2 - Yedi Kız Kardeş

1.5K 98 181
                                    

TAZ

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

TAZ

Yıldız Yağmuru Sonrası Yıl 3219

Ezahir Ormanı

Mesa Köyü

Taz, heyecanını kulaklarında duyarak anlatmaya başladı:

"Önce insan vardı. Ateşinlerden, cadılardan, kurtlardan ve perilerden önce insan tüm acuna yayılmış bir yalnızlıkla kendi kendinin hem biricik dostu hem de baş düşmanıydı. Eminim kendilerine sorsanız bu sihirsiz geçen birkaç yüzyılın onlar için altın çağlar olduğunu söylerler. Eh belki de doğrudur ama bu sözde altın çağın acunda yaşanan en sıkıcı, en zevksiz zamanlar olduğunu benim gibi her peri kabul edecektir. Asıl olay Yıldız Yağmuru ile başladı. Bu yağmura bazı insanlar kıyamet, çok azı ise lütuf dedi. Ne dedilerse dediler umurumda değil. Kendi küçük akıllarında yarattıkları dehşet, kendi kendilerini korkutmaktan, kendilerinin sonu olmaktan başka bir işe yaramadı. Her neyse ben kimim ki konuşuyorum, deli bir perinin insanların akıllarında yarattıkları şeylerden bahsetmesi tuhaf.

Annem Yıldız Yağmuru'nda acuna düşen perilerden biriydi. Baya ünlü bir periydi, kendi kocası hariç herkes tarafından sevilirdi hatta bazı insanlar bile onu sever saygı duyardı, Yedi Kız Kardeş'e sihri veren oydu nasıl olsa.

Çok hızlı gidiyorum, her şeyi sırayla anlatmakta fayda var. Periler gökte sallanan o parlak yıldızlarda yaşarken, birden kimsenin anlamadığı bir güç yıldızları dünyaya savurdu. Parçalanmış evlerinin dehşetinden henüz çıkamayan talihsiz periler önce insanla daha sonra insanın öfkesiyle tanıştılar (aslında bu sıralamadan tam emin değilim önce öfke ile tanışmış olabilirler, ah canlarım!). İnsanlar bu yağmurla evlerini, birçoğu da sevdiğini kaybetmişti. İki taraf da suçsuz ve evsiz kalmışken, insan aklında oluşturduğu dehşet sonucu perilerin masumiyetini göremedi, aksine onları suçladılar. Parlak saçlarından, büyük kanatlarından, tuhaf kulaklarından korkmuş olacaklar ki barbarlar bildikleri en iyi şeyi yaptılar: savaş açtılar. Bazen keşke ben de orada olsaydım da hayatlarında kılıç, ok görmemiş perilerin, insan öfkesi karşısında nasıl tutulduklarına şahit olabilseydim.

Kendi büyüleriyle kurtulabilecekken sihri insanlara göstermemeyi seçtiler ve onlara binlerce yıl ev sahipliği yapacak büyük, ulu, yemyeşil ağaçların olduğu ormana sığındılar. Bu koca orman güzel bir yuvaydı fakat yıldızlardan çok daha farklıydı, öncelikle sıcaktı. En azından bir süre için öyleydi. Daha sonra kış geldi, daha sonra tekrar yaz. Bu şekilde mevsimleri keşfettiler ve doğanın ne kadar güzel olduğunu. Fakat sıcağın, ılık hissinin tadına bakınca kıştan nefret ettiler, böylece kendi yaşam alanlarının mevsimleriyle oynamaya başladılar. Periler için ilkbahar, yaz ve biraz da sonbahardı. Birkaç yıl içinde ormanın sahibi oldular; ağaçlardan evler, masalar, gereçler, müzik aletleri yaptılar. Evet, müzik bizim için kahvaltı gibidir, gün içinde alınan en önemli öğün. Meyve ağaçlarını keşfettiler, yazın çalılarda yetişen böğürtlene bayıldılar. Sıcaklığın getirdiği mayhoşlukla çoğaldılar ve ormana yayıldılar. Fakat yine de bu dünya hakkında bilmedikleri çok şey vardı. İnsanlarla karşılaşmaktan, onları korkutmaktan çekiniyorlardı. İnsanlar da onları çok da rahatsız etmiyordu zaten. Birkaç meraklı yüz olmuyor değildi.

YILAN YÜREKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن