsin. Sonuçta bunu hak ettiğini söylemiyorum ama..."

"Nutuklarından birine daha başlama lütfen Maddie. Dinleyecek halde değilim."

Madison bu sözlerin ardından elindeki antiseptikli pamuğu adamın kaşındaki yaraya biraz fazla sert bastırınca Nickholas acıyla öyle bir haykırdı ki, yattığı yerden sıçradı.

"Hey! Delirdin mi sen? Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?"

"Hayır, yalnızca işimi yapmaya çalışıyorum. Tabii, izin verirsen."

Madison'ın hiç suçu yokmuş gibi gözlerini kırpıştırması Nickholas'ı yumuşatmaya yetmemişti. Kaşlarını daha da çatarak gözlerinin içine bakmaya devam etti.

"Elin de baya hafifmiş doğrusu."

"Lisedeyken bir dönem ilk yardım kursuna katılmıştım."

Genç kadın gülümseyerek üzerine eğilince yastıklara daha da gömülerek,

"Sağ ol ama bu kadarı kâfi." dedi Nick.

"Bebek gibi mızmızlanmayı kes de yarayı temizlememe izin ver. Mikrop kapabilirsin."

"Ben bebek gibi mızmızlanmıyorum. Adam neredeyse suratımı dağıtıyordu. Yüzünün ortasına hiç sert bir yumruk yedin mi sen? Nasıl acı verdiği hakkında bir fikrin var mı?"

"Hayır. Hiç bir fikrim yok."

"Güzel."

"Çünkü hayatım boyunca sert bir yumruğu hak edecek hiç bir şey yapmadım." dedi gururla Maddie.

Kadın yeniden masumca gülümseyince Nickholas ona pis pis bakmakla yetindi.

"Buz getirdim."

Romano'nun sesiyle her an birbirlerinin boğazına sarılacakmış gibi duran ikili hızla ona döndü. Mavinin tonlarına sahip oturma odası olarak döşenmiş odalardan birindelerdi. Öfkeli olan daha çok Nickholas gibiydi. Madison daha çok onun bu haliyle eğleniyordu. Şimdilik. Ah elbette adama kızgındı. Hemde çok. Ama onun canına okumak için biraz daha zaman ihtiyacı vardı.

Troy, "Buz şişmesini önleyecektir adamım." diyerek Romano'dan aldığı buz torbasını arkadaşına uzattı.

"Sağ ol dostum."

"Mano Nickholas'a sabah verdiğimiz ağrı kesicilerden getirebilir misin?"

"Ağrı kesiciye ihtiyacım yok."

"Ama olacak."

"Daha önce de dediğim gibi, sadece bir duble viski istiyorum."

"Ah, bu gece daha fazla alkol yok Bay Andersson. Mano. Ağrı kesiciler ve sadece su lütfen."

Nickholas inleyerek kendini yastıklara bırakırken Madison'la tartışmanın faydasız olduğunu hatırladı. Bu yüzden gözlerini kapatarak bileğini alnına dayadı. Tanrım, beyninin içinde bir Rock grubunun davulcusu adeta bilmediği bir parçanın notalarını defalarca çınlatıyor gibiydi. Lanet kadın haklıydı. Şimdiden o berbat ilaçlara ihtiyacı vardı. Ama bunu ona itiraf etmektense acı çekerek ölmeyi tercih ederdi.

"Başka istediğiniz bir şey var mı Bay Nickholas? Şey, fena görünüyorsunuz. Yiyecek bir şeyler getirmemi ister misiniz?"

Troy, "Ben isterim." diye araya girince hepsi birden ona baktı. Nickholas bile tek gözünü aralamıştı.

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя