241 26 5
                                    

Byeong Gyu kendisi için valiz hazırlarken Kyungsoo da teker teker koyduğu şeyleri kontrol ediyordu. Chanyeol ikisinin tartıştığını duyabiliyordu.

Junmyeon ve Kyungsoo yıllık izinlerini kullanıp tatile gitmeye karar vermişlerdi ancak Byeong Gyu yaz okuluna kaldığı için onlara eşlik edemiyordu. Bu yüzden de yaklaşık bir ay boyunca onlarda kalacaktı. Chanyeol aşırı heyecanlıydı.

Byeong Gyu ile kendisi iyi anlaşıyordu ama nedendir bilinmez çocuk Baekhyuna bir türlü ısınamamıştı. Chanyeol sanki amcasıymış gibi bir ilişkileri olsun istediği için yenge rolüne kavuşan Baekhyun ile de iyi anlaşmalarını istiyordu.

Gidecekleri zaman Kyungsoo Byeong Gyuyu tekrar tekrar öpmüş ve sarılmıştı. Chanyeol kendisi de çocuğuna bu kadar düşkün olur muydu merak etti.

Eve geldiklerinde Chanyeol Baekhyunun da gergin olduğunu sezmişti. Kısa bir "Hoşgeldin" "Hoşbuldum" konuşması geçerken Chanyeol, Byeong Gyu'yunun bavulunu misafir odasına taşıyordu. Baekhyun ve Çocuk onu takip etmişti.

Byeon Gyu bavulu bırakılınca odaya şöyle bir göz gezdirmiş ardından Annesinin tembihlediği gibi ilk iş olarak onları dolaba yerleştirmeye başlamıştı. Bu sırada Chanyeol bu süreçteki düzenlerinden bahsediyordu. "Sabahları seni okula götürürüm ama erkenden kalk ki kahvaltını da yapabil. Acil bir şey olursa Baekhyuna ulaşırsın çünkü o evde olacak. Evde de istediğini yapabilirsin.". Byeong Gyu derin bir iç çekti. "Aşırı yaşlı konuşuyorsun.". Daha Otuzlarının başında olan Chanyeol buna alınmıştı. "Sen de bir gün yaşlanacaksın.".

Çocuğu bir süre yalnız bırakan Chanyeol Baekhyunu rahatlatmaya gitmişti. "Aşırı gergin değilim aslında, sadece benim hiç o yaşlarda akrabam falan da yok, nasıl davranmam gerektiğinden emin olamıyorum.". Chanyeol eşinin saçlarını okşadı. "Gyu çok uyumlu bir çocuk. Bir şey olmayacak.".

İlk günü bir şekilde atlatmış olan Baekhyun, sabah kahvaltı hazırlarken bu günün daha da rahat olacağını düşünmüştü. Çünkü Chanyeol ve Çocuk evden beraber gidip akşam beraber döneceklerdi. Bütün günü kafasına estiği gibi geçirebilirdi.

Chanyeol hazırlık bitince çocuğu uyandırmak için yukarıya gitmişti. İkisinin beraber aşağıya inmesi çok uzun sürmemişti. Gülüp duruyorlardı. Baekhyun kendi çocukları olsa nasıl olurdu dişündü.

Akşam yemeği de aynı kahvaltı gibi geçmişti. Ardından o ikisi oyun oynarken Baekhyun da oturup onları izlemişti. Hâlâ çocuk ile yabancı gibilerdi. Bunu nasıl çözeceğini bilmiyordu. Haftasonu Chanyeol olmadan kalacaklardı. Belki o zaman bie şeyler olur diye düşünüp boşverdi.

Ama baş başa kalmaları düşündüğünden daha erken gerçekleşmişti.

Perşembe günü Chanyeolün fazladan işi çıkmıştı. Bu yüzden Byeong Gyu'yu okuldan alıp eve bırakmış ve geri gitmişti.

Byeon Gyu ilk olarak odasına gitmiş üstünü değiştirmişti. Bu sırada Baekhyun ise akşam yemeği için masayı hazırlamıştı. Kendisini de okulun nasıl geçtiğini sormaya hazırlamıştı. Çocuk oturup onun da oturmasını beklerken eli ayağına dolanmıştı ama bir şekilde yemeğe başlamıştı. O yemeye başlayınca çocuk da başlamıştı.

"Okulun nasıl geçti Gyu?" demişti Baekhyun. Chanyeol de çocuğa böyle seslendiği için kendisinin de böyle yapması sorun olmaz diye düşünmüştü. Byeong Gyu lokmasını yutmuş ardından cevap vermişti. "Güzeldi. Anlamadığım bazı şeyler oldu bazı derslerde. Onları Chanyeol Amcaya soracağım.". Baekhyun tam olarak hangi derslerden bahsettiğini bilmiyordu ama kendisi de oldukça başarılı bir öğrenciydi küçükken. "Ben de yarsım edebilirim. Ben de başaramazsam o zaman beraber sorarız Chanyeol'e." dedi.

Çocuk onun teklifini kabul etmişti. Beraber masayı toplamışlardı. Ardından çocuk odasına çıkmıştı. Baekhyun şimdiden ona alıştığını düşünüyordu. Birazcık knuşmaları bile aşırı gerilmesini dindirmişti.

Kısa süre sonra çocuk geri dönünce beraber konulara bakmışlardı. Baekhyun hepsini açıklamıştı. Kendisinin de bir eğitmen olmasının bunda etkili olduğunu düşündü çünkü Byeong hepsini anladığını söylemişti. Ardından kendi başına çalışacağını söyleyip yeniden odasına çıkmıştı.

Chanyeol kapıyı aşırı sessizce açmaya çabalamıştı. Evdekileri uyandırmak istemiyordu. Kendisi de gözlerini zar zor açık tutabiliyordu. Baekhyunla uyumak için inat etmese kendisi de şirkette uyuyabilirdi başkaları gibi. Direkt odaya ilerlemiş kendisini yatağa atmıştı. Ancak bir eksiklik olduğunu fark etmeyecek kadar uykulu değildi. Baekhyunu göremeyince endişeyle aşağıya inmişti.

Salondan içeri girince Gyu'nun ve eşinin birbirlerine yaslı bir şekilde uyuya kalmış olduklarını gördü. Işığı onları uyandırmamayı umarak açmış ardından da fotoğraflarını çekmişti.

Işığı açık bırakırken ilk olarak onları birbirlerinden uzaklaştırıp koltuğa yaslamıştı. Uzanıp çocuğu kucağına almış odasına götürüp onu yatırmış ve üstünü örtmüştü. Aşağıya geri inmiş bu sefer eşini taşımıştı.

Baekhyunu yatırdıktan sonra kendisi de üstünü değiştirmişti. Baekhyunun yanına uzanmış ve onu kollarına çekmişti. Baekhyunun uykusunun ağırlığı tanıştıkları günden beri asla değişmemişti. Buna gülümserken o da yorgunlukla eşini son bir kez öpüp uyumuştu.

Sabah kalktığında eşi yine yanında değildi. Elini yüzünğ yıkamayı sonraya bırakıp ilk önce eşini bulmaya çıkmıştı. Mutfakta ikisinin beraber kahvaltı hazırladıklarını görünce rahatlamıştı. Baekhyun onu görünce elindeki tabağı bırakıp onun yanına gelmişti "Hazırlanmazsan ikiniz de geç kalacaksınız hayatım.".

"Benim geç kalma lüksüm var. Ax sonra inerim.". Baekhyun o gidemeden yüzünü ona yaklaştırmış, öpücüklerini de eliyle çocuktan gizlemişti. Pek başarılı olduğu söylenemezdi ama en azından Chanyeol dişlerimi fırçalamadım diye itiraz edememişti. Şansına Chanyeol öpücükten sonra da itiraz etmemişti. Ve uslu uslu gitmişti.

Kahvaltıdan sonra yine yalnız kalan Baekhyun, Gyu ile nasıl daha da yakınlaşabileceğini düşünürken Sehunu davet etmeye karar vermişti.

Baekhyun kendi çocukları olsaydı onunla iyi anlaşmak için çabalaması gerekir miydi merak etti.

Rus Mavisi 'ChanBaekWhere stories live. Discover now