5. Bölüm - Konser Telaşı

275 32 0
                                    

Birkaç saat sonra tıka basa dolacak olan konser alanına baktım. Hayranlar ellerinde çubukları sallayacaklardı ve şarkılara eşlik edeceklerdi. Bu sahne aklıma geldikçe başım dönüyordu. Yıllardır rüyalarımda bu sahneye çıkmak vardı. Sonunda hayalim gerçek oluyordu.

"Fazla dalıp gitme. Yapacak işlerimiz var."

Duyduğum sesle yerimden sıçradım. Menajerim kollarını birleştirmiş bana bakıyordu. Bir süre bakıştıktan sonra "Bu kızdan hayır gelmez." der gibi iç çekti.

"Benim herhangi bir şey yapmama gerek olmadığını sanıyordum."

Dudağını ısırdı. "O konuya gelirsek... Planda ufak bir değişiklik var."

Ona devam etmesini isteyerek baktım ancak bir iç çekti ve yanıma oturdu. Etrafta kimsenin olup olmadığını kontrol ettikten sonra bana yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Sen erkek kılığına girmeden önce sana bir kağıt vermiştim. Hatırlıyor musun?" Başımı evet anlamında sallayınca devam etti. "Ona çalıştın, değil mi? O şarkıyı konserde söylemen lazım."

"Çalıştım."

"Yalnız..." Nasıl söyleyeceğini düşündü bir süre. İç çekti ve en sonunda ağzındaki baklayı çıkarttı. "Kız kılığında söylemen lazım."

"Ne?!"

Bağırmamla ağzımı kapattı ve eliyle susmamı işaret etti. Kimsenin dikkatini çekmiş miyiz diye etrafa baktı. Ardından gözleri benim gözlerimle buluştu. "Bak Shin Hye. SM seni tanıtmak zorunda, Shin'i değil."

"Ama herkes anlayacak!" Kris'in öğrenmesi yetmiyordu, diğer üyeler de öğrensin.

"Bu konuda bana iş düşmez. Emir büyük yerden." Yanına koyduğu çantasını aldı ve ayağa kalktı. "Şimdi sakin bir yere git. Seni sorarlarsa ben idare ederim. Bir de canını sıkma. Makyaj yaptıklarında ben bile seni tanıyamıyorum." Kendimi iyi hissetmemi sağlayacağını düşünerek eliyle omzuma hafifçe vurdu ve gitti.

Elimle yüzümü kapattım. Bir hafta dolmadan bütün üyeler gerçek kimliğimi öğrenecekti ve ben onların yüzüne dahi bakamıyor olacaktım. Kris ise bir köşede yüzünde bir gülümsemeyle olan biteni izleyecekti. Şimdiden "Ben sana demiştim." dediğini duyar gibiydim.

Karamsar düşünceleri başımdan savmaya çalışarak elimi havada salladım. Menajerimin dediği doğruysa bir ihtimal kimse beni tanımayacaktı. Makyaj malzemelerinin varlığına şükrederek çantamdan kağıdı aldım.

Etrafta gezinen EXO üyeleri ve diğer SM gruplarını hatırlayınca kendime şarkı söyleyecek bir yer aramaya başladım. Sesimi duyarlarsa bir kız olduğumu anlayabilirlerdi. Ayrıca konserde şarkı söyleyecek kızla aynı sese sahip olmam akıllarda bir soru işareti uyandırırdı.

Grupların odalarından birine girdim ve ardımdan kapıyı kilitledim. Oturacak bir yer bulduğumda oturdum ve telefonumu çıkarttım. Biraz su içtikten sonra şarkıyı söylemeye başladım.

Dakikaların, hatta belki de saatlerin ne kadar çabuk geçtiğini fark etmedim. Şarkı söylemeyi çok sevdiğimden zaman bana her zaman çok çabuk geçer gibi gelirdi. Şarkının tamam olduğunu düşününce suratıma bir gülümseme yayıldı. Kollarımı havaya kaldırıp esnedim. Eşyalarımı çantama koydum ve dışarı çıkmak için hareketlendim.

Tam kapıyı açtığımda bir kız kapının önünde durmuştu ve başını eğerek içeri geçti. Anladığım kadarıyla bir makyözdü. Kıza bakıp kapıdan birkaç adım uzaklaşmıştım ki menajerim omzumdan tutarak beni yeniden içeri soktu.

"Gitmek yok."

Beni koltuğuma yeniden oturttuktan sonra diğer kızlar da geldi. Ardından gidip kapıyı kilitledi. Soru sorar gözlerle menajerime bakıyordum.

QueenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin