Neden Yalan Söyledin?

4.8K 286 13
                                    

Aklıma bir sürü şey geldi. Amerika'da oluşum. Sonra büyük bir özlemle evime aileme , arkadaşlarıma dönüşüm.. ve Rüzgar. Rüzgarla tanışmam. Onunla geçen tüm dialoglarım aklımdan bir bir geçti resmen.

Fısıltısını duyunca gözlerimi açtım. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

-         Sen.

Utanmış bir şekilde suratımı çevirdim.

-         Bu seneki en iyi şey sendin. Yani gözümü kapatınca direk aklıma sen geliyorsun.

Hafifce gülümseyerek ona baktığım sırada içerden kocaman bir çığlık koptu. Ve havaya atılan havai fişekler gökyüzünü bir şenliğe çevirdi. Çok güzel ve rengarenkti. Gözlerimi gökyüzünden ayırıp Rüzgara baktığımda paketinde bulunan son ters dönmüş sigarayı çıkarıp yaktığını gördüm.

Sigaranın yarısına geldiğinde konuştu.

-         Ne dilediğimi sormayacak mısın?

-         Yeni yılın ilk dileği.. olunca söylersin artık.

Bana bakıp gülümseyerek sigarasını söndürdü. Ayağa kalkıp elini bana uzattı.

-         Gel.

-         Salona geri dönmek istemiyorum.

-         Salona geri dönmeyeceğiz zaten. Hadi..

Elimi uzatıp beni kaldırmasına izin verdim. Beraber salona girdik. Kapıya yöneldiğimiz sırada Cerenle göz göze geldim. Gülerek Rüzgarın kulağına fısıldadım.

-         Ceren saat 3 yönünde gözlerini dikmiş bize bakıyor.

Rüzgar sağa doğru dönüp ona baktı ve elimi daha sıkı tutarak koşmaya başladı. Ona yetişebilmek için bende koşmaya başladım. Salondan çıkıp iki kat aşağıya indik. Lobinin yanından geçip yemek salonunuda arkada bıraktık ve iki koca kapının önüne geldiğimizde durup soluklandık. Kapılara bakıp sordum.

-         Burasıda ne böyle?

Kapıları açıp beni içeri çekti. İçerisi zifiri karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum Rüzgar'ı bile. Elimi tutup düzgün adımlar atmamı sağladı. Buraya daha önce gelmiş olması lazımdı.

-         Rüzgar nerdeyiz?

-         Adımlarına dikkat et merdiven var.

Benden daha yüksek bir yerde durduğunu hissedebiliyordum. İki elimide tutup önümde durduğunu söylediği merdiveni çıkmama yardım etti. Üç basamak kadar çıkıp yanında durdum. Beni birkaç adım daha yürütüp sonra durdu.

-         Bekle burda..

-         Rüzgar!

Ellerimi bırakıp yanımdan ayrıldı. Birkaç saniye sonra tüm salon ışığa boğuldu. Bir anda karanlıktan aydınlığa geçince gözlerim kamaştı. Ellerimle gözlerimi örtüp biraz alıştıktan sonra ellerimi çektim.

Koltuklarla dolu yaklaşık 20 sıra vardı. Hatta üst tarafta bir de koltuklarla dolu balkon vardı. Adeta bir tiyatro salonu gibiydi. Rüzgar sahneye geri çıkıp yanıma geldi.

-         Burayı ne ara buldun?

-         Buldum işte. Güzel değil mi?

-         Evet.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin