3.7

2.2K 117 26
                                    

Sonunda bu kitaba bölüm atabildim ve baya da uzun bir bölüm oldu. Neyse iyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum ♡♡♡
***

1 haftadır rutinim hâline gelmiş soruyu Leigh'ye sordum.

"Jade okula geldi mi Lele?"

Yine aynı cevabı duyacağımı biliyordum ama sormaktan çekinmiyordum. Leigh üzgün bir şekilde kafasını iki yana salladı. Aynı cevabı duymamla suratım yine düşmüştü. Onu asla affetmeyeceğimi belirttikten sonra okula bir kere bile gelmemişti. Açıkçası itiraf etmem gerekirse onu özlemiştim. Okula umursamaz tavrıyla girişini, beni görünce heyecanlanan hâlini, beni başka birisiyle görünce kıskançlıktan kısılan gözlerini kısacası her şeyini özlemiştim.

"Madem onu bu kadar özlüyordun neden ona affetmeyeceğini kesin bir dille belirttin Pez?"

Jesy yine mantıklı konuşmuştu.

"Onu bu kadar özleyeceğimi bilmiyordum Jes"

"Peki ya şimdi burda olsa onu affeder miydin?"

Biraz bekleyip düşündüm. Affeder miydim? Tekrardan ona güvenebilir miydim? Usulca Jesy'ye bakarak kafamı salladım. Ona tekrardan kalbimi tamamen açmaya bile hazırdım.

"O zaman neden üçümüz okul çıkışı onlara gitmiyoruz?"

"Bilmiyorum Jesy. Hayır olmaz gidemem. En azından bir kez daha kendini affettirmeye çalışması gerek"

"Ya o zamana çok geç olursa Pez"

Bu sözü aklıma bir şüphe düşürmüştü. Onun için endişelenmeye başlamıştım. Zilin çalmasıyla derse gitmek için kalkmıştık. Leigh yanımızdan ayrıldı. Bizde Jesy ile sınıfımıza girdik.

"Cidden gitmeyecek misin? Onu affetmek için yanıp tutuştuğunu anlayabiliyorum. Beni kandıramazsın Pezza"

Haklı olduğu için sessiz kalmayı tercih ettim. O da cevap alamayacağını anlayınca önünde dönmüştü. Cidden ne bok yiyecektim ben? Ne yapmalıydım? Onu görmeye gitmeli miydim? Aklımda bunun gibi birçok soru vardı ve ben artık düşünmek istemiyordum. Beynimi ve kalbimi söküp atasım vardı. Hangisini dinleyeceğimi şaşırmıştım. En iyisi bunları okul çıkışı düşünmekti.

Hocanın içeri girmesiyle ayağa kalktım. Ders İngilizceydi ve sanırım tek sevdiğim dersti. Selam verip defteri imzalamıştı. Ardından konuya girdi. Ama aklımdaki düşüncelerden onu pek dinlediğimi söyleyemezdim.

"Hocayı en azından dinliyormuş gibi yap. Gözleri senin üzerinde gidip geliyor"

Jesy'nin kulağıma fısıldamasıyla irkilmiştim. Söylediklerinde haklıydı. En azından dinliyormuş gibi yapsam iyi olacaktı. Yarım saat boyunca dinliyormuş gibi yapmıştım. En sonunda teneffüs zili çalınca derin bir oh çektim. Cidden en sevdiğim ders bu sefer bana en sıkıcı dersmiş gibi gelmişti.

"Hadi Lele bizi bekliyordur gidelim"

Kafamı sallayıp ayağı kalktım. Aklıma gelen şeyi ona da sordum imayla.

"Ee sizin ilişkiniz nasıl gidiyor?"

"Ha? Ne ilişkisi? Arkadaşlık ilişkimiz mi? Gayet iyi gidiyor"

Telaşlı telaşlı dediği şeylere gülümsemiştim. Böyle çok tatlı görünüyordu.

"Hadi ama Jes benim gözümden kaçmaz. Ona körkütük aşık olduğunu anlayabiliyorum"

my little biscuit | jerrieWhere stories live. Discover now