Babamların beni rahatsız etmemiş olmasından faydalanıp bir film izleyebileceğimi düşündüm. Poyrazın yatağının yanındaki minik komidine doğru yürüdüm ve alt çekmeceğini açtım. Filmlerimiz burda olurdu.

Ön kısımdakilere bakıp bir şey beğenemeyince arkadakilere uzandım ve o sırada elim hiçte CD ye ya da CD kaplarına benzemeyen bir şeye değdi. Yumuşak , dokunduğumda hışırtı sesi çıkaran bir şeye.

Önce tereddüt ettim ama daha sonra o şeyi elime almaya çalıştım. Ama sanki komidinin tepesine yapışıkmış gibi bir türlü gelmedi. Biraz çekince bir kıtırtı sesi duydum ve sanırım elimdeki her neyse onu tahtaya bağlayan bantlar kopuverdi.

Bir avcumun içi kadar olan şeyi alıp çıkardım ve incelemeye başladım. Elimdeki o ufak paket o kadar tanıdık geliyordu ki. Bunu daha önce görmüştüm biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum ama sadece nerde ve ne zaman olduğunu hatırlayamıyordum.

Babamın bir anda odanın kapısını açması üzerine düşüncelerim bölündü.

-          Tatlım pizzan neli o..

Gözleri elimdeki pakete kayınca cümlesi yarım kaldı. Paketin komidine yapışık olmasından bile gizlenmek istendiği açıkca belli oluyordu ve şimdi babamın gözlerindeki o bakışı görünce tamamen haklı olduğumu anladım.

-          Baba bu ne?

-          Hazal elleme onu.

-          Neden?

-          Benim değil de ondan. Serkan abinin. Yarın almaya gelecekti.

-          Peki içinde ne var?

-          Bilemiyorum hiç bakmadım. Onun özeli sonuçta. Hadi onu bırakta gel.

Paketi elimde çevirip incelemeye devam edince babam yanım gelip paketi elimden kaptı ve sinirli bir şekilde bana baktı.

-          Kardeşinin yanına git.

Merakımı bastırmaya çalıştım. Karşı gelmenin anlamı yoktu çünkü ben ne olduğunu anlayamadan o paketi alıp saklayacaktı. Odadan çıkıp salona poyrazın yanına geçtim. Bilgisayardan hani pizzayı söyleyeceğine karar veriyordu. Yanına oturup gözlerimi boşluğa diktim.

-          Abla.. abla?! Seninki her zamankinden mi?

Gözlerimi boşluktan ayırmayarak başımı salladım. Bu paketi nerden hatırlıyordum. O kadar tanıdık geliyordu. Gözlerimi kapatıp bir süre düşündüm. Rüzgar.. rüzgarın dün parkta adamdan bir zarfla beraber aldığı paketin aynısıydı.

Ne yani Rüzgar babamı ya da Serkan abiyi tanıyor muydu? İçinde ne olabileceğine dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Çünkü işleriyle ilgili bir şeye benzemiyordu. Ha unutmadan söyliyim. Babam araba tasarımları yapar ve kocaman bir galerileri var. Her ne kadar dandirik de dursa oldukça iyi bir iş.

Ve babamın ne kadar panik olduğuna bakılırsa muhtemelen içinde ne olduğunu o da biliyordu. Ve bir başkasının görmemesi gerekiyordu. Ama bu hala babam , rüzgar ve serkan abi üçgenindeki gizemi çözmüyordu. Sanırım Rüzgar sandığımdan daha gizemli biriydi. Pembe dizilerden çıkma çocuklardan olmadığını zaten tahmin edebiliyordum.

Akşam yemeğimizi yedikten sonra direk odama çekilip yatağıma girdim. Eğer  birazcık enerjim olsaydı kalkıp köşe bucak evin içinde o paketi arardım. Ama babamın panikle dolu gözleri onu benim göremeyeceğim bir yere saklayacağını işaret ediyordu.

Ve bu konuda babamla konuşmak istemiyordum. Bunun hakkında açıklama yapmasını ve içinde ne olduğunu bilmediğini söylemesinide istemiyordum. İçinde ne olduğunu bildiğini görebiliyordum. O kadar salak değildim.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin