Gözüm Üstünde

1.8K 107 10
                                    


Salatanın son dokunuşu için havuçları keserken telefonum çaldı. Ekranda bilinmeyen numara yazısını görünce tüylerim diken diken oldu ve teyzemin "Kim?" sorusunu " Melisa" diye geçiştirerek bahçeye çıktım ve derin bir nefesten sonra telefonu açtım.

" Alo?"


Önce hiç ses gelmedi ama birinin telefonun diğer tarafında nefes alıp verdiğini duyabiliyordum. Deniz olduğuna bahse vardım. Yoksa kim beni gizli numaradan arayacaktı ki? Bu yüzden kendimden emin bir şekilde " Deniz" diye fısıldadım.

" Nerden anladın ya? Süpriz yaparım diyordum."

" Sen beni nasıl arayabiliyorsun?" diye sorduğumda aklıma gelen ihtimal tüylerimi diken diken etti. Korkudan sesimin titremesine engel olamayarak " Sen dışarı mı çıktın?" diye sordum. Telefonun diğer ucunda yüksek sesli kahkaha koptu. Sanki çok komik birşey söylemişim gibi bir süre gülmeye devam ettikten sonra " Hayır ama fazla uzak değil. Yakında çıkacağım." dedi.

" Peki beni nasıl böyle arayabiliyorsun?"

" Sana söyledim ben birşeyi istediğimde yaparım. Bana yardım edecek insan çok."

" En son konuşmamızın üstünden bu kadar uzun zaman geçince ben bu saçmalıklara bir son vereceğini düşünmüştüm."

" Bende öyle düşündüm. Ama dört duvar arasında insan gerçekten çok sıkılıyor."

" O zaman kendine başka bir hobi bul. Kitap oku. Bilemiyorum filmlerdeki suçluların yaptığı gibi bir kitap yaz."

" Tabii. Neden olmasın. Adına da ' Beni buraya tıkan kaltak ve sevgilisinden aldığım intikam.' koyarım. Bence satış rekorları kırar."

" Vazgeç artık."

" Şimdi gitmem lazım. Bu telefon mevzusunu öğrenmelerini istemem ama sen dikkatli olsan iyi edersin."

Telefon kapandı. Bu kadar hasta ruhlu bir insana nasıl bulaşabilmiştim. İçeri girmek için balkonun kapısını açtığımda telefon titredi. Yine aynı bilinmeyen numaradan bu sefer bir de mesaj vardı. Sanırım Deniz tacizlerine sözlü değil yazılı olarak devam etmek istiyordu. Mesajı açtığımda karşıma telefonu kapatmadan önce söylediği şeylerin yazdığı bir yazının altında bir de resim çıktı. Resmin üzerine tıklayarak büyüttüm.

30 yaşlarının ortasında gibi görünen esmer bir adamın fotoğrafıydı. Kirli bir sakalı ve ela gözleri vardı. Yüzündeki en belirgin şey ise sağ yanağındaki ufak yara iziydi. Bunu bana neden gönderdiğini anlamamıştım ki bir mesaj daha geldi.

' Gözüm üstünde"

Deniz peşime birini takmış olamazdı. Bu mümkün değildi. 18 yaşında hapisanedeki bir çocuğun eli kolu bu kadar uzağa uzanamazdı. Beni tedirgin etmesine izin vermeyecektim. Telefonu kapatıp içeri girdim ve bizimkilerin yanına mutfağa döndüm. Yemek nerdeyse hazırlanmış gibiydi. Son olarak yarım bıraktığım havuçlara döndüm ve kesmeye devam ettim. Bu sırada bir mesaj daha geldi. Telefonun ekranından ' Duyduğuma göre İzmir'deymişsin. Dediğim gibi gözüm üstünde' yazısını okurken dikkatim dağıldı ve elimi kestim. Bıçağı kenara fırlatırken acıyla elimi tuttum.

Ananem " Ne oldu?!" diye bağırırken Rüzgar yanıma koşup elimi avcunun içine aldı. Uzanıp telefonumu cebime attım çünkü bunu görmesini istemiyordum. Elimi avcundan çekerken bir peçete alıp üzerine bastırdım ve " Önemli değil. Klasik Hazal sakarlıklarım." işte diyerek geçiştirdim. Teyzem , annem ve ananem yemekleri sofraya taşımak için mutfaktan çıkınca Rüzgar yeniden elimi tutarak bana baktı ve " İyi olduğuna emin misin? Melisa'yla mı birşey oldu? Onunla konuştuğundan beri dikkatin dağınık." dedi. Gözlerinin içine bakarken yalan söylemek çok zordu. Bakışlarımı kaçırıp başımı hayır anlamında salladım ve " Dalgınım biraz." dedim. Kalan son parça havucu salatanın içine fırlatırken kaseyi alıp içeriye geçtim ve yerime oturdum.

ZakkumWhere stories live. Discover now