2.4

4K 223 37
                                    

Jungkook'un anlatımından

Neden ağladığını bile bilmediğim kız yanımda oturmuş, yaşlı olmasına rağmen yine de güzel gözüken gözleriyle benden cevap bekliyordu.

Aşk elbisesinin en güzel yanımdakı kıza yakıştığını biliyorum ve terzisi de ben olmak istiyorum.

"Onu sevmiyorum Hannah. Sevdiğim kız Mina değil"

"Gerçekten mi?" Gülümsedim.

Şaşkın hali beni gülümsetti. Onun bu hallerine aşıktım. Ben yanımdakı kıza aşıktım ve ona aşkımı itiraf edemeyecek kadar cesaretsizdim.

Ama bu kez kaçmıyıcaktım. Artık sevdiği ve ya sevdiğini sandığı biri yoktu ve şuan neden ağladığını az çok tahmin ediyordum.

Belki de aşkımı itiraf etmemin en güzel zamanı şimdiydi.

"Hannah?"

"Evet?" Derin nefes aldım.

Bunu yapa bilirdim.

Ellerini tuttum. Gözlerimi kapatmadan önce gördüğüm ilk şey ellerimize şaşkın bakışlarla bakan kız oldu.

"Ben..." dedim ve aradakı kısa sessizliği bozarak hızlı bir şekilde

"Seni seviyorum Hannah" gözlerimi açmaya korkuyordum. Benden hoşlanmaya da bilirdi. Her şey gözlerimi açınca belli olucaktı.
Gözlerimi açınca ya her şeye yeni sayfa açıcaktık ya da daha sayfaları bile eski olmayan kitap kapanıcaktı. Gözlerimi açıyordum ki, dudağımdakı dudaklar küçük dilimi yutmama sebep oldu.

Öpmüyordu. Dudakları dudaklarımın üstündeydi ve bu bile ölmeme sebep ola bilirdi.

Sevdiğim kadının hep öpmek istediğim dudakları dudaklarımın üstündeydi.

Uzun süren öpücük onun ayrılmasıyla sonlandı.

Gözlerimi açtım. Bu kez gözlerini o kapatmıştı. Kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar güzel manzara vardı karşımda.

Az önce ne olmuştu?

Uzun bir süre hiç birşey konuşmadan öylece oturduk. Aradan geçen dakikalardan sonra sessizliği ben bozucaktım ki, onun bozmasıyla konuşmak için açtığım ağzımı kapattım.

"Ben..." dedi önce.

"Ah, ben ne diyiceğimi...yani bilmiyorum..off" dedi elerini kafasına koyarak.

"Sevgilim" dedim gülümseyerek.

Ağzı şaşkınlıktan aralı kalmıştı. Bunu beklemiyordu belli ki.

"Ne yani Hannah? beni öptün bu da demek oluyor ki sende bana karşı boş değilsin"

Daha konuşmamın yarısını yapmadan kafasını boynuma gömdü.

Utanıyordu.

"Böyle küçük çocuklara benziyorsun. Beni öpen sensin Hannah" omuzuma sert olmayan yumruk attı.

"Sevgi itirafı yapmasaydın olmazdı böyle"

"Kötü mü oldu?" Kafasını kaldırıp bana baktı ve başını hayır anlamında salladı.

"Tch asla. Hatta çok iyi oldu. Az kalsın yüreyim düşüyordu yaaa"

Kıkırdadım bu haline.

"O kadar çok korktum ki, sevdiyin kızın Mina olma ihtimali beni o kadar korkuttu ki"

Daha da sıkı sarıldı bana. Beni hiç bırakmak istemiyormuş gibi.

Gülümsedim. Onu gördüğümden beri kaçıncı gülümsememdi bilmiyorum ama bu gün en çok güldüyüm gündü. Onunla geçirdiyim günlerin en güzeliydi...

***
30 dakikadan fazla bir süredir ki oturuyorduk. Hannah kafasını omuzuma yaslamıştı. Saçının güzel kokusu tüm içime doluyordu.
Elimi kaldırıp saçlarını okşamaya başladım. Saçını okşamamı seviyordu.

Arkadaş olduğumuz zamanlarda bile. Ah, şimdi böyle söyleyince karip oldu.

Daha 2 saat önce en yakın 2 arkadaşttık ama şimdi...

"Hannah?"

"Hıh?"

"Ne zamandan beridir benden hoşlanıyorsun?"

Kafasını omuzumdan kaldırdı ve dudaklarını büzerek düşünüyormuş gini yaptı.

"Kai'nin başka bir kızla öpüştüğü gün. Acı hissetmemiştim. Ondan önce de bana çıkma teklifi etti ama kabul etmedim yaa? O zamandan beri hoşlanıyormuşum belki de"

Bir süre durdu.

"Peki sen?"

"Seni gördüğüm ve arkadaş olduğum güden bu güne kadar sana deli gibi aşığım"





Öpüştüler! Yehuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu

AMOUR||JJK Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora