4

1.1K 175 25
                                    

Yaşadığım bu semtin küçük güneşisin. Sen dünyanın mucizesi, benimse euphoria'msin.
......

Zifiri olan karanlık gecede çiseleyen yağmur bedenimi rahatlatıyor, ruhuma huzur veriyordu. Derin bir nefes aldım, burnuma dolan toprak kokusu gülümsememe sebep olurken başımı yanımda oturan Jungkook a çevirdim yavaşça. Herşeyi baştan sona anlatma kararı almıştım. Bugün bitecekti herşey.

"Mükemmel bir manzara"

Jungkook hayranlıkla dalgalanan denizi seyrederken, sessizce gülerek yandan görünen profiline baktım. Aklıma ilk tanıştığımız an gelmişti istemsizce. İlk randevumuz burada gerçekleşmişti. O gün aynı cümleyi ben kurmuştum. Şimdi ise onun kurması garipsememe sebep olmuştu.

Jungkook başını bana çevirerek bakışlarını gözlerimde tuttu. Gülümsedi neşeyle. O böyle gülümserken, gözlerime böyle bakarken ondan ayrılmam dahada zorlaşıyordu. Yutkundum. Hayır, bugün bitecekti, daha fazla devam ettiremezdim.

Elini çeneme çıkararak aniden yüzlerimizi yakınlaştırmıştı.

"Hatırlıyormusun?"

Hatırlıyordum, ilk randevumuzun burada olduğu gibi, ilk öpüşmemizde burada gerçekleşmiştiğini. Başımı hafif sallayarak sorusunu yanıtladım sessizlikle.

"Evet"

Dahada yakınlaştırdı suratını, çenemde duran elini yanağıma götürdü bu sefer.

"Seni ilk burada öpmüştüm."

Zorlukla yutkundum. Neden böyle yapıyordu? Neden bu kadar duygulu bakıyordu gözlerime? Sanki evren ondan ayrılmamam için elinden gelen herşeyi yapıyordu bugün. O bana böyle bakarken, kalbime yumru gibi oturan sızıyı hissettim. Nefesim daralıyordu.

Gözlerimde duran gözleri dudaklarıma kayarken, yakında duran suratı sınırını aşarak dudaklarımızı birleştirdi.

Duraksadım. Ondan ayrılmam gerekiyordu. Tamamen, her şeyiyle, ondan ayrılacağım gibi dudaklarından da ayrılmam gerekiyordu.

Diğer elinide yanağıma çıkaracakken, elini tutarak onu durdurdum. Dudaklarımızı ayıracakken o buna izin vermeyerek tekrar birleştirdi dudaklarını.

Öylece kalakalmıştım. Karşılık veremiyordum. Neden hiçbirşey olması gerektiği gibi gitmiyordu ki. Jungkook neden her zamankinden daha farklı davranıyordu? Çıldırmak üzereydim.

Biraz öyle durduktan sonra, dudaklarını ayırarak kollarını bedenime sardı. Boynumda duran burnunu içine çekerken, bu sefer dudaklarını deydirdi. Naifçe öpüyordu boynumu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Elimden birşey gelmiyordu. Şuan ona kızamıyordumda.

Zorlukla çıkan sesimle konuşmuştum.

"Jungkook, benim sana birşe- "

Aniden konuşmamı bölmüş ardından elimden tutarak beni ayağa kaldırmıştı.

"Şş, bugün sadece ben konuşacağım güzelim. Sen sadece beni dinleyeceksin"

Ben daha ne diyeceğimi bilemezken, Jungkook belimden tutarak beni kendine çekmişti. Sadece ifadesiz suratımla onu izliyordum. Sol eli belimde dururken sağ elini yanağıma çıkarmış, ardından anlıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.

"Sonuna kadar birlikte olacağımı düşünürdüm hep, senin bana, benimde senden başka kimseye ait olmayacağımı. "

Duraksadı. Ardından ondan sürekli duyduğum şarkıyı kulağıma eğilerek mırıldanmaya başladı.

"Şimdi ellerimi tut. Ufukta doğan güneşi görüyorum, sen benim gençlik hayallerim, geleceğimsin. lütfen elimi bırakma, sen benim küçük ütopyam, euphoria'msin"

Nefesi titriyordu bunu söylerken, nefesi titrediği gibi yanağımda duran elide titriyordu. Ardından tuttuğu damlayı akıttı gözlerinden. Yutkunarak konuştu.

"Böyle bitsin istedim. "





Dernièr, JenminWhere stories live. Discover now