0'8

595 62 4
                                    

Kahvaltılarını yaptıktan sonra eve, Baekhyun'un evine, dönmüşlerdi ancak Sehun diğer ikisini baş başa bırakmak istemiş ve kendi evine geçmişti.

Chanyeol genelde Baekhyun'un kucağındayken yanına oturduğu yer masasının yanında bağdaş kurmuş bekliyordu. Baekhyun ona kahve yapmak istemişti.

Sonunda elinde tepsi ile masaya yaklaştığında, Chanyeol ona yardımcı olabilmek için elindeki tepsiye uzandı ve masaya koydu.

Baekhyunda dizlerini kırıp karşısına oturunca sonunda baş başa kalmışlardı.

Chanyeol kafasını kurcalayan soruyu sordu. "Masada evleneceğim adam dedin bana...ciddi misin Baekhyun?".

Baekhyun karşısında ki bebeğin ne kadar yumuşak olduğunu fark edeli biraz oluyordu o yüzden ne dese nasıl tepki alacağı hakkında az çok bir fikri vardı.

"Elbette, senden hoşlanıyorum ve sana bir şans vermemek için bir nedenim yok.". Chanyeol yanakları kulaklarına varana kadar gülümsedi. "Çok teşekkür ederim.". Daha sonra kollarını diğerine doladı.

Hemen ardından geri çekildi ve endişeyle Baekhyun'un yüzüne baktı. ''Sana sarılabilir miyim?''. Baekhyun kıkırdadı ve kollarını uzun olanın boynuna doladı.

Baekhyun bu akşam Chanyeol'ün kediye dönüşmesini, Elise dönüşmesini izlemek istemişti. Bu yüzden birlikte sessizce oturuyorlardı. Chanyeol gözünü duvardaki saatten ayırmazken, Baekhyun onu izliyordu. Kabul etmeliydi ki Chanyeolden çok fazla elektrik alıyordu.

On olmasına yarım saniye kalınca Chanyeol kafasını Baekhyuna çevirmişti. Artık göz göze bakıyorlardı. Chanyeol saymaya başladı. ''Yirmi dokuz, yirmi sekiz, yirmi yedi, yirmi altı, yirmi beş, yirmi dört,'' ne yaptığını fark edince Baekhyun da ona katılmıştı. ''yirmi üç, yirmi iki, yirmi bir, yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi, on altı, on beş, on dört, on üç, on iki, on bir, on, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir, sıfır.''.

''POF~''.

Chanyeol yine küçük gri kürklü bir kedi olmuştu.

Baekhyun ellerini uzatıp kediyi havaya kaldırdı. ''Vay canına, sen cidden Elissin.''. Daha sonra kucağına indirdi. ''Bunu bir süre daha yaşamaya devam etmek istiyorum.''. Chanyeol tam olarak ne kasttettiğini çözememişti ama tahminleri vardı.

Bir kaç hafta daha hayatlarına böyle devam etmişlerdi. Randevu ardına randevuya çıkıyorlardı, Chanyeol neredeyse Baekhyun'un yanına taşınmış gibiydi. Ona küçük hediyeler alıp, süprizler yapıyordu. Aşkına yakın olabilmek, aşkı tarafından kabul edilmiş olmak onu delicesine mutlu ediyordu. Geceleri kollarında Elis ile uyuyan Baekhyun sabahları kendisini Chanyeol'ün kolları arasında buluyordu. Bundan hiçte şikayetçi değildi ve gitttikçe Chanyeolün sevgisine daha fazla düşüyordu.

Chanyeol Baekhyun son dersini verdikten sonra onu almaya gelmişti. Baekhyun genelde salaş giyinen bir insandı ancak bu gün aynı Chanyeol gibi o da takım giymişti. Chanyeol'ün en yakını olan Kyungsoo ve onun ailesi ile birlikte tanışma amaçlı bir akşam yemeği yiyeceklerdi. Chanyeol aşkı emniyet kemerini takarken kocaman gülümsedi ve işi biter bitmez elini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. ''Takımın çok güzel.''. Baekhyun kızaran yanaklarını gizleme gereği duymadan aynı şekilde gülümsedi. ''Sabahta aynısını söylemiştin zaten.''.

''Ne kadar söylersem söyleyeyim yetmeyecek, o kadar çok güzelsin çünkü.''. Baekhyun elini çekip Chanyeol'ün yanağına koydu. ''O zaman ben sana her saniye çok güzelsin demeliyim.'' Uzunun gözlerine derin derin baktı. Baekhyun'un aksine Chanyeol oldukça telaşlı bir insandı. ''Aynen, evet.''. Yüzü ve kulakları olabildiğince kızarmıştı ve yüzünde oldukça komik bir ifade ile önüne dönüp arabayı çalıştırmıştı. Baekhyun ise yolun kalanını onunla dalga geçerek geçirmişti.

Erken geldikleri için kendileri için rezerve edilmiş bölümde öylece oturup gergin bir şekilde sohbet etmişlerdi. Baekhyun kendisinin gergin olma nedenini biliyordu. Chanyeol için çok değerli olan insanlarla tanışacaktı. Ancak Chanyeol neden gergin hiçbir fikri yoktu.

''Chanyeol neden gerginsin?''. Chanyeol biraz düşündü bu sırada Baekhyun sessizce onu bekledi. ''Beni rezil edebilirler, belki?''. Baekhyun kıkırdadı. ''Zaten olabildiğince rezilsin.''. Chanyeol dudaklarını büzdü. Tam bir şey diyeceği sırada, Kyungsoo ve Byoung Gyu içeriye girmişlerdi. Kyungsoo neredeyse aynı boyda olduğu oğlunun koluna girmişti. Çok sevimli gözüküyorlardı.Chanyeol ''Hoşgeldiniz.'' ddi ve kocaman gülümsedi.

Gyu boydan boya Baekhyunu süzerken, Kyungsoo onları karşılamak için ayağa kalkan Chanyeol'e ve Baekhyun'a sırasıyla sarılmıştı.

Daha sonra Gyu annesi otursun diye sandalyeyi çekmişti ve kendisi de yanına geçmişti.

Tekrar kapı açılınca alnından boncuk boncuk damlayan terler ile birlikte içeriye dalmıştı. Alnını elinin tersi ile silerken gülümsedi ve açıklama yaptı. ''Arabayı biraz uzağa park ettim de.''. O da eşinin yaptığı gibi çiftte sarıldı.

Yemeğin ilerleyen kısımlarında Gyu Baekhyun ile tanıştıktan sonra telefonuna odaklanmıştı ve annesi kendisine kızmadığı sürece sesini çıkarmamıştı. Junmyeon, Kyungsooyu şaşırtacak hatta korkutacak derecede normal davranmıştı. Baekhyun ve Junmyeon oldukça iyi anlaşmışlardı.

Akşamın sonunda ayrılırken, Kyungsoo yavaşça Chanyeol'ün kulağına, Baekhyun'u oldukça beğendiğini söylemişti.

Chanyeol tatmin bir şekilde Baekhyun ile eve dönmüştü. Büyük yatakta koyun koyuna yatarken, Baekhyun Kim Ailesi hakkinda izlenimlerini anlattı ve uyudular.

1.15K okunma olmuş, çok teşekkür ederim (。・//ε//・。)

Rus Mavisi 'ChanBaekWhere stories live. Discover now