Bir Bere Bir Anı

2.4K 125 16
                                    


Her şeyin çok daha farklı çok daha basit olmasını dilerken uyuya kaldım.

Mutfaktan gelen bir kırılma sesiyle uyandığımda hava çoktan kararmıştı. Olduğum yerden kalkıp mutfağa gittim ve yemek yapmakla uğraşan teyzeme baktım. Gülümseyerek '' Günaydın uykucu. Akşama kadar uyudun. Geldiğimden beri uyan diye kırmadığım tabak kalmadı.'' diye şaka yaptı. Kendimi bu kadar yorgun hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. Sandalyelerden birine otururken yan tarafta duran çantamdan bir ağrı kesici çıkardım yoksa kafam patlayabilirdi. Uyuya kalmadan önce olanların hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu ayırt etmeye çalışırken teyzem tezgahta duran bereyi bana doğru attı ve '' Berk'in yurt dışına gittiğini sanıyordum.'' dedi.

Bereyi ellerimin arasında çevirdim ve gülümsedim. Gerçekti. Fazla ağrı kesici yüzünden gördüğüm o saçma hayallerden değildi. Gerçekten dönmüştü. Yüzümdeki gülümsemeyi silerken bir cevap için bekleyen teyzeme döndüm ve '' Onun değil zaten.'' dedim. Tekrar ocaktaki yemeği karıştırmaya döndüğünde '' Rüzgar'ın.'' diye fısıldadım.

Ani bir şekilde bana dönünce yanındaki makarna paketini yere düşürdü ve makarnalar yere saçıldı ama bunu umursamadan karşımdaki sandalyeye otururken '' Ne!?'' diye sordu. Harika. Bir soru bombardımanına tutulmak üzereydim. Omuz silkip '' Evet geri dönmüş işte. Bugün karşılaştık.'' diye geçiştirmeye çalıştım ama bu geçiştirebileceğim bir konu değildi. Bu aylarca arkasından ağladığım adamla ilgiliydi ve teyzemin, daha onun neden gittiğiyle ilgili cevaplanmamış soruları varken şimdi üstüne yenileride eklenmişti.

'' Ne demek karşılaştınız? Ne zaman geri dönmüş ki?''

'' Geçen hafta. ''

'' İnanamıyorum. Peki yani buraya mı geldi?''

'' Beni eve bırakınca içeri davet ettim.''

'' Eee!''

'' Eesi yok. Kahvesini içti ve kalktı.''

'' Buna inanmamı bekleme. Bunca zaman neredeymiş , neden dönmüş ben cevapları istiyorum.''

'' Bilmiyorum. Dönmüş işte. Daha da iyisi tatilden sonra okula da dönüyor.''

'' Bu çocuk sana işkence etmeye mi çalışıyor?''

'' Hayır. Tersine her şeyin farkında. Biriyle görüştüğümüde biliyor. Hayatıma bir anda yeniden giremeyeceğinin de farkında.''

'' Ah umarım sende aslında onun hayatından hiç çıkmadığının farkındasındır.''

'' Ne?''

'' Sen onu hayatından hiç çıkarmadın ki! Yanlış hatırlamıyorsam en son Berk'le dışarı çıkmadan önce bile yaptığımız konuşma onunla ilgiliydi ve şimdi onu görünce geçen seneki tüm duygularının yeniden canlanmadığına inanmamı mı istiyorsun?''

'' Bu yine de ona kırgın olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Lütfen soru sormayı bırakır mısın!''

'' Tamam tamam. Son bir soru.''

'' Ne?!"

" Bizim küçük serseri hala yakışıklı mı?"

Gözlerimi devirip çantamı aldım ve merdivenlere doğru yürüdüm. Arkamdan '' Bunu evet olarak kabul ediyorum. Üstünü değiştirde gel birşeyler ye!'' diye bağırdığını duydum. Odama girip çantamı bir kenara atana kadar beresini hala elimde tuttuğumu fark etmemiştim. Geçen sene ilk tanıştığımızda da bana verdiği ilk şey de beresiydi. O zamanda soğuktan donmuş kulaklarımı kurtarmak için beresini vermişti. O bankta bir anda yanımda belirmesi , benimle evime kadar yürümesi , tehdikar sözlerinin aksine uysal ama mesafeli bakışları herşey sanki daha dün yaşanmış gibi aklımdaydı. Söylediği her söz , her dokunuş , her hareket , tüm o yaşananlar izleyip izleyebileceğim en güzel filmmiş gibi beynime kazınmıştı. Şimdi o gece verdiği bere , bıraktığı tüm anılarla beraber bir kutunun içinde dolabımın en üstünde duruyordu. Ama onları bir kutuya koyarak aklımdan çıkaramıyordum işte.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin