10. Bölüm - Hava Alanı

193 29 0
                                    

Oflayarak saçlarımı dağıttım. Nereye koymuştum şu eşyayı...

"Geç kalıyoruz Shin!"

"Geliyoruum!" Geri bağırdım. Zaten altı üstüne getirilmiş eşyaların arasına bir kez daha bakıp iç geçirdim. Tam vazgeçip gidecekken sargıyı buldum ve çantamın içine tıkıştırdım. Koşarak beni birkaç dakikadır çağıran, fazlasıyla sinirli olduğunu düşündüğüm Suho'nun yanına gittim.

"Hazır mısın?"

Başımı salladım. "Evet."

Bir şeyler mırıldanarak önden gitmeye başladı. Peşinden takip etmeye başladım. İlk küfür ettiğini falan düşünsemde şarkı söylediğini fark ettiğimde içimde beklenmedik bir rahatlama hissi oluştu.

"Bu şarkı... Çok tanıdık."

Bana bakmayarak gülümsedi. "Growl."

"Ahh!" Elimle alnıma vurdum. "Hatırlayamadığıma inanamıyorum."

"İnsanlık hali." dedi.

Dudağımı dişledim. Sinirli miydi yoksa konuşmak mı istemiyordu anlamak imkansızdı. Bu da ne yapacağım konusunda kararsız kalmamı sağlıyordu. Bende en kolay şeyi yaptım: Hiçbir şey.

Diğer üyelerin yanına vardığımızda kendimi Lay'in yanında buldum. Telefonundan başını kaldırıp baktığında gülümsedi ve kulaklığının tekini çıkarttı.

Dün konserden sonra fazlasıyla bitkindik. Konserde Lay ile birbirimize çiçek vermemiz hayranların çok hoşuna gitmişti. ShiLay shipleyen insanları görmek kötü değildi ancak bunu grup üyeleri yapınca sinir bozucu da olabiliyordu. Dün konserden sonra yurtta Baekhyun ve Chen içinde ShiLay (Lay ve ben) ve KriShin (Kris ve ben) olan bir hikayeyi okumaya başladılar. Gece boyunca peşimi bırakmadılar ve benden milyon tane yastık yediler. Anlamadığım şey ise konserden sonra bu enerjiyi nereden buldukları. Kai ve birkaç kişi yurda girdiği gibi kendini yatağa atmıştı. Yolculuk boyunca uyuduklarını ise hesaba katmıyordum.

Ve evet, yurt yeniden kullanılabilir bir haldeydi.

Lay kulaklıkları hala kulağında, telefonunu cebine sokuşturdu. Kulağından çıkarttığı kulaklığı benim kulağıma soktuğunda şarkı kulağımı doldurdu.

Elim kulaklığa gitti. Kulaklığı düzelttim ve gülümsedim. "Bu şarkıyı biliyorum. Love Blossom, değil mi?"

"Evet."

Öylece durup şarkıyı dinlerken elimde olmadan ayağımla ritim tutturdum. Bu halimi gören Lay ile göz göze gelince bakışlarımı kaçırıp gülümsedim.

"ShiLay moments." Baekhyun telefonunu bize doğrultarak etrafımızda yürümeye başladı.

Kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun Baekhyun?"

"Sadece grubumuzun üyelerini çekiyorum canım, ne olmuş yani."

Tanrım... "Sil şu videoyu!" Kulaklığı kulağımdan çıkarttım ve Baekhyun'a doğru bir hamle yaptım.

"Hala kayıttayız."

"Bu hiç eğlenceli değil!" Baekhyun'a doğru bir kez daha atıldım.

"Aksine, çok eğlenceli." Düşünceli bir şekilde eli ağzındaydı. "Ama ben KriShin shipliyorum. Kris'in yanına geçsene bir."

Gözlerimi kırpıştırdım. Dediği şeyin şaşkınlığıyla Kris'e baktım. Kris başını telefonuna doğru aşağı eğmişti ancak gözleri bizdeydi; bu da alnında kırışıklar oluşturuyordu ve ona gerçekten sinirli bir hava veriyordu.

QueenWhere stories live. Discover now