°DECA°

1.9K 322 454
                                    

Hayatın anlamını çözmeye çalışır insan. Neden yaşıyorum diye düşünür zaman zaman. Gündüzleri güler, çok güzel güler. Fakat gece olduğu zaman çıkar düşünceleri. Eksik hisseder, duygusuz hisseder. O an hayatını sorgular ve bir anlam çıkarmaya çalışır.

Okuyup sahibi olabilmek için mi yaşıyorum; yoksa başkalarının dediklerini yapabilmek için mi?

Sonra bir soru sorar kendine; bu soru hayatını karartan tek sorudur.

"Gerçekten mutlu muyum?"

Jin'in aklından milyonlarca düşünce geçiyordu, Taehyung'un gözlerinin içine bakarken. Onun gözlerindeki korkuyu görüyordu. Gerçekten Jin'i kurtarmak istediği göz bebeklerinin her bir köşesinden görülüyordu. Kapının önünde oturuyordu hala. Ve Jin'e bakarken titriyordu dudakları. Jin'in gitmesine ihtiyacı varmış gibiydi. Başka çaresi yokmuş gibiydi.

"Beni kimden koruyacaksın?" dedi Jin, sessizce. Taehyung'u anlayabilmek için onun beynine sahip olmak gerekiyordu. Kafasından geçen hiçbir şeyi anlamıyordu, Jin. Onun gözlerinin içinden korkuyu anlamadığı gibi, söylediği iç karartıcı sözleri anlamlandıramadan kalbine dokunması gibi...

"Kendimden..." diye fısıldadı, Taehyung. "Çevremden."

Jin yutkundu. Onun dibine çöktü ve gözlerinin tam içine baktı. "Bana zarar vermezsin."

Taehyung da, Jin'in gözlerinin içine baktı. Aralarında bir çekim vardı. Taehyung'un eşsiz kokusu, Jin'in başını döndürüyordu. Daha önce koklamadığı bir çiçeği kokluyormuş gibiydi.

Taehyung ise Jin'in güzel gözlerine odaklanmıştı. Hiç birinin gözlerinin içine bakmamıştı. Taehyung, daha fazla tutamadı kendini. Elini uzattı ve yavaşça Jin'in yanaklarına değirdi. Parmak uçlarıyla Jin'e dokunurken yutkundu. Onu yavaşça seviyordu, Taehyung. Jin'i kocaman sarmak istiyordu fakat buna bile korkuyordu.

Taehyung, Jin'e dokunurken nefes almayı bile unutmuştu. Kalbinde bilmediği bir duygu onu tetikliyordu. Hızla atıyordu kalbi, ona dokunduğu parmakları titriyordu. Taehyung, parmaklarını hareket ettirdi. Jin'in yanaklarından ensesine doğru ilerletti elini. Onun ensesini tamamen kapladı büyük eliyle. Sonra da bir anda kendisine çekti Jin'i. O kadar sert çekmişti ki, burunları birbirine çarpmıştı.

"Sana zarar verebilirim." dedi fısıldayarak. Kalın sesi, çoktan Jin'i büyüsü altına almıştı. "Hem de çok..."

Jin ise kafasını iki yana salladı. Dudaklarının arasındaki minik boşluk onu heyecanlandırmıştı.

"Psikolojik desteğe ihtiyacının olması, seni psikopat birisi yapmaz. Sana güveniyorum."

Taehyung dudaklarını yaladı. Jin, ona güvenmemeliydi. Onun en büyük hatası buydu.

"Hayal dünyasında bir yolculuğa çıkmışsın. Kimse seni durdurmuyor fakat üzgünüm, ben bunu yapacağım. Seni ensenden tutup dudaklarıma çektiğimde döneceksin gerçekliğe."

Jin güldü hafifçe. Taehyung'un tehditvari sözü onu hiç korkutmamıştı.

"Şu an ensemden tutup beni kendine çekmiş durumdasın. Bir santim ileri kaysam, değeceğim dudaklarına." dedi nefeslerinin arasından. "Neden beni gerçekliğe döndürmüyorsun?"

Taehyung durdu. Şaşırmıştı fakat şaşıran tek kişi kendi değildi. Jin de kendisine oldukça şaşkındı. Resmen Taehyung'un, kendisini öpmesi gerektiğini söylediğini fark ettiğinde gözlerini kırpıştırdı. Yine olmuştu işte. Taehyung'la iken psikolog kimliğini unutuyordu.

CREATURA -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin