7.BÖLÜM:SESSİZ KALMA, BENİM DE SESİM OL!

13 0 0
                                    

Yaşanan olaylardan sonra yaklaşık 2.5 ay geçti. Duygularım ve yaşanılanlar yüzünden nerdeyse matematik den kalma tehlikesi geçirdim. 'Matematiğin benle derdi ne' bazen her şey üstüme üstüme gelirken bazen de bunları bir kenara bırakıp mutlu bile olabiliyor ama bazen mutlu iken bile ağlıyordum. Ergenlik desek çoktan bir kenara bıraktığıma emindim ama neydi beni mutsuz edilebilecek kadar telaşa düşüren.
Sıramda bi yandan tek başıma oturuyor bir yandan bunları düşünüyordum. Saçma sapan düşünüyordum işte. Mehmet yanımdaki boş yere oturup gözlerimin yaşardığını görünce duramayıp yanağıma elini koydu. Yavaşça kafamı ona döndürdü ve sakince "Nehir iyimisin"
"Ne"
"Ağlıyorsun" bi yandan elimi gözüme götürecekken Mehmet benden önce davranıp gözyaşlarımı narince sildi bu beni daha çok kırıyordu çünkü Mehmet ile o gün olanlardan sonra duygularım birbirine girmişti. Bugün ayrıca bir hüzün vardı üstümde. Mehmetin gözlerimi silen elini tutup yüzümden ayırdım. Yüzüm kızarmıştı ama istemsizce göz yaşlarım durmuyordu.
"Nehir ağlama. Hem niye ağlıyorsun"
"Bu seni ilgililendirmez" diyebilmiştim çünkü ben de bilmiyordum.
"Biri mi sataştı, erkek mi döverim senin için" 'biri bu çocuğa kendini dövemeyeceğini söyleyebilir mi?'
"Hayır" diyebildim kısık bir sesle.
"Şeyda yüzünden mi, yalnız kaldın diye mi endişeleniyorsun, Şeyda seni unuttu diye mi korktun yoksa"
"Bu da var ama gerisini söylemem"
"Nehir" hâlâ ağlarken kaşlarımı kaldırdığını görünce beni tişörtümün omzundan tuttu. Ayağa kalktı. Kurtulmak için ben de ayağa kalktım ama kalktığım gibi beni peşinde sürükledi. Bileğimi tutsaydı bi dirsek yicekti ama bundan da kaçmayı başardı. Pislik.
Nereye götürdüğünü az buçuk tahmin ediyordum ama tahminim yanlış çıktı. Mini Kütüphane deydik. Öğle molasında kalabalık olduğundan dolayı birde minik bir kütüphane miz vardı. Genelikle kilitliydi ve tam dipteydi Mehmet tek eliyle beni bırakmadan kilidi açıp beni içeri itti tam kaçacakken karşımda dikildi ve kapıyı kapatıp kilitledi. Anahtarı da pantolonunun cebine attı.
"Konuşuyor musun şimdi? Yoksa burda gün boyu burda kalmayı kabul mü edersin"
"Konuşacağıma burda kalmayı yeğlerim canım" neyseki mini kütüphane çok dar değildi ve bir tane de penceresi vardı.
"Canım mı? O kadar yakınsak dökül o zaman herşeyi"
"Olmaz" sahi ne diyecektim. Neye üzüldüğüm bile belli değildi.
"Niye"
"Kişisel bişey bana özel" sırf kurtulmak istediğim için söylemedim. Derdimin ne dermanı ne anlayanı olabilirdi bu dünyada.
"Yoksa..." 'ne kızardı mı o' ilk defa görüyordum bu halini. 'Düşündüğü şey utandırdığına göre ne olabilir. Özel günümde falan mı sandı acaba. Yok canım nerden anlayacak bilecek bu kalas'
"Ne diyorsun devamını getir" gerçekten kızarmıştı uzun süre gözlerime bakamıyordu, bakıp kaçırıyordu gözlerini.
"Nasıl desem... o dönem de misin"
"NNe" gözlerim pörtledi. 'Anlayacağın bizim kalas, kalas değilmiş' " Bu seni ilgilendiren bir konu değil" demekle yetinmiştim çünkü ağladıktan sonra bu şeklilde kızarmak beni dometes yapmış olabilir. 'Onane ki'
"Çikolata alayım mı, ister misin?" ağlaya bilir mıydım tekrardan 'lütfen ağlamak istiyorum niye olmuyor göz pınarlarım mı kurudu iki sulu göz oldum diye' yüzüme bakıp. "bekle" dedi ve çıktı fırsattan istifade bu yerden kaçacakken kapıyı arkadan kilitlediğini fark ettim.
"Zeki çocuk sevdim bunu" dışımdan söylemek te özgürdüm çünkü 'yalnızım bebeğim' 'bu Mehmet de ne garip çocuk nerden anladı acaba, tabi nolucak peşinde çok kız var çıkmıştır illiaki biriyle öğrenmiştir süre içerisinde biz salak gibi ortada dolaşıyoz' yine kafamdan sallarken içeri girdi. Elinde karamelli çikolata yanında latte ve dore biskuvisi vardı. "Wuaa en sevdiklerim" gözlerim kesin kamaşmış olmalıydı. Yere çömdük.
"Mehmet ben o dönemde deildim yani şuan. ok"
"O zaman sorun... Yalniz kalmanı dert ediyorsan ben varım sakın unutma" 'abicim ben kimden kaciyom acaba kime sinirlenip kime gülüyom' yine içimden sallıyor saydırıyordum.
"Pek önemli değil ben alone da takılmayı severim" iç çektim "hem senin arkadaşların var. Kız bile değilsin her derdime bir çare olamazsın ya da ben olamam çünkü ben erkek değilim. Öyle işte"
"Erkek gibi kızsın işte" güldüm ve çikolatamdan bir ısırık aldım.
"Gülünce cidden çok güzel oluyorsun" gözleri dudaklarıma kaydı aşık olduğum bakışı vardı gözlerinde. Parmağıyla dudağımın kenarındaki kalan çikolata yı silip parmağını ağzına götürdü. Kızlara sesleniyorum bu pek hayra alamet değil burayı kesmek lazım klişe ama utandırıcı.
"Bu arada ne zaman" Gözlerim açıldı
"Ne ne zaman"
"Reglin... Ne zaman? Az önce adını söyleyemeyen insan şuan reglin ne zaman dedi sizce bu normal mi
sessizce "nee" olamaz dışımdan söylemiştim. "Yani... şey..." kesin bayaa kızarmışımdırki elimi boynuma götürüp gözlerimi yere dikip "2 hafta var..."
"Peki... hangi gün olur" o da baya utanmıştı ki neden bu konuya geldik nasıl geldik anlamamıştım. Dore paketini açıp
"Salı...genellikle... anyway hadi yumulalım... Şeyda ile yemeyi severdim. Yalnız tadı çok çıkmıyor" yalnışlıkla itiraf etmiştim yalnızlığı sevmediğimi. Zaten bu saatten sonra benim arkadaşım olmak zorunda 'ya da sevgilim...'
"Bundan sonra her aldığımız dore paketine ikimiz ortağız. Anlaştık" uzattığı eli sıkarak
"Anlaştık ama bana daha fazla verirsin"
"Peki" Ikimizde gülümsemiştik. Latte den bir yudum aldım. Sonra bardağı elimden alıp bi yudum da o aldı. 'Tam anladık %1000 sevgili olmak zorundayız yolu bu'
"Latte ye de mi ortağız"
"Olabilir" diyip cebinden bir dore paketi daha çıkardı.
"Tamam kabul dedim" 'kendime baya şaşırıyorum bu ara' yine gözlerim parlıyordu. Aslında Mehmet e herşeye maydanoz olmasına ve özel durumum hakkında bilgi sahibi olmasına kızmadım değil ama tek kız değilim ya dünyada normal bir durum. Benim de bildiğim şeyler var erkekler hakkında yani.
"Arkadaşlığını kabul ediyorum" sonuçta feminist bir yapım da var ama belli etmiyorum. Hem Mert de vardı. Çocukluktan berridir hemde, bu konuları pek açmaz gerçi ama.
"En yakınındaki olacağım"
"Göreceğiz ütü adam"
"Sal şu ironMan i"
İki hafta oldu ve Mehmetten kaçmıyordum. Bazen. Her latte ve dore alışımıza beraber yumuluyorduk. Ama onun dışında birbirimize çok yakın durmuyorduk. Hem Mehmetin arkadaşları vardı. Hem de yakın olunca fazla aşırıya kaçıyorduk
3 hafta önce sınıf değiştiren Şeyda ya kızgınlığım dinmişti. Şu an Betül ile aynı sınıftalar yakınlar normal olarak Şeyma nın kankisi sonuçta. Tenefüste yine de Şeydagil ile takılıyordum. Ama Betül'ün beni sevmediğini de hissediyordum. Ne kadar yakın davransam da bana kötü ve pislikce davranmayı ihmal etmiyordu. Tabiki sözleri ile. Yoksa kavga çıkarırım
Yine Şeydagilin yanındayım. Bahçede dolaşıyoruz ama şu ana kadar hep Mehmet gilin arkasındaydık şüphelenip Şeyda ya sorduğumda Mehmetin arkadaşı Atakan dan hoşlandığını öğrendim. Bu seple Mehmetgilin arkasında pervane olmak durumundayız. Mehemetin onun arkasından koştuğumu düşünmemesi içinde Atakan ı Şeyda ya ayarlamak zorunda kalıyorum haliyle.
Bu yapacaklarımdan dolayı içimde kötü bir his de olması dolayısı ile ürpermem gerçeği ile karşı karşıyayım.
Alone olmak daha iyi olabilirdi Mehmet den anca Şeyda ile barışırsam, Şeyda dan da Atakanı Şeyda ya ayarlarsam kurtulacağım ama gelecek bu kadar yolunda gidemeyek gibi görünmekte en azından içimdeki sıkıntıyla anlıyorum. Bu kez yine o ipe takılacağım yine.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 16, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kalp Kalbe Karşıdır KADERİN KIRMIZI İPİ Where stories live. Discover now