1'1

371 31 3
                                    

Chanyeol baştan aşağı kızarmıştı ve öksürmekten boğazı acımaya başlamıştı. Kısık çıkan sesiyle şaşkın bir şekilde diğerine sordu. " Sen yani beni kabul ediyorsun.". Baekhyun kafasını bir aşağı bir yukarı sallamış ve uzun olanı onaylamıştı."Bir süredir sevgili olarak görüşüyoruz, hem biraz erken gibi olmasına rağmen sen benden daha uzun süredir hoşlanıyordun zaten.".

"Aşığım." diye geçirdi Chanyeol içinden. Büyülenmiş gibi diğerine bakıyordu. Kafasında düğün çanları çalmaya başlamıştı. Onun transa geçtiğini fark eden Baekhyun belki gerçekliğe döner diye işi olduğunu hatırlatmak istemişti. "Senin iş için hazırlanman gerekmiyor mu artık?". Chanyeol aniden vücuduna geri dönmüş ve irlilmişti. " Şey, evet...galiba.".

" O zaman kalkıp kendine çeki düzen ver, ben de mutfağı toplayayım.". Chanyeol onu ikiletmemiş kalkıp odasına topuklamıştı.

Chanyeol geri döndüğünde kısa olanın salonun ortasında oturuyor olduğunu gördü. Ona doğru yaklaşıp kendisinin varlığını fark ettiğinden emin olduğunda konuşmaya başladı. "Seni evine mi bırakmamı istersin yoksa burada kalmayı mı tercih edersin.". Baekhyun her ne kadar ikinci seçeneği seçmek ve burada gezip Chanyeol hakkında daha fazla şey öğrenmek istese de günü bir süredir görüşmediği bir arkadaşı olan Minseok ile görüşüp Chanyeol'ün durumu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için kullanabileceğini düşündü bu yüzden reddetti. "Ben eve gitsem iyi olur, gün için planlarım vardı kafamda.". Chanyeol kafasını sallayıp "Tamam." demişti. "Az sonra çıkmamız lazım ama, bir an önce hazırlansan iyi olur.". Lafı bitince de çalışma odasına doğru ilerlemişti.

Baekhyun'un giysileri çoktan makineye atılmıştı. Bu yüzden ne yapmalıyım diye düşündü. Kabanı aklına geldi ancak onun nerede olduğunu bilmediğinden oturup Chanyeolü beklemenin daha mantıklı olacağına karar verdi. Zaten çok geçmeden Chanyeol de yeniden yanına gelmişti.

Bölüm başında ya da sonunda olan notların sıksık geçildiğini biliyorum, bu nedenden dolayı bölüm ortasına yazmak istedim.

Bunu yazmaya başladığımda ortaokula falan gidiyordum. Bir çok mantık hatası ve yamuk yumuk cümleler olduğunun farkındayım.

Bunu ve taslağımda duran bir kaç şeyi sevgilime okuttuğumda çok beğendi. Ve beni yazıp bitirmem için gaza getirdi. Ben de diğerleri daha çetrefilli şeyler oldukları için ve mantık hatası içermedikleri için elim ısınsın diye bunu bitirerek başlamaya karar verdim. O yüzden lütfen çok aşırı yargılamamaya çalışın.

Teşekkürler.

Baekhyun Chanyeolün konuşmasına fırsat bırakmadan "Kabanım nerede bilmiyorum. Bir tek ona ihtiyacım var." dedi. Uzun olan onu elinden kaldırıp sürüklemiş ve evin girişindeki devasa vestiyere sürüklemişti. Kabanını giymesine yardımcı olduktan sonra kendi kabanını da giymişti.

Arabaya oturana Baekhyun diğerine bu gün neler yapacağı ile ilgili sorular sormuş Chanyeol de onun anlayacağı basitlikte anlatmıştı. Emniyet kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırmış bu sırada da ikisinden de çıt çıkmamıştı. Sessizliği bozan Chanyeolün boşta kalan elini diğerine uzatmasıydı. "Acaba elini tutabilir miyim?". Onu inceleyen Bakehyun her na kadar ona dönük olmasa da yüz ifadesinden diğerinin utandığını anlamıştı. Kulakları uçlarına kadar kızarmıştı. Bu görüntüye istemeden de olsa kıkırdamış elini uzatıp diğerinin elini tutmuştu. "Sormana bile gerek yoktu Chanyeol. Biz sevgiliyiz değil mi? Sana söyledim bunu bir kaç defa.".

"Hâlâ hayal gibi geliyor. O yüzden alışamadım, kusura bakma.". Baekhyun ona gülmeye devam ederken uzun olan yeniden konuşmuştu. "Sevgiliysek yani, ben sana, o güzel hitap şekillerini falan da kullanabilirim değil mi?".

"Evet sevgilim.".  Chanyeol kalbinin çarpıntısının göğüs kafesine sertçe vurduğunu hissediyordu.

Baekhyun eve girdiğinde direkt Minseoku aramış, belki de ortamın yumuşamasını sağlar diye Jongdae'ye de haber vermişti. Minseok ile baş başa kalıp gerilmek istemiyordu.

Evde tek başına vakit geçirmek aniden çok garip gelmişti. Uzun süredir yalnız kalmıyordu. Okulda arkadaşlarından en az birtanesi yanına oluyordu. Sehun sık sık onda kalıyordu ve bir süredir de Chanyeol hayatındaydı. Tek başınayken neler yaptığını hatırlamaya çalıştı.

Biraz çay demlemiş sessizlikten kurtulmak için müzik açmıştı.

Ardından acelesi olmayan bir kaç belge ile uğraşmıştı. Canı aşırı sıkıkıyordu. Zaman nasıl geçecek bilmiyordu. Dizi izlemeye çalıştı ama odaklanamamıştı. Arka bahçesine çıkıp çiçekler ile uğraşmak çok geç aklıma gelmişti ama onu en çok oyalayabilecek şey bu olmalıydı.

Bazı bitkileri sulamış, saksısı değişmesi gerekenleri daha büyük saksılara taşımıştı. Bazı saksıların çamur olduğunu fark edince de vaktinin büyük bir kısmını onkarı temizleyerek harcadı. İşi bittiğinde oldukça tatmin olmuş hissediyordu.

Eve geri dönünce kısa bir duş alıp saçlarını kuruttu ve dışarıya gitmek için hazırlandı. Minseok evin önğne geldiğinde Jongdae çoktan ön koltuğu kapmıştı. Sırıtarak ona bakıyordu.

Arka koltuğa yerleştiğinde Minseok arabayı sürmeye başlamıştı.

Görüşmedikleri zaman içerisinde neler olduğunu konuşurlarken konu Chanyeole gelince Jongdae onunla uğraşmaya başlamıştı. Baekhyun pek ilişki insanı olmadığı için Minseok şu an birisiyle görüştüğüne oldukça şaşırmıştı. Jongdae ise Chanyeolü yere göğe sığdıramamıştı. Övüp duruyordu. Baekhyunun bu yüzden onunla ilgilendiğini söylüyordu ve kendisinin yalnız öleceğinden şikayet ediyordu.

"Chanyeol'ün benim gibi olması çok komiğime gitti açıkcası. Çünkü Luhan ve benim de bu durum yüzünden yolumuz kesişmişti.". Baekhyun devam etmesini beklediği için bir şey dememişti ancak Jongdae araya girmişti. "Daha önceden bunu yaşayan birisinin olması çevremizde, çok iyi oldu. Ama yani, bunun nasıl işlediğini ne siz ne de Chanyeol bilmiyor sonuçta. Belki de arkadaş grubumuz lanetlenmiştir.". Baekhyun düşünüp onları kimin lanetlemek isteyebileceğini bulmaya çalıştı bir yandan gülerken. Restorana vardıklarında hâlâ Jongdae ortaya teoriler atıyordu. Baş şüphelisi Sehunun Teyzesiydi. "O kadın astrolijiye falan aşırı meraklı değil mi? Ruhlardan falan da bahsediyor sürekli. Sehun küçükken dişini kaybetmesine neden olduğu için kin beslemiştir belki." diyordu.

Oturdukları zaman artık ciddileşmenin zamanı gelmişti. "Chanyeol ne zamandır beri bu durumun içinde?". Minseok durumu iyice kavramak için sorular sormaya başlamıştı. Baekhyun da elinden geldiğince cevap vermeye çalışıyordu. Keşke Sehunu da getirseydim diye düşündü. Sanki o Chanyeol ile ve bu konuyla ilgili ondan daha fazla şey biliyordu.

Yine de yardımcı olabilmek ve bu sorunu çözmek için elinden geleni yapacaktı.

Rus Mavisi 'ChanBaekWhere stories live. Discover now