Bölüm 2: İlk Plan Ve Tokat

Comincia dall'inizio
                                    

***

Ertesi günün akşamında Taehyung, belirledikleri mekana gitmek için hazırlanıyordu. Boy aynasının önünde kendini son kez kontrol etti. Karanlığın içinde kaybolmamak için baştan aşağı beyaz giyinmişti. Parmaklarıyla gözlerinin önüne gelen pembe saçları yana doğru ittikten sonra telefonunun çaldığını duydu. Yatağın üzerindeki telefonuna uzandığında ekranda patronunun ismini gördü.

Park Jimin, "Yola çıktın mı?" diye sorduğunda Taehyung, paltosunu koluna asmıştı.

"Evet, şimdi çıkıyorum."

"Güzel, yüzüklerinizi taktınız değil mi?"

"Ben taktım. Muhtemelen Jungkook da takmıştır."

"Ona bir mesaj attım. Sen de çıkmadan önce arasana."

"Tamam."

"Aranız nasıl?"

"İyi."

"Bu kadarcık mı?"

"Yeni tanıştığım bir adam hakkında ne söylemeliyim?"

"Sence..." derken ses tonu değişmişti. Taehyung bu ses tonunu gayet iyi tanıyordu. Hatta şu an patronunun dudaklarında muzip bir gülüş olduğuna emindi. "...Jungkook nasıl biri?"

"Beni neden meşgul ediyorsunuz?"

"Sadece düşüncelerini merak ettim. İyi görünmüyor mu sence de? Sen seversin uzun boylu adamları. Ayrıca vücudu da iyi. Bence tam senin tipin."

"Benim tipim değil. Vücudunun iyi olduğunu kabul ediyorum ama suratı fazla çocuksu. On sekiz-on dokuz yaşlarındaki bir üniversite öğrencisini hatırlatıyor bana. Hatta lise. Otuz yaşında adamım ben, yanıma yakışmıyor. Eminim çoğu kişi aramızda çok yaş farkı olduğunu düşünerek başlarda beni yargılayacak."

"O kadar da küçük göstermiyor."

"Evet, gösteriyor. Ayrıca ten rengi bir ölüyü andırıyor. Vampir gibi mor gözaltlarına sahip. Oh, unutmadan söylemiş olayım, kesinlikle gözaltlarını makyajla kapatmalı. O halde televizyona çıkarsa ciddi bir hastalığı olduğunu düşünebilirler."

"Haydi ya... sahiden dikkatini çekmedi mi?"

"Çekmedi." Biraz düşündükten sonra devam etti, "Sahi, Jungkook'un bir hastalığı mı var?"

"Hayır, gayet sağlıklı."

"Bilmiyorum. Hasta gibi görünüyor."

"Geç kalmıyor musun? Senin için şoför çağırmamı ister misin?"

Taehyung, patronunun lafı değiştirmesini o an için umursamamıştı. Bir şey unutup unutmadığını kontrol etmek adına odasının içinde gözlerini gezdirirken, "Hayır, sarhoş olmadan gidip geleceğim." dedi.

"Pekala, sosyal medyayı takip ediyorum şu an. Ani gelişmeler için hazırım. Haberleşiriz yine."

***

Neredeyse boş olan restoranda klasik müzik eşliğinde derin bir sessizliğe gömülmüşlerdi. Taehyung gergindi ve sürekli etrafına bakıyordu. Sıcak bastığı için gömleğinin ilk üç düğmesini açmışken Jungkook onunla hiç ilgilenmiyor, gözlerini telefon ekranından ayırmıyordu.

Kapıdan içeri genç, sarışın bir kadın girdi. Topuklu ayakkabıları, müziğin rahatlatıcı etkisini azaltacak türden tok sesler çıkarıyordu ve herkesin dikkatini dağıtacak türdendi. Esmer olan, bu sarışın kadını tanımıştı. Şirketteki çalışanlardan biriydi. Onu başıyla selamladıktan hemen sonra, garsonlar bu genç kadına masasına kadar eşlik etmişlerdi.

Save It Til Morning | TaekookDove le storie prendono vita. Scoprilo ora