33.Bölüm

5.7K 618 402
                                    

BU BÖLÜM İTHAFIM SEVGİLİ yuruyencips E GELSİN. CANIM DESTEĞİN VE GÜZEL YORUMLARIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER 🥰🙏


Sabahın erken saatlerine rağmen kumsal hareketliydi. Temizlik işçileri altın rengi kumları arındırıyor, sörfçüler tahtalarını cilalıyor, insanlar köpeklerini dolaştırıyor, sokak satıcıları arabalarını park ediyordu. Gökyüzü doğacak güneşi karşılamak için pembe ve turuncu renklere boyanmıştı.

Okyanustan gelen esintiyle birlikte ciğerlerini dolduran kocaman bir nefes aldı. Tuzlu su ve yosun kokusu kilometrelerce koştuktan sonra yanan ciğerlerine iyi gelmişti doğrusu. Henüz güneş bir parmak boyu ancak yükselmişti ki, 17 Numaralı cankurtaran kulesinin yanından hızla geçti.

"Hey! Yavaşla biraz." diye seslendi arkasından Gena. "Telefonun çalıyor."

Madison hız kesmeden, "Kimmiş?" diye sordu. Koşarken atkuyruğu ensesinde kırbaç gibi sağa sola savruluyordu. Corine olması için dua ediyordu. Kız kardeşi ona bir veda bile etmeden çekip gittiği günden bu yana bir kez bile telefonlarına çıkmamıştı. Madison böyle olsun istememişti. Kız kardeşinin iyiliğinden başka istediği hiç bir şey yoktu. Ama belli ki Corine onun hatalı olduğunu düşünüyordu.

"Hı?" Gena ekrana bakarken gözlerini kırpıştırdı.

"Eee? Kimmiş söylesene?"

Götün Teki arıyor...

"Uhh! Sanırım... Immm Nick arıyor. Onu telefonuna "Götün Teki" olarak mı kaydettin? Bu ne zaman oldu?"

"Biraz geç kalınmış bir şeydi ama oldu işte. Önemseme ve koşmaya devam et Gena! Yoksa seni de telefonuma "Koca popolu" olarak kaydederim."

"Popom o kadar büyük değil benim. Bence sen kıskanç kaltağın tekisin."

Madison kıkırdayınca Gena hırlarcasına nefesini dışarı üfledi, sonra da hızlanarak yanından geçti. Madison bir süre sevgili arkadaşının kazandığı minik zaferin tadın çıkarmasına izin verdi. ardından bacaklarına koşmaları için emir verdi.

"Kahretsin." dedi Gena ona yetişemediğinde oflayarak. "Diğer ayakkabılarımı giymeliydim. Bunlar kumda koşmak için hiç ideal değil."

"Biraz daha idare et. Az kaldı." Madison düzenli nefeslerinin arasından konuşmuştu. Koşmak iyi geliyordu. Daha şimdiden bedeninin canlandığını ve yenilendiğini hissediyordu.

"O-oo. Şimdi de bir mesajın var.."

"Corine'den mi?"

"Hayır. Yine ondan."

"Gena!"

"Ne? Neden lanet telefonuna kendin bakıp beni bu eziyetten kurtarmıyorsun? Tam bir saattir yarış atı gibi peşinden koşturuyorum. Üstelik telefonuna bakıcılık yapıyorum. Madem ona bakmayacaksın neden evde bırakmadın. Ya da, daha iyi bir soru: Neden onu ben taşımak zorundayım?"

"Bay Pedro'dan önemli bir haber bekliyorum. O yüzden evde bırakamazdım. Son girdiğimiz sigorta reklamı işinde çuvallamış olabiliriz. Kaçak kardeşimin haber vermeden çekip gittiği günden beri beni bir kez bile aramadığını hatırlatmama gerek yok sanırım."

"Neden onu sen aramıyorsun?"

"Denemediğimi mi sanıyorsun. Cevap vermiyor."

"Ah." Bu bilgi Gena'yı üzmüştü. O gün Corine'in öyle kalbi kırık gitmesine izin verdiği için kendini bir parça suçlu hissediyordu. "Yine de bu, lanet telefonunu neden benim taşımak zorunda olduğumu açıklamıyor."

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now