•SIX•

344 52 141
                                    

"Burası jungkook'un Hiç bilmediği,ıssız bir yerdi

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

"Burası jungkook'un Hiç bilmediği,ıssız bir yerdi.
Ve işin kötüsü,
Jungkook beyliğe nasıl gideceğini bilmiyordu...."

<•>

Annesi traş ettiği oğluna bakarken sevinç göz yaşlarına boğulmuştu.

O kadar yakışıklı olmuştu ki yıllarca sümükleriyle dolaşan oğlanın şimdi ki haline inanası gelmiyordu.

Jungkook annesinin halini fark etmiş ve sarılmıştı.

"Ağlama jisoo hatun ağlama. Bugün ağlanacak gün değil gülünecek gün unuttun mu?" Jisoo sessizce kafasını sallamış ve ayrılmıştı oğlundan.

"Ben de mutluluktan ağlıyorum zaten deli oğlan." Jungkook gülümsemiş ve annesinin alnına bir öpücük kondurarak evleneceği hatunun yanına gitmeye koyulmuştu.

Çadırdan çıktığı anda etrafta ki düğün hazırlıkları yapan ve koşturan insanları görünce yine gülümsedi. O da artık evleniyordu.

Dünyalar güzeli bir hatunu vardı. Dünyalar güzeli çocukları olacaktı.

Tabii kafasına bir odun yiyerek bayılmamış olsaydı...

<•>

Jennie kolyesini düzelterek jungkook'un kendisine vermiş olduğu bilekliği takmak için ayağa kalktığında kalbine bir ağrı girivermişti.

Ne olduğunu anlamadan eli ile göğsüne baskı uygulamış ve mindere oturmuştu.

Kızının durumunu fark eden joo-hyun hızla yanına koşmuştu.

"Jennie! İyi misin? Bu hastalık çok mu kötü oldu acaba? Bir hekime mi götürsek seni ha annem?" Jennie endişeli annesine karşın küçük bir gülümseme sunmuş ve ellerini hayır anlamında sallamıştı.

"Gerek yok annecim. Bugün iyi olmalıyız. Hem jungkook'ta gelir birazdan. Bir anda kalbime ağrı girdi işte çok önemli değil. Ben son eklemeleri yapayım tamam mı?" Joo-hyun sessizce başını sallamıştı.

"Tamam madem, ben de dışarıda son kontrolleri yapayım." Deyip dışarı çıktığında derin bir nefesi içine çekmişti.

Ardından belinde hissettiği el ile korkuyla arkasına dönmüştü.

"Sakin ol hatun. Benim hoseok." Joo-hyun beyini gördüğünde gitmek için yeltenmişti çünkü hala sinirliydi. O gün sadece oğlunun yanına gittiği için neredeyse hoseok'tan dayak yiyecekti.

Kendisi ezik bir hatun değildi. Hiç bir hatun ezik olmamalıydı. Bundan mütevellit küsmüştü beyine. Onun en sevmediği yemeklerden yapıyor sadece kendisi yiyordu. Hoseok'un çadırda uyumasına izin vermiyor ve onu dışarı atıyordu. Şimdi de barışmaya çalıştığını bildiğinden yüz vermeyecekti ona.

WRİSTBAND | bts•bpOù les histoires vivent. Découvrez maintenant