1.Kitap: 8.Bölüm

464 42 83
                                    

// Yıldıza //
bastıysak 🙊☺ iyi okumalar...

Düzenlendi...

CEHENNEM ASANSÖRÜ

8.BÖLÜM

"Size dünyamı gezdireyim İzel Hanım." Dedi neşe dolu sesiyle. Onun gösterdiği kısma doğru ilerleyerek cam odadan çıktım ve asansörün önüne geldik.

"Sakın bilekliğini hiçbir zaman çıkarma." Baskın bir ses tonuyla söyledim bunu. Bakışları her an üzerimde olan ormanları bilekliğini tutarak kafasını salladı. Asansör açıldığında içeriye doğru adım attım o da benimle birlikte adım attığı için ikimizde aynı anda asansöre girdik. Yüzümü cam odaya doğru döndürdüğümde aklımda canlanan görüntülerle birlikte yüzümdeki gülümseme meydana geldi ve neşe dolu sesimle bağırarak konuştum.

"Pozitif düşünce pozitif güç." Bunu söylerken Ally de benimle birlikte söyledi. Aynı anda konuşmuş olduk. Ally'nin komutuyla birlikte asansörün kapıları kapanarak hareket etmeye başladı. Asansörün tuşlarının olduğu kısma parmağımı uzattım, orada yer alan tuşlardan en üsteki rakamsız tuşun üstüne parmağımı bastırdım.

"Bu beni fazla sarsıyor, eğer bayılırsam hiçbir tuşa basma. Sakın güç uygulama." Dememe kalmadan asansör sarsılmaya ve hızlıca yukarıya doğru çıkmaya başladı.

      Uzun zaman olmuştu dünyaya gitmeyeli. Biraz ben bu yolculuğun detaylarını unutmuştum. Hele o tuşa bastığımda hareketini değiştiren asansörün sarsıntılarının bu kadar kuvvetli olduğunu unutmuştum. Bu kadar sarsılan asansör yolculuğu her zaman ki gibi beni fazlaca yoruyordu.

      Bedenimi dengede tutmakta zorlanarak geriye doğru savruldum. Bunun tek sebebi asansörün bu hırçınca hareketleriydi, ayağımda bulunan ince topuklu ayakkabılar değildi. Belime dolanan kollar beni kendine doğru asıldığında bedenim anında kas katı kasıldı. Beni bedenine yaslayarak sırtımın asansörün metal duvarına çarpmasını engel oldu. Bizim hareketlerimizin aksine asansör daha hırçınca savuruluyordu. Sanki aşağıya ya da yukarıya doğru hareket etmiyorduk, asansörün üst kısmından tutularak sağa sola doğru hoyratça bizi savuruyorlardı. Bu yüzden asansörün duvarlarına çarpan ve ayakta durmakta zorlanan bedenlerimiz onun bu hırçın hareketlerine ayak uyduramadığı için içerisinde zarar görmeden duramıyorduk. 

      Bedenim bu hareketler yüzünden yere doğru yalpalarken belimdeki el bedenine doğru asılıp yere düşmemi engel oldu. Ona yaslı olan bedenime çarpan sıcak teninden yayılan ateş kıyafetlerimin üzerinden tenimi yaktı. Bakışlarım hemen yanımda duran yüzüne iliştiğinde kafamı sağa doğru çevirdim. Bunu yaparken dudaklarım yüzüne sürtünerek yana doğru hareket etti. Hesaplayamadığım bu temas beynimi uyuşturdu. Boğazımı temizleyerek bakışlarımı karşıya sabitledim.  

     Asansörün savruluyormuş gibi olan hareketleri durulurken hızlıca yukarıya doğru çıkmaya başladı. Hızla yukarıya doğru çıkışı bedenlerimizi köşeye doğru kaymasını sağlayarak sıkıştırdı. Asansör hızlı çıkarken hafif ama keskin sarsıntıları köşeye sinmiş bedenlerimizin arasındaki mesafeyi sıfırlayarak temasımızı artırdı. Gözlerimi ondan ne kadar kaçırmaya çalışsam da sürekli iliştiği yer ormanları oluyordu. Yüzümü ona doğru döndürdüm zaman bir anda ormanlarına düşüverdim. Yüzlerimizin arasında olmayan mesafe yüzünden yakınlığımızın doğurduğu temaslar tenimi yaktı. Dudağının arasından dökülen nefesleri dudağımın arasında can buluyordu.

O sarsıntılı asansör sakinleşerek duruldu.

"Biz genelde dünyada araba, uçak ya da tren ile seyahat ederiz." Dedi. Dudağı her hareket edişinde teninin sıcaklığı dudağımı temas ederek yaktı. Onun bu yakarışına gülmeye çalıştım ama aklım söylediği şeylerden oldukça uzaktı. Aramızdaki bu anlam veremediğim temasları kesmek için kafamı geriye doğru çektim.

Cehennem AsansörüWhere stories live. Discover now