Sır Perdesi B.33

4.3K 254 67
                                    

Selam...

Yeni bir bölümle daha birlikteyiz, keyifli okumalar...

Nihan, babasının isteğiyle elini daha çabuk tutarak yemek masasını dakikalar içinde hazırlamıştı ama henüz babası görünürde yoktu. "Babam bize acele edin diyordu fakat kendisi yok ortada? Masayı kurmaya yardım eden anne hanım, "Sanırım çalışma odasında!" dedi.

Lale Hanım'ın dediği gibi kıyafetlerini değiştirdikten sonra daha rahat kıyafetler giyerek çalışma odasına geçmişti Besim Müdür. İşini bitiren Nihan, doğruca çalışma odasının kapısına yöneldi. Kapıyı birkaç kez tıklattı ve sesini olabildiğince alçak tutarak; "Baba yemek hazır!" dedi.

Nihan'ın yemeğe davet sesiyle masa başından kalktı önündeki evrakları düzeltti ve aceleci adımlarla odasından çıkıp salona geçti. Yemek masasına oturdu lakin masada Nihan'dan başka hiç kimse yoktu. Elinde kaşıkla bekleyen babasına bir kâse çorba doldurup önüne bırakırken Nihan, "Buyur baba!" dedi.

"Teşekkür ederim kızım."

Önündeki çorbasından birkaç kaşık alan Müdür Bey, kaşının birini havalandırarak, "Kızım, annen ve ablaların neredeler?" diye sordu.

"Malumunuzdur babacığım, bugün onların kabul günleri vardı haliyle de bu saate kadar tıka basa yemişlerdir." Baba kız gülüştüler...

"Peki, Canan nerede? Yoksa kabul-gününe o da mı gitti? Hatırladığım kadarıyla bugün Canan'ın dersi olması lazımdı.'

Nihan, bu sorgu sualin mahiyetini biliyordu. Babası akşam sofrasında yalnız yemek yemeyi hiç sevmezdi; zaten bu huyunu defaatle anlatmıştık. "Babacığım Canan ablam kabul gününe gitmedi zira bu akşam kendini iyi hissetmiyormuş. Ondan dolayı odasında istirahate çekildi."

Müdür Bey'in anıda kaşları çatılarak gözleri kısılmaya başladı. Takdir edersiniz ki bir baba olarak hem de duyarlı bir baba olarak endişesi yersiz değildi. "Nesi varmış Canan'ın? Umarım ciddi bir şeyi yoktur?"

"Babacığım endişelenmenize hiç lüzum yok, ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum. Ben birazdan odasına bir tepsi yemek hazırlar götürürüm."

"Madem ciddi bir şeyi yok, söyle gelsin yemeği birlikte yiyelim; hem yataktan çıkmak iyi gelecektir. Bu arada ablana haber vermek için gittiğinde diğerlerine de söyle gelsinler," dedi ve elindeki kaşığı masaya sert bir hareketle "şak" diye bıraktı.

Nihan, masadan kalkıp diğer aile fertlerine haber vermek için giderken kızının arkasından kendi kendine yüksek sesle söylendi Müdür Bey. "Bilmiyorlar mı yemek masasına yalnız oturmayı sevmediğimi. Akşamdan akşama bir araya geliyoruz, akşam da oturup tek başıma yemek mi yiyeceğim?"

Müdür Bey'e göre bir davranış değildi sesini ayarını yükselterek konuşmak, zira gayet mütevazı bir kişiliğe sahipti kendisi. Evet, mütevazı bir kişiliğe sahipti bu doğruydu lakin bunun yanı sıra disiplinli ve dakik bir kişilik olduğu da inkâr edilemezdi. Özellikle işinde; görevini zamanında ve layıkıyla yapar buna mukabil yapılmasını da isterdi. Müdür Bey'in işinde olduğu gibi evinin çatısı altında ufak tefek vazgeçilmez kuralları elbette vardı. Sizlerin sandığı gibi aile fertlerinin üzerinde baskı uygulayıp otorite kurmak değildi uyulmasını istediği kurallar; sadece aile bütünlüğünü korumak içindi.

Fakat son günlerde Besim Müdür, hiç kimsenin fark etmediği daha doğrusu edemediği mizacına ters düşen davranışlar sergiliyordu. Mesela; geçen gün hiç yoktan eve erken gelmiş içine kapanık davranmıştı. Bu akşam ise hiç olmadığı kadar gergindi. Müdür Bey'i bu hale getiren neden ve nedenler mi vardı acaba?

Müdürün Peçeli Kızı Où les histoires vivent. Découvrez maintenant